ANKARA - Artan girdi maliyetlerinden dolayı çiğ sütün litre başına belirlenen 8,50 TL’lik fiyatın öneminin kalmadığını belirten üreticiler, “Bunun tüketiciye yansıması acı olacak. 30 liraya süt içecek bu insanlar” diyerek çözümün üreticinin desteklenmesi olduğunu söyledi.
Ulusal Süt Konseyi (USK), 7,50 TL olan çiğ süt fiyatını 14 Ekim itibariyle litre başına net 8,50 TL’ye çıkardı. Ancak artış üreticiyi memnun etmedi. Haymana’nın Tepeköy Mahallesi’nde uzun süredir çiğ süt ve et üretimi yapan Fırat Yılmaz, bunun tüketiciye kötü yansıyacağını belirterek, “Bizden geçti etimizi, sütümüzü üretiriz. Ancak bunun tüketiciye yansıması kötü olacak. İnsanlar artık 200 TL’ye peynir, 30 TL'ye süt alabilecek” dedi.
2014 yılında süt üreticiliğine başladığını söyleyen Yılmaz, aldığı 200 inekten 8 yıldır üretim yaptığını kaydetti. Üretimde kalmak adına yoğun çaba sarf ettiğine dikkat çeken Yılmaz, “Özellikle son bir yıldır girdilerin ve maliyetlerin artmasından kaynaklı hayvanlarımızı kesime göndermek zorunda kaldık. Biz köydeyiz ve gidecek bir yerimiz yok. Memleketimiz burası, ekonomik olarak yapabileceğimiz başka bir iş de yok. Bu noktada yapabileceğimiz tek şey hayvancılık. Gelir elde etmek için ineklerden sağdığımız sütleri satmak zorundayız. İneğe yem vermediğinde zayıflıyor. Ancak yem pahalı. Bu koşullarda her gün geçmişi aramak durumunda kalıyoruz” dedi.
‘SÜT SERBEST PİYASAYA DÜŞERSE KÖTÜ OLUR’
Üretimin devam etmesi için her gün hayvan kesimi yaptığını belirten Yılmaz, “Hayvanlarımızı kesiyoruz. Yavaş yavaş üretimden çekiliyoruz. Samanı, yoncayı geçmişe göre daha az hayvanımıza veriyoruz. Üretimin sürdürülebilir bir tarafı kalmadı. Durumumuz bu. Memlekette hayvan sıkıntısı var, süt üretimi sıkıntısı baş göstermiş durumda. Üretimi sürdürebilmemiz için devlet tarafından desteklenmek durumundayız. Süt serbest piyasaya bırakılırsa perişan olacaklar” uyarısında bulundu.
‘TÜKETİCİYE YANSIMASI ACI OLACAK’
Süt üreticisi Turgay Gözgöz de, hükümetin iki yıldır uyguladığı yanlış politikadan dolayı sıkıntı yaşadığını dile getirdi. Girdi maliyetlerinin yüzde 100'ü bulması nedeniyle süt üretiminin sürdürülebilir yanının kalmadığının altını çizen Gözgöz, “Süt üretiyoruz, et üretiyoruz. Daha konsey açıklamadan yemin torbasına 15 TL zam geldi. Et de üretiyoruz, kendi besimizi yapıyoruz. Maliyet şuan 12 TL’yi geçti. Kendimizden geçtik etimizi, sütümüzü üretiriz fakat bunun tüketiciye yansıması daha acı olacak. 200 liraya kıyma, 200 liraya peynir, 30 liraya süt içecek bu insanlar. Yani bu politikanın sürdürülebilir bir yanı kalmadı. Hükümetin umursamaz tavrından vazgeçmesi ve buna yönelik politikalar üretmesi gerekiyor" dedi.
ÜRETİCİ ÇÖZÜM İSTİYOR
15 yıllık süt üreticisi Çağlar Uymaz ise, temel geçim kaynağının hayvancılık olduğunu ancak maliyetlerin artması nedeniyle hayvanlarını satmak zorunda kaldığını ifade etti. Yılmaz, şöyle devam etti: “Son 1 yıldır üretim maliyetlerinin yüksek olması, vergilerin bizi zorlaması ve verilen desteklerin yetersiz olmasıyla beraber kooperatifimizde bulunan üyelerimiz, 10-12 hayvanını satmak zorunda kaldı. Şu an büyük sıkıntı içindeyiz, hayvancılığın geleceği için taleplerimizin karşılanmasını bekliyoruz. Devletin hayvan başı desteklerinin yüksek olması, yemin kontrol edilmesi gerekiyor. Çünkü yem konusunda ciddi bir sıkıntı var. Yem fiyatı serbest piyasada ve devlet bunu desteklemiyor. Bunun desteklenmesini istiyoruz. Herkes kendine göre fiyat belirliyor. Hayvancılığın ve süt üretiminin devam etmesi için devletin iyileştirmeler yapması gerekiyor. Üretim maliyetinin düşürülmesi, yem konusunda devletin sponsor olması lazım. Veterinerlik konusunda destek bekliyoruz. Şuan özel veterinerlerle çalışıyoruz ve yüksek fiyatlar biçiliyor. Kaba yemde de sıkıntımız var. Onları üretirken elektrik, mazot ve makina ekipmanlarına dair destek sağlanması şarttır."