Asimilasyon politikası 'Veli Toplantısı'nda 2025-12-23 09:04:57   İZMİR - İzmir'de Kirmanckî oyunlar oynayan Gimgim Tiyatro, okullardaki asimilasyonu "Veli Toplantısı" adlı oyunlarıyla sahneye taşıdı.    İzmir'de 2016'da kurulan Gimgim Tiyatro oyunlarıyla Kürtçe'nin Kımanckî lehçesini (Kirdkî) üzerindeki asimilasyona karşı sahnelediği oyunlarıyla dikkat çekiyor. 3 kişi ile yola çıkan, şimdi ise yaklaşık 20 kişiyle yoluna devam eden tiyatro ekibi, "Riştîkê" oyunuyla tiyatro serüvenine başladı, ardından "Yawuxa Doyî", "Zelzele", "Sınıf" oyunlarıyla yoluna devam etti. Ekip, şimdi son oyunları olan "Veli Toplantısı" oyunuyla çalışmalarını sürdürüyor. Tiyatro ekibi, Mûş'un Gimgim ilçesinde yaşanan bazı olayları ve köy yaşamını sahneye taşıyarak hem dilin unutulmasının önünde geçiyor hem de kültürlerinin canlı kalmasını sağlıyor. Son olarak senaryosunu Veli Kişioğlu ve Eda Sarıkaya'nın yazdığı yönetmenliğini Tuncay Akdeniz'in yaptığı "Veli Toplantısı" oyunuyla gele3neğini sürdüren tiyatro ekibi, Kürdistan'da köy okullarında öğretmenlerin öğrencilere "Türkçe konuş" dayatmasını sahneye taşıyarak, geçtiğimiz günlerde tiyatro severlerin karşısına çıktı.    YAŞANMIŞ BİR OLAY    Tiyatronun kurucularından Tuncay Akdeniz, tiyatroyu kurma sürecinde çevresindekilerinin kendisine inancının fazla olmadığını söyleyerek "Ama pes etmedim. Mahallelerde Zazaca konuşan çocukları buldum ve sayımızı 3 kişiden 20 kişiye yükseldik. Zazacayı bana oyuncular öğretti. Sahnede birbirimize bir şeyler kattık. Zazacayı iyi konuşan biri değilim, ama sonuçta ben de o coğrafyanın insanıyım. Varto'dan göç ettik, buralara geldik. Süreç bizim için stresli geçti, bir dönem bıraktık. Geçtiğimiz yıl anadil gününde bir oyun çıkardık ve ondan sonra sayımız giderek arttı. Ardından 'Sınıf' oyununu çıkardık ve ona da 'Veli Toplantısı' oyununu ekledik. Çalışmalarımız iyi gidiyor. Haftada bir toplanıyoruz provalarımızı yapıyoruz. Zazacayı iyi bilmediğim için bana tepkiler geliyor; ama ben de unutulmaya yüz tutmuş bu dil için 'sahnede neler yapabilirimi' gösteriyorum. Veli Toplantısı oyununu Veli Kişioğlu İstanbul'da doğaçlıyor. Böyle bir senaryo ilk başta yok. Bu senaryo zaten zamanında coğrafyada yaşanmış. Bu oyun aslında trajikomik bir oyun. Biz İzmir'de örnek bir grup da olabiliriz. Biz A planıysak B planı da çıkabilir. Belli bir planımız yok; çünkü oyuncular aynı zamanda çalışıyor. Elimde yine iki tane güzel oyun var, bunlar için de biraz zaman lazım. Yaptığımız çalışma aslında kolektif bir çalışma. Ben olmasam da oyuncuların bu bayrağı devralıp ileri taşıması lazım" diye konuştu.    