Kadınların ‘özgürlük yürüyüşü’ başladı: Barış için Öcalan’ı dinleyin 2025-10-01 12:14:46   AMED - TJA’nın “Umutla özgürlüğe yürüyoruz” şiarıyla Ankara’ya düzenlediği yürüyüş Amed’den başladı. Yürüyüş öncesi konuşan Sebahat Tuncel, “Barış kuşunun uçmasını istiyorsak, o zaman Sayın Öcalan’ı dinlemek gerekir” dedi.    Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinen Azad-TJA), "Umutla özgürlüğe yürüyoruz" şiarıyla Ankara'ya yapacağı yürüyüşü başlattı. Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, Sebahat Tuncel, Ayla Akat Ata, belediye eşbaşkanlarının da aralarında olduğu yüzlerce kişi Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi  (DEM Parti) Amed İl Örgütü binası önünde bir araya geldi. Polis tarafından ablukaya alınan kadınlar, "Jin, jiyan, azadî", "azad bike Rêbertî", "Bijî Serok Apo" ve "Bê Serok jiyan nabe" sloganlarıyla durumu protesto etti.     Ardından yürüyüşe geçen kadınlar, alkış, zılgıt ve sloganlarla yine yüzlerce kişinin kendilerini beklediği Gaziler Çeşme Durağı’na geldi. “Komplocu zihniyete karşı direniş ruhuyla zafere koşmanın zamanıdır” pankartı açan kadınlar, burada davul ve kendi seslendirdiği şarkılar eşliğinde uzun süre halay çekti.  Çeşme Durağı’nda açıklama yapan kadınlar, sık sık, “Mafe hevî ye mahfe gella yê”, “Umut hakkı ertelenemez” sloganları attı.    KADINLAR ÖZGÜRLÜK İÇİN DİRENİYOR    Kadınlar adına açıklama yapan TJA aktivisti Sebahat Tuncel, kadınların barış için, özgürlük, demokrasi için yıllardır emek verdiğini, bedel ödediğini vurguladı. Sebahat Tuncel, “Savaş ölüm, zulüm demek, coğrafyamızın talan edilmesi demek. Savaş ortamı, yaşam alanının olmadığı bir ortamdır. Kadın için bu iki katlı zahmete dönüşüyor. Kadınlar sadece evlatlarını yitirmiyorlar bu savaşta. Aynı zamanda yaşam alanlarını terk etmek zorunda kalıyorlar, coğrafyası yerle bir oluyor. O yüzden barış mücadelesi bizim için tercih değil, zorunluluktur. Kültürümüzü, dilimizi barış ortamında inşa edebiliriz. İktidarlar bizim bu talebimizi hep yok saydılar. Yüz yıldır bu ülkede Kürtler ‘barış’ diye haykırıyor. Şimdiye kadar ne yazık ki anlamlı bir cevap verilmedi” dedi.      ‘ÖCALAN’I DİNLEMEDEN BARIŞ OLMAZ’   MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Ekim 2024’te yaptığı açıklamayı hatırlatan Sabahat Tuncel, konuşmasına şöyle devam etti: “Bundan bir yıl önce Sayın Öcalan’a ‘Gelsin siyaset yapsın’ çağrısı önemli ve anlamlıydı. Biz yüz yıllık inkarın sonun olmasını diliyoruz bunun. Sayın Öcalan’ın parlamentoda siyaset yapması demek, sorunun parlamentoda çözülmesi anlamına gelir. Bu çok kıymetliydi. Sayın Öcalan buna cevap verdi. 27 Şubat’ta ‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’ yaptı. Barış bölümü devletle ilgili, Demokratik toplum bizimle ilgili bir bölüm. Yani nasıl yaşamak istiyorsak, öyle bir geleceği inşa edeceğiz. Ama bunun için devletin inkar siyasetinden vazgeçmesi gerekir. PKK çağrıya olumlu cevap verdi. Silahları yakmış bir örgütün demokratik siyasete katılmamasında ki engel, devletin politikasında ısrar etmesidir. Komisyonun iki sorumluluğu vardı. Tarafları dinleyerek birinci sorumluluğunu yerine getirdi ama Sayın Öcalan’ı dinlemediler. Sayın Öcalan’ı dinlemeden barış olmaz.  Bunu akli selim olan herkes söylüyor. Devlet Bahçeli ne diyordu? ‘Kuş tek kanatlı uçmaz.’ Barış kuşunun uçmasını istiyorsak, o zaman Sayın Öcalan’ı dinlemek gerekir. Temel aktörlerinden biridir. Sayın Öcalan merkezinde olmasaydı böyle bir süreci tartışmıyor olacaktır. 20 yıldır ağır izolasyon altında olmasına rağmen, Sayın Öcalan’ın rolünü olduğundan küçük göstermeye çalışan zihniyet, anlaşılır gibi değil. Bu sürece barışa yönelik bir direnç var. Bu direnç Kürtlerden yana değil, devletten yanadır.”    ‘ÖZGÜRLÜĞÜMÜZÜ ÖCALAN’IN ÖZGÜRLÜĞÜNDE GÖRÜYORUZ’   Sabahat Tuncel, “Biz Kürtler barıştan yana olduğumuzu hep ifade ettik. Numan Kurtulmuş, ‘Türklerin gururuyla, Kürtlerin onuru kırılmayacak’ demişti. Gelinen noktada şimdiye kadar Türklerin gururu için Kürtlerin onurunu kırmaya devam ediyorlar. Bunu kabul etmek mümkün mü? Annemiz Meclis’te Kürtçe konuşamadı, dile dönük baskılar devam ediyor. Onurlu barış olacaksa, Kürt kadının, gencinin sesini duyacaksınız. Biz umutla özgürlüğe yürüyen kadınlar olarak, bu gerçekleri bir kez daha hatırlatmak, barış kapısını kapatmamak, yeni yolu yürüyebilmek için devlete sorumluluklarını hatırlatıyoruz. Devletin yapması gereken şeylerden biri tarafların özgür koşullarını yaratmasıdır. Devlet özgür koşulda çalışmasını yapıyor ama Kürt tarafı aynı durumda değil. Bir yıl oldu ama İmralı’da hala tecrit politikaları devam ediyor, bu tecrit barışı da tecrit ediyor. O yüzden Ankara’ya yürüyoruz. Ankara’da, ‘Sayın Öcalan’ın özgürlüğü halkın özgürlüğüdür’ diyeceğiz. Sayın Öcalan yaptığı bir görüşmede şöyle ifade etti: ‘Benim özgürlüğüm halkın özgürlüğündedir. Tek başına benim özgürlüğümü gündem yapmıyorum.’ Sayın Öcalan kendi özgürlüğünü Kürt halkının özgürlüğünde görüyor. Biz Kürtler, Kürt kadınlar olarak da kendi özgürlüğümüzü Sayın Öcalan’ın özgürlüğünde görüyoruz. Bu bir şart değil, gerekliliktir. Özgür olmadan gerçek anlamda barış mümkün değil. Biz bu barışın gerçek olsun istiyoruz” ifadesinde bulundu.      ‘BARIŞ KÖPRÜSÜ KURUYORUZ’   Bir daha savaşların konuşulmasını istemediklerini belirterek Meclis’te konuşan Barış Annesi’nin “Çocuklarımızı değil silahları gömmek istiyoruz” sözünü hatırlatan Sebahat Tuncel, “Yaşam için Ankara’ya yürüyoruz. İktidara sesleniyoruz: Daha siz Amed’den çıkışımıza izin vermediniz, daha yolumuz uzun. Ama bilin ki biz kararlıyız. Bu halk 50 yıldır özgürlük yolunu yürüdük, yürümeye devam edecek. Çok büyük emek, bedel verdi ama asla vazgeçmedi. Biz bu halkın evlatlarıyız. Onurlu barış istiyoruz. Bunun çaba ve emekle gerçekleşeceğini biliyoruz. O yüzden Amed’den Ankara’ya yürüyoruz. Kadınların taleplerini buradan alıp, Ankara’ya götürüyoruz. Amed’den Ankara’ya barış köprüsü kuruyoruz. Özgürlük yürüyüşümüz uzun süredir devam ediyor, devam edecek” ifadelerini kullandı.    Sabahat Tuncel son olarak, “Talepleri Ankara’ya ileteceğiz ama halklarımıza da çağrımız var. Bu mesele sadece Kürtlerin değil, bütün Türkiye halklarının meselesi. Kürtleri düşman gören, yok sayan, dilini, kültürünü, kimliğini inkar eden politikaların sona gelmiştir. Rojava ne olacak diye ne konuşuyorlar. Türkiye’deki, Rojava’daki, Başur’daki, Rojhilat’taki Kürtler de özgür olacak. Eşit özgür olarak birlikte yaşayacağız. Bunun yolu demokratik siyasettir. Demokratik siyasetin önünü açın, barışın önünü açın. Kendimize, kadınlara, halkımıza güveniyoruz” diye kaydetti.    Sebahat Tuncel’in konuşması sık sık, sloganlarla kesildi. Yapılan açıklamanın ardından kadınlar araçların hareket edeceği noktaya doğru yürüyüşü geçti.