HABER MERKEZİ - TJA, Paris’te 9 Ocak 2013’te katledilen 3 Kürt kadın siyasetçinin mücadeleleriyle ölümsüzleştiğini belirtirken, Paris ve Silopya’daki katliamlarda yaşamanı yitirenler, Riha’da anıldı.
Tevgera Jinen Azad (TJA), Fransa’nın başkenti Paris’te 9 Ocak 2013 tarihinde katledilen Sakine Cansız, Fidan Doğan, Leyla Şaylemez’in katledilişinin 10’uncu yılına ilişkin yazılı açıklama yaptı. “Sara’lardan Evin’lere Büyüyen Mücadele” başlıklı açıklamada, “‘Jin, jiyan, azadî’ felsefesi bugün dünyanın her yerinde yankılanarak erkek egemen sisteme korku salmaya devam ediyor. Tarihsel süreç içerisinde erkek egemen gerici yoz iktidarların geçmişten bugüne en büyük korkusu kadınların özgürlük mücadelesi olmuştur” denildi.
‘FAŞİST İKTİDARLARIN KORKUSU’
Tarihsel süreçte öncü kadınlara yönelik siyasi cinayetlerin arkasında yatan gerçekliğin faşist iktidarların korkusunun yer aldığına işaret eden açıklamada, “Erkek egemen sistemin iktidarları değişse de zihniyeti hep aynı kalmıştır. Bu zihniyetin bilinçaltı ile saldırılar geliştirilmiştir. Dominik’te Mirabel Kardeşlerin Trujillo iktidarı tarafından katledilmeleri, Almanya’da Roza Lüksemburg’un devrim karşıtları tarafından vahşice katledilmesi gibi sayısız siyasi cinayetler işte bu tarihsel gerçekliğe dayanmıştır. Faşizmin ‘önce kadınları vurun’ ifadesinin karşılığı kadın mücadelesi ve direnişinin toplumsallaştırıcı özelliğinden duyulan korkudur. Paris’te, Silopi’de, Süleymaniye’de ve daha birçok yerde Kürt kadın özgürlük mücadelesinin öncüsü olan kadınlara erkek egemen iktidarların zihniyetiyle gerçekleştirilen katliamlarda bunun en açık göstergesidir” diye belirtildi.
‘10 YILDIR AYDINLATILMADI!’
Kürt ve kadın özgürlük mücadelesinin üç kuşak temsilcileri Sara, Rojbin, Ronahi’nin MİT tarafından görevlendirilen Ömer Güney isimli tetikçi tarafından 9 Ocak 2013’te Paris’te katledildiği hatırlatılan açıklamada, “Bu katliamın devletlerarası çıkar ilişkileri üzerinden yapılan kirli ittifaklar eliyle gerçekleştirildiğini çok iyi biliyoruz. Katliamda yaşamını yitiren kadın devrimci Sakine Cansız şahsında kadın özgürlük ideolojisi ve çizgisine yönelik bir saldırı gerçekleştirilmek istenmiştir. Katliamın üzerinden 10 yıl geçmesine rağmen, delillerin tüm çıplaklığı ile AKP iktidarı ve MİT’i gösterdiği halde olayın hala aydınlatılmamış olması da Fransa hükümetinin açık suç ortaklığının göstergesidir. Arkasındaki güçler bu kadar açık olmasına rağmen 9 Ocak Paris katliamı hala aydınlatılmayı beklerken 5 Ocak 2016 tarihinde öz yönetim direnişlerinin öncüsü TJA aktivisti Sêvê, Pakîze ve Fatma Silopî’de vahşice katledilmiştir.
HAKİKATE KURŞUN SIKTILAR
Botan’ın direniş kültürünün sembol isimleri olarak sonsuzluğa uğurlanan yoldaşlarımızın mücadele mirasını ise bugün bütün kadınlar direnerek omuzlamıştır. Saraların, Sêvêlerin inancından direnişinden bir adım geriye düşmeyen yoldaşları olan ve kadın hakikatini dile getiren Jineoljinin yılmaz bir emekçisi Nagihan Akarsel gibi. Nagihan Akarsel Süleymaniye’de karanlık zihniyetin tetikçilerin sıktığı 11 kurşun ile katledildi. Nagihan’a sıkılan kurşunlar kadın özgürlük mücadelemize, Jineolojinin hakikatine sıkılmıştı. Hakikati susturmak, zihniyetlerini yaymak isteyen işte bu karanlık güçlere yine en büyük cevabı hakikati yazmaktan, söylemekten ve mücadeleyi büyütmekten asla vazgeçmeyen kadınlar vermiştir” ifadeleri yer aldı.
‘KATLİAMIN ÜSTÜ KAPATILIYOR’
9 Ocak katliamı aydınlatılmayı beklerken 23 Aralık 2022’de yine Paris’te Ahmet Kaya Kültür evine yönelik gerçekleştirilen faşist saldırıya değinen açıklamada, “İŞİD karanlığına karşı savaşmış, tüm ömrünü özgürlük mücadelesine adayan Evîn Goyî ve yoldaşları, sazıyla sözüyle halkının sanatçısı Mîr Perwer ile yurtsever halkın emekçisi Abdurrahman Kızıl katledilmiştir. Birinci Paris katliamında olduğu gibi 2’nci Paris katliamının da üstü kapatılmaya tetikçinin arkasında ki güçlerin karanlıkta bırakılmaya çalışıldığı tüm gerçekliği ile ortadadır” denildi.