'DİLİMİZ KAYBOLURSA BİZ DE KAYBOLURUZ'   Önceden köylerde küçüğünden büyüğüne kimsenin fazla Türkçe bilmediğini, çocukların Türkçeyi okullarda öğrendiğini ifade eden oyuncu Zeynep Çetinkaya "Oynadığımız  'Veli Toplantısı' oyununda öğrenciler Türkçe bilmiyor, bunun için öğretmen velileri çağırıyor; ama velilerle de anlaşamıyor; çünkü veliler de Türkçe bilmiyor. Biz bu oyunu oynadık ki önceden çocuklar neler yaşamış bunu gösterelim dedik. Bu dilin yükü şu an üzerimize kalmış. Bizim bu yükü taşımamız lazım. Dilimiz kaybolursa biz de kayboluruz, dilimiz bizim kimliğimiz. Deniliyor ya 'Her kuş kendi dilinde öter, her ot kendi kökünde yeşillenir'. Biz rüyalarımızı kendi dilimizde görüyoruz, bu nedenle dilimiz bizim için çok kıymetli. Dilimize sahip çıkmazsak birkaç yıl içerisinde bu dil unutulacak; çünkü çocuklarımız artık anadillerini bilmiyorlar. Biz oyunlarımızla anadilimize karşı yürütülen baskı ve asimilasyon politikalarına da karşı çıkıyoruz. Birçok insanımız yurdundan çıkıp dışarılara gitti. Dışarı gidenler şimdi dil üzerinde çalışmalar yürütüyorlar ve dile sahip çıkmaya çalışıyorlar. Bunun için hem siyasal hem de sosyolojik olarak bizim bu dile sahip çıkmamız lazım. Bizim dilimizin yanı sıra inancımızın da kaybolmaması lazım" diye konuştu.    DESTEK ÇAĞRISI   Oyuncu Kadir Özdemir de "Oyunda okula giden öğrenciler Türkçe bilmiyor anadillerinde konuşuyorlar, bu yüzden de öğretmen öğrenicilere kızıyor ve 'Türkçe konuşun' diyor. Daha sonra öğrencilerin velilerini çağırıyor ve velilerden istediği çocuklarının Türkçe öğrenmesi ve kendi dillerini unutması. Bu sebepten bizim istediğimiz kendi anadilimizde oynamak; çünkü bunu yaparak kendi dilimizi unutmak istemiyoruz. Oyunda öğretmen Zazaca konuştuğumuz için bize kızıyor; biz de buna tepki gösteriyoruz. Bizim oyunlarımız gerçekte yaşanmış hikayeler. Bu oyunlar önceden okullarda yaşanmış. Biz bu olayların hepsini gürdük ve duyduk, büyüklerimiz de bize bunları anlatıyordu. Günümüzde kimse anadilini konuşmuyor, herkes unutmuş. Bizim istediğimiz herkes kendi evinde anadilini konuşsun, çocuklarına anadilini öğretsin; ama günümüzde insanlar çocuklarına ilk başta Türkçe öğretiyor. Bunu yanı sıra tiyatro ekibi olarak isteğimiz insanlarımızın bize destek çıkmaları ve dilimize sahip çıkmaları" şeklinde konuştu.    Oyuculardan Eylem Barış Gündüz ise "Önceden köy okullarına öğretmenler geldiği zaman çocuklar Türkçe bilmiyordu. Öğretmen de sadece Türkçe biliyordu. Bunun üzerine biz de dilimizi unutturmamak için bu durumu bir oyun ile göstermek istedik. İnsanlarımız da gelsinler bu oyunu izlesinler, dillerini unutmasınlar. Varto-Der bize bu konuda destek veriyor. Dilimiz bize büyüklerimizden kalmış bizim istediğimiz bu dilin unutulmaması. Bizim dilimiz Xızır'ın dili, kimse bu dili unutmasın. Oyunlarımız oynandığı zaman herkes çocuklarını getirsin ki çocuklar bu dili unutmasın. Bizim dilimizde hikayeler ve şarkılar çok güzel, kimse bunları unutmasın" diye belirtti.    MA / Uğurcan Boztaş