Beyaz tülbentli anneler: Tecridi kıralım, belediyeleri kayyımdan alalım

img
AMED - Demokratik Kurumlar Platformu'nun 17 Kasım'da Êlih'te yapılacağı mitinge çağrı yapan anneler, "Alanları dolduralım, tecridi kıralım ve belediyelerimizi kayyımın elinden alalım" çağrısı yaptı. 
 
Demokratik Kurumlar Platformu, Kürt sorunun demokratik yollarla çözülmesi, PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğünün sağlanması ve kayyım atamalarının sonlandırılması istemiyle 17 Kasım'da Êlih'te düzenleyeceği mitingin çalışmaları sürüyor. Basın Kavşağı'nda saat 13.00’da düzenleyeceği "Demokrasi ve Özgürlük" adıyla düzenlenecek mitinge çağrı yapan kamuoyunda barışın simgesi haline gelen beyaz tülbentleriyle tanınan anneler, "Alanları dolduralım, tecridi kıralım ve belediyelerimizi kayyımın elinden alalım" dedi. 
 
'MUHATAP ABDULLAH ÖCALANDIR'
 
Kayyım atamayı halka hakaret olarak kabul eden annelerden Nurhan Seçkin, "Çünkü bu halk bu belediyeyi küçükten büyüğe beraber verdikleri emekle aldı. Oylarını kendilerine verdiler. Bu gün düşünün biri gelmiş senin evinin üstüne konmuş. Bu kolay ve kabul edilir bir şey mi? En zor şeydir bu" ifadelerini kullandı.
 
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Meclis'teki çağrılarını hatırlatan Seçkin, "Dediler ki: 'Sayın Abdullah Öcalan Meclise gelecek, biz Kürtlerle kardeşiz ve bu Kürt soruna bir çözüm bulacağız.' Yani biz de onlardan önce buna hazırız, onlardan çok bunu istiyoruz. Ama bu konuşmalardan kısa bir süre sonra belediyelere kayyım atadılar. Biz çocuk muyuz bizi kandırıyorlar. Biz de bir halk olarak kendi haklarımız savunuyoruz. Buradan Ankara'ya, Türklerin başbakanına, cumhurbaşkanına sesleniyorum: Artık yeter kardeş kardeşi öldürmesin barış ve özgürlük sağlansın. Bu gün İsrail zulmünü konuşuyoruz da aynısı bize de yapılıyor. Bu sorunların tek çözüm muhatabı Sayın Abdullah Öcalan'dır" diye konuştu. 
 
'ZALİMLİĞİN KARŞI BARIŞI SAVUNACAĞIZ'
 
"Biz anneler olarak savaş ve kanın dökülmesini istemiyoruz onun yerine barışı istiyoruz" diyen Meysa Akdağ, "Kürtler olmadan Türklerin kurtuluşu yok. Bunun içinde Kürtlerin hakları verilmeli ve adalet sağlanmalı. Bunun içinde kayyım biran önce pılını pırtını toplasın ve belediyemizden defolsun. Kürtleri kandırmaya çalışıyorlar. Çıkıp barışın olacağını söylüyorlar hemen ardından da zulüm yapıyorlar. Biz bu zulmü kabul etmiyoruz. Kanımızın son damlasına kadar da zalimliğin karşısında durup barışı savunacağız" diye belirtti.
 
Sorunların çözümünün İmralı'dan geçtiğini kaydeden Akdağ, "Tüm dünyada onlarda biliyor bu sorunların hepsinin çözülmesi için Sayın Abdullah Öcalan muhatap alınmalı. Kürt Lideri Abdullah Öcalan tamam demediği ve kürsüye oturmadığı sürece bu savaşta bu zulüm de bitmez. Ne zaman ki Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit kalktı ve özgür oldu o zaman sorunlar çözülür. Êlih halkına çağrımdır 17 Ekim'de yapılacak mitinge hep beraber katılalım ve bu mitingde tecridi kıralım, belediyelerimizi tekrar alalım" şeklinde konuştu. 
 
'7'DEN 70'E ALANLARDA OLALIM'
 
Sağ olduğu sürece zulüm ve haksızlığa karşı mücadele edeceği mesajını veren anne Münfide Ağayen, "Belediyelere atanan kayyım haksızlıktır ve bu haksızlığa son verilmesi gerekiyor. Bunun içinde 17 Ekim'de Êlih'te yapılacak eyleme herkes katılmalı" ifadelerini kullandı. 
 
Belediyelere atanan kayyımın halkın iradesini hiçe saymak olduğunu kaydeden anne Huriye Acar, "Bu yapılan zulümdür ve Kürtleri yok etme politikasıdır. Ama bunun da iyi bilsinler, Kürtler bitmez. Ne kadar zulüm ediyorlarsa Kürtler o kadar güçleniyor ve bunun karşısında mücadele ediyorlar" diye kaydetti. 
 
Abdullah Öcalan'a yönelik tecride dikkat çeken Acar, "Tecrit sadece Abdullah Öcalan üzerinde değil, hepimizin üzerinde bir tecrit var. Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi kınıyor ve bir an önce son bulmasını talep ediyoruz. Biz ölümlerin olmasını istemiyoruz. Bunun karşısında Êlih'te yapılacak mitinge 7'den 70'e herkes katılmalı. Hem önderliğimiz üzerindeki tecridi kıralım hem de belediyelerimizi tekrar alalım" çağrısı yaptı. 
 
MA / Heval Önkol