‘MÜCADELELERİ ÖLÜMSÜZLEŞTİ’
Açıklamanın devamında şu ifadeler yer aldı: “Tüm bu hesaplamalar kadın direnişi ve mücadelesi karşısında kaybetmiştir. Şehit Sara nasıl yaşamıyla duruşuyla etkileyerek özgür kadın kimliğinin timsali olmuşsa aynı şekilde şehadeti ile de kadınlar da özgürlük ruhu ve bilincini oluşturarak mücadelede ölümsüzleşmiştir. Bu nedenle biz kadınlar için özgürlüğün, aşkın, kavganın adı Sara yoldaş olmuştur. Heval Sara'nın yaşamı hep kavgaydı ve bunun hakkını vererek büyük kavgalarla soluk soluğa bunu yaşadı. Büyük kavgasına nice yoldaşlarını katarak özgülük yürüyüşüne yol aldırdı. Anlamlı yaşamın büyük kavgasını verirken yaşadığı zorluklar karşısında bir kere olsun tereddüt etmeyerek dik duruşu ile yürüyüşünü sürdürmüştür. Direnmenin etik ve estetiğini kendisinde yaratarak erkek egemen sistemle amansız hesaplaşmıştır. Bugün de kadın yoldaşları ondan aldıkları direniş mirası ile mücadeleyi büyütüyorlar.
ÖZGÜR YAŞAMI İNŞA EDECEĞİZ
Özgürlük aşkı ile anlamlı yaşamın büyük kavgasını veren sevda kadınları hayallerini rüzgârlara savurarak gittiler. Veda ederken bizlere geriye büyük bir direniş mirası bıraktılar. Biz kadın yoldaşları olarak anılarını mücadelemizde büyütürken özlemleri olan özgür yaşamı inşa etmek için özgürlük bilinciyle faşizmden hesap sormaya devam edeceğiz. Direnmenin etik ve estetiğini kendisinde yaratan Şehit Sara’dan anlamlı yaşamın büyük kavgasını veren tüm sevda kadınlarına saygı, sevgi, minnetle sözünüz sözümüz yolunuz yolumuzdur diyoruz.”
RIHA’DA ANMA ETKİNLİĞİ
Şirnex’in Silopiya ilçesinde sokağa çıkma yasaklarında 4 Ocak 2016 tarihinde başka bir mahalleye geçmek isterken zırhlı araçtan açılan ateş sonucu katledilen Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Parti Meclisi (PM) üyesi Sêvê Demir, Özgür Kadın Kongresi (KJA) üyesi Fatma Uyar ve Silopiya Halk Meclisi Eşbaşkanı Pakize Nayır, Fransa'nın başkenti Paris’te 9 Ocak 2013’te katledilen Sakine Cansız, Kürdistan Ulusal Kongresi Paris Temsilcisi Fidan Doğan ve Kürt Gençlik Hareketi üyesi Leyla Şaylemez ve geçtiğimiz günlerde Ahmet Kaya Kültür Merkezine yapılan saldırıda katledilen KCK Komite Üyesi Emine Kara (Evin Goyi), Sanatçı Mir Perwer ve Abdurahman Kızıl anıldı.
Özgür Kadın Hareketi (TJA) tarafından HDP Riha il binasında düzenlenen anma, özgürlük ve demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirenlerin anısına saygı duruşu ile başladı. Saygı duruşu ardından sinevizyon gösterimi yapıldı. Sinevizyon gösterimi ardından Sakine Cansız'ın şiirleri okundu. Anmada konuşan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Riha Milletvekili Ayşe Sürücü, Sakine Cansız şahsında yaşamını yitirenleri andı. Kürtlerin tarihlerinde kara günlerin çok olduğunu belirten Sürücü, bunlarda birinin 5 Ocak ve birinin de 9 Ocak tarihi olduğunu söyledi. Her iki katliamda da 3 devrimci kadının katledildiğini belirten Sürücü, "Bu kadınlar hedef alındılar. Planlı bir şekilde katledildiler. Barış politikalarının ve Kürt sorununun çözümünü istemeyenler bu katliamı yaptı" dedi.
Paris'teki katliamların PKK Lideri Abdullah Öcalan ile İmralı'da görüşmelerin yapıldığı dönemde işlendiğini belirten Sürücü, bu katliamla bu görüşmelere sekte vurulmak istendiğini hatırlattı. Her 3 kadının da hikayesini anlatan Sürücü, "Sara, Fidan ve Leyla'nın katilleri Fransa hükümeti tarafından bulunmadı. Silopiya'da yaşanan abluka döneminde de 3 kadın katledildi" dedi. Sêvê Demir'in Riha'da da çalışmalar yürüttüğünü hatırlatan Sürücü, her gittiği yerde insanların ondan birşeyler öğrendiğini belirtti. Süleymaniye'de Jineoloji Dergisi Editörü ve Gazeteci Nagihan Akarsel'in de MİT tarafından katledildiğini hatırlatan Sürücü, yine Fransa'da ikinci bir katliamın yapıldığını söyledi. Sürücü, "Kadını katlederek toplumu susturmak istiyorlar. Kadınlar heval Sara'da, Sêvê'de, Evîn'de bu mihvalde katledildiler. Sakine'lerin ve Evin Goyi'lerin katliamının faillerini Fransa ortaya çıkarmalıdır. Onların mücadeleleri bizim yolumuzu aydınlatacaktır. Onlardan güç almaya devam edeceğiz. Ne kadar katletselerde bizler mücadeleyi daha fazla sahiplenip, artıracağız. Sakine'lerden, Sêvêlerden, Nagihan ve Evin Goyi'lerden aldığımız güçle direnmeye devam edeceğiz" diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Ardından söz alan HDP PM Üyesi Sevda