Kadınların savaş ve militarizme karşı mücadelesi

  • kadın
  • 09:09 11 Aralık 2022
  • |
img

ANKARA - Kadınların, militarizm ve savaş karşıtı mücadelesi, İsrail’den Liberya’ya, İrlanda’dan Kolombiya’ya, Vietnam’dan Kurdistan’a yayılıyor.

 
Ulus devletlerin sürdürdüğü ve "Üçüncü Dünya Savaşı" olarak nitelendirilen çatışmalar yayılıyor. Bir yanda Rusya-Ukrayna Savaşı devam ederken, diğer yandan Türkiye'nin Federe Kurdistan Bölgesi ile Kuzey ve Doğu Suriye kentlerine dönük 20 Kasım'da başlattığı saldırılar sürüyor.  Savaş koşullarından en çok etkilenen kesim olan kadınlar, savaşlara karşı en çok mücadele verenler oluyor. Savaşın olduğu topraklarda kadınların mücadelelerini nasıl yürüttükleri tarihi örnek ve deneyimlerle karşımıza çıkıyor. Dünyada kadınların savaş karşıtı mücadele etrafında örgütlendiği ve politika ürettiği birçok örnek bulunuyor. Sırbistan’daki Siyahlı Kadınlar, Kuzey İrlanda’daki Kadın Destek Ağı, Sri Lanka’daki Mano Nehri Kadınları Barış Ağı gibi Türkiye’de de Kürt kadın hareketi öncülüğünde verilen mücadele yıllardır devam ediyor.
 
5 bin yıllık erkek egemen sistemde yaşanan savaşlara karşı kadınların verdiği mücadelenin örneklerini derledik. 
 
BARIŞTAN YANA KADINLAR KOALİSYONU
 
 
İsrail ve Filistinli kadınlar, 2000 yılında Barıştan Yana Kadınların Koalisyonu’nu kurdu. Koalisyonun temel talepleri, işgalin bitmesi, kadınların barış görüşmelerine aktif katılımının sağlanması, 1967 sınırlarına geri dönülmesi, mülteci sorununun çözümünde İsrail’in sorumluluk alması, tüm İsrail vatandaşları için eşitlik. Uluslararası düzeyde İsrail Barış Hareketi’nin sözcülüğünü yapan Koalisyon, dünya çapında 200 kentte barış için çalışan örgütlerle işbirliği halinde çalışmalarını yürütüyor.
 
Koalisyon, 2006’nın Temmuz ayında başlayan ikinci Lübnan savaşı sırasında Hayfa ve diğer kentlerde her gün gösteriler düzenledi, ulusal çapta eylemler örgütledi, bildiriler yayınladı. 2006’nın Kasım ayında 17 İsrail örgütü ve dünya çapında 100’den fazla barış örgütü ile Gazze Şeridi’nin ekonomik ve askeri ablukasını protesto kampanyası yürütüldü. Bir ay süren bu kampanya süresince gösteriler yapıldı, konvoylar yapıldı, uluslararası bir imza kampanyası düzenlendi. 2007’nin Mayıs ve Haziran aylarında İsrail işgalinin 40’ıncı yılı dolayısıyla düzenlenen protestoların merkezinde yer aldı. Bunlardan biri 9 Haziran 2007’de Tel Aviv’de gerçekleştirilen uluslararası “Bütün Dünya İsrail İşgaline Hayır Diyor” etkinliğiydi. Bunlar koalisyonun yaptığı etkili eylemlerden sadece birkaçı oldu.
 
SİYAHLI KADINLAR
 
 
Siyahlı Kadınlar, Filistin’de İsrail işgaline karşı 1988 yılında ortaya çıktı. Kadınlar, İsrail askerlerinin işlemeye devam ettiği insan hakları suçlarına bir tepki olarak, çatışmada hayatlarını kaybedenlerin yasını tutmak üzere Cuma günleri siyah giyinip Kudüs’ün merkezinde nöbet tutmaya başladı. Kısa sürede İsrail’in diğer bölgelerinde ve farklı ülkelerde, dayanışma amacıyla başlayan savaş karşıtı nöbetler yayıldı. Zamanla bu yeni gruplar, farklı sosyal ve politik sorunları da ele almaya başladı. Ortaya çıktığı ilk yıllarda Yugoslavya, Batı Avrupa ve ABD’ye yayılan hareket, dünya genelinde oldukça güçlendi.  İsrailli kadınların başlattığı Siyahlı Kadınlar eylemlilik ağı ile kadınlar matemin rengi olan siyahlara bürünerek, şiddetin kol gezdiği bölgelerde nöbetler tuttu. Çatışmalı bölgelere yürüyerek, silahlara karşı canlı kalkan olarak savaşa ve militarizme karşı durdu. Siyahlı Kadınlar, 2001 yılında Birleşmiş Milletlerin (BM) Milenyum Barış Ödülü’nü aldı.
 
KADIN BARIŞ HAREKETİ
 
 
Kilisede bir araya gelip barış için dua ederek başlayan Kadın Barış Hareketi, Liberyalı kadınlar tarafından kuruldu. Farklı sınıflara ve inançlara mensup kadınlar bir araya gelerek, ülkedeki iç savaşın bitmesi için şiddet içermeyen eylemler örgütledi. Kadınlar, kiliselerde, camilerde, şehir merkezlerinde beyaz kıyafetler giyerek toplanıp barış çağrıları yaptı. Barış sağlanana kadar eşleriyle aynı yaşamı paylaşmayı reddeden kadınlar, yoğun uğraşlarının sonucunda tarafları masaya oturmaya ikna ettiler ve Liberya’daki barışın mimarı oldular. Sierra Leone hükümeti ve Liberya destekli Devrimci Birleşik Cephe arasında 14 yıl süren savaşın bilançosu tam bilinmese de 400 binden fazla kişinin öldüğü, 1 milyondan fazla kişinin göç etmek zorunda kaldığı biliniyor.
 
MANO NEHRİ KADINLARI BARIŞ AĞI
 
Sierra Leone’deki savaşa karşı oluşturulan Mano Nehri Kadınları Barış Ağı, üç komşu ülke olan Liberya, Gine ve Sierra Leone’den kadınları içeriyordu. Kadınlar, oluşturdukları delegasyonlar aracılığıyla her üç başkent Freetown, Monrovia ve Lome arasında görüşmeler yapıyordu. Barış müzakereleri için uzun uğraşlar veren kadınlar, savaş bittiğinde de tekrar bir savaşın patlak vermemesi için mücadelelerine devam etti.
 
KADIN DESTEK AĞI
 
İrlanda iç savaşı sırasında Belfast işçi sınıfından kadınlar, Kadın Destek Ağı’nı kurdu. Bu ağ ile kadın toplum merkezleri aracılığıyla, Katolik ve Protestan cemaatler içindeki kadınların yaşadıkları ortak sorunları ve deneyimleri öne çıkararak, barış için birlik oluşturulmasında önemli bir rol oynadı.
 
KADINLARIN BARIŞÇIL YOLU
 
Kolombiya’da, devletin silahlı güçleri ve paramiliter gruplar ile gerillalar arasında süren savaşa karşı kadınlar, 1990’lı yıllarda örgütlenmeye başladı. Kolombiyalı kadınların uluslararası alanda tanınan en büyük barış örgütü, Çatışmaların Siyasal Müzakeresi İçin Kadınların Barışçıl Yolu oldu. Medellin’de bir ofisle birlikte ülkenin 8 bölgesinde 300’den fazla yerel kadın grubunun ittifakıyla oluşan hareketteki kadınlar, kendilerini açıkça pasifist, feminist ve anti militer olarak tanımlıyorlar ve kitle hareketi örgütlemeye çalışıyorlar.
 
ULUSLARARASI KADIN BİRLİĞİ 
ABD’de Vietnam işgali boyunca barış mücadelesi yürüten iki kadın hareketinden biri 1915’te kurulan Özgürlük ve Barış İçin Uluslararası Kadın Birliği’ydi. Birinci Dünya Savaşı’na tepki olarak kurulan örgüt, savaş sonrası imzalanan antlaşmaların kalıcı barış ortamı için yeniden düzenlenmesi, şiddetin ve ırkçılığın ortadan kalkması için tüm dünya ülkelerinin silahsızlanması ve bu yönde kamuoyu algısı yaratılması gerektiğini savunuyordu. 1965 ve 1966 yılları arasında çeşitli ülkelerde savaş karşıtı uluslararası gösteriler düzenledi. ABD’de 15-16 Ekim Vietnam İş Bırakma eylemlerini düzenleyen koalisyon içinde yer aldı. Şubat 1967’de, “Artan Şiddet Dalgasına Kadınların Tepkisi” adıyla düzenlediği konferansta, savaşta uygulanan şiddetle kadınlara uygulanan şiddet arasında ilişki kuran bir söylem geliştirdi.
 
NÜKLEER SİLAHA KARŞI KADIN GREVİ
ABD’de 1961 yılında kurulan Barış İçin Kadın Grevi (WSP) Amerikalı askerlerin Vietnam’dan geri çekilmesini ve “onurlu bir barış” sağlanmasını talep ediyordu. Kadınların bu oluşumu, 1963 yılında, ABD ve Sovyetler Birliği arasında imzalanan nükleer silahların test edilmesini kısmen yasaklayan anlaşmanın yürürlüğe girmesini sağlayan en önemli etken oldu. WSP, hükümetin tüm atom silah testlerini yasaklamasını, bütün atom silahlarını uluslararası bir ajansın kontrolü altında olmak için iyi niyetle müzakere etmesini, dünya çapındaki silahsızlanma yönünde somut adımlar atmasını, savaşa değil barışa bütçe ayırmasını istiyordu.
 
WSP, 1 Kasım 1961’de ardı ardına yapılan nükleer silah testlerine karşı Amerikan kadınlarını bir günlüğüne yaptıkları tüm işleri bırakmaya çağırdı. Grev günü geldiğinde 50 bin kadın mutfaklarından çıkıp greve katıldı, 800’ü Beyaz Saray’da grev gözcülüğü yaptı. 60’lı yıllarda WSP, ülke çapında yüzü aşkın şehirde örgütlenmiş bir ağdan oluşuyordu. 90’lı yılların ikinci yarısına kadar faaliyetlerini sürdüren WSP üyesi kadınlar, Vietnam Savaşı’nın ilk muhalifleri oldular, kadın kurtuluş hareketinin doğuşuna katıldılar ve hayatları boyunca nükleer silahların sarsılmaz muhalifleri olarak kaldılar.
 
CODEPINK
 
Amerikalı kadınların kurduğu Codepink (Kod Pembe), Irak’a yönelik saldırıda Amerikan politikasına tepki veren ve Irak’ta Savaş Gözlem Bürosu kurarak savaş karşıtı pembe alarm veren kadınlardan oluşuyor. Kendisini barış ve sosyal adalet hareketi olarak tanımlayan Codepink, amacını ABD tarafından finanse edilen savaşları ve işgalleri sona erdirmek, küresel olarak militarizme meydan okumak ve kaynakların sağlık, eğitim, doğa ve diğer yaşam alanlarına harcanmasını sağlamak olarak tanımlıyor. İnsansız hava araçları saldırıları, İran nükleer anlaşması, Guantanamo Körfezi Gözaltı Kampı konularında mücadele veren bir örgüt. Grubun imzası olan pembe rengi giyen üyeler, savaş karşıtı yürüyüşler, protestolar ve çeşitli eylemler düzenliyor.
 
MİLİTARİZME KARŞI KADINLAR AĞI
 
Militarizme Karşı Kadınlar Ağı’nın kuruluş amacı; militarizme karşı uluslararası bir dayanışma ağı yaratarak gerçek güvenliği geliştirmek, örnek almak ve korumak misyonu çerçevesinde ABD’deki ve Güney Kore, Japonya ve Filipinler gibi, Pasifik’te, ABD üslerine ev sahipliği yapan ülkelerdeki grupları bir araya getirmek. Deneyimlerin paylaşılarak militarizm ve şiddet tarafından etkilenmiş farklı kadınlar arasında dayanışma ve iyileşme sürecini geliştirmek isteyen bu örgüt, uluslararası bir dayanışma ağı yarattı. Kadınlar, toplumsal cinsiyet ilişkileri ve savaş arasındaki ilişkiyi ortaya koymaya çalıştı. Militarizmin tecavüz ve insan ticaretini artırdığını, savaşların hem toplumlara, kadın ve çocuklara hem de çevre kirliliği nedeniyle sağlığa etkisini anlatma çabası edindi.
 
KADIN LİDERLİK ENSTİTÜSÜ
 
Kadın Liderlik Enstitüsü (WLI), 2005 yılında Irak’ta bir grup kadın hakları aktivisti tarafından kuruldu ve kadın hareketi için önde gelen seslerden biri haline geldi. WLI, özellikle kadınların barışın inşasında oynadığı rol ile ilgili konuları gündeme getirmeye ve savaşın kadınlara olan etkisini ve çatışmaların çözümü konusundaki rolünü ele alan 1325 sayılı BM Güvenlik Konseyi Kararı konusunda farkındalık yaratmaya odaklanmıştı. 
 
SAVAŞA KARŞI BEYAZ EYLEM
 
Kosovalı kadınlar, Sırp güçlerinin özellikle sivil Arnavutları öldürmesine karşı kitlesel eylemler düzenledi. 8 Mart 1998’de 15 bin kadın başkent Priştine’de ellerinde beyaz kağıtlarla eylem yaptı. Verilen mücadele sayesinde savaş döneminde tecavüze uğrayan kadınlar savaş mağduru sayıldı ve kadınlara tazminat verilmesi yasaya dahil edildi.
 
SRİ LANKA’NIN BARIŞ ANNELERİ
 
 
 Hint Okyanusu’nda bulunan Sri Lanka’da, Sinhaliler ve Tamiller 2009 yılına kadar süren bir iç savaş yaşadı. İki grup arasındaki barış arayışlarında kadınlar yine önemli rol oynadı. Yerel ve ulusal düzeyde birçok kadın örgütü ve ağı barış için aktif olarak çalıştı. Kayıp yakını barış anneleri, bu mücadeleye öncülük etti. Bunun yanı sıra feminist ve işçi kadınlar barış hareketinde yer aldı. Kadınların barış mücadelesi işçi kadınların sınıf mücadelesinden beslenerek güçlendi.
 
SURİYE’DE KADINLARIN MÜCADELESİ
 
2011’de Suriye’de başlayan iç savaşa karşı Kürtler öncülüğünde verilen mücadeleye de kadınlar ön cephede yer aldı. Örgütlü-örgütsüz kadınlar, farklı kentlerde savaşa karşı çeşitli yöntemlerle mücadele verdi. Rojava Devrimi’nde Kürt kadınların örgütlülüğü ve mücadelesi tüm dünya kadınlarına umut oldu.  Şam’da 2011 yılından sonra aktif çalışma yürüten 11 kadın örgütü kuruldu. Halep’te ise kadınlar çocukların askeri güçler tarafından alıkonmasına karşı mücadele yürüttü.
 
BARIŞ ANNELERİ
 
 
Türkiye’de ise, yaşanan şiddetin son bulması, Kürt sorunun demokratik çözümü, barışın kalıcı kılınması için savaşa karşı kadınlar mücadele ediyor. Bunlardan en önemlisi 1996’da kurulan Barış Anneleri İnisiyatifi oldu. Savaşın son bulması için yola çıkan inisiyatif, ulusal ve uluslararası alanda barış taleplerine meşruiyet kazandırmayı hedefliyor. En çok ses getiren eylemlerinden biri 1999’da 40 kadının Diyarbakır’dan Ankara’ya “Geride kalanlar aşkına”, “Biz anayız barıştan yanayız” sloganlarıyla gitmeleri oldu. Yine 2004’te İstanbul ve Kurdistan kentlerinden gelen 120 kadın o dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ile görüşmek istedi. İnisiyatifin, İstanbul’da düzenlediği “Barışa 1000 Kadın” eylemi de çok ses getirdi ve bunu başlatan barış annesi Müyesser Güneş Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterildi. Ayrıca yurtdışındaki kadın gruplarıyla ve siyasilerle bağlantılar kurdular. 2002’de Avrupa Parlamentosu tarafından davet edildiler. Tecride karşı cezaevlerinde başlayan açlık grevleri sürecinde sık sık Ankara’ya gelen Barış Anneleri’nin mücadelesi her yerde sürüyor.
 
BARIŞ İÇİN KADIN GİRİŞİMİ
 
Barış İçin Kadın Girişimi, barışın kalıcılığı ve sürdürülebilirliği için yapılan en etkili çalışmalardan bir diğeri. 2009 yerel seçimlerinin hemen ardından başlayan “KCK” adı altında gözaltı ve tutuklama furyasında pek çok kadın hareketi aktivistinin gerekçe gösterilmeden tutuklanması üzerine kurulan girişim, sözlerini barıştan yana söylemek adına savaş ortamının yarattığı şiddeti, bu şiddetten kadınların da birçok açıdan etkilendiğini ve dayanışmanın önemini vurgulayarak bir araya gelen kadınlardan oluştu.
 
MA / Zemo Ağgöz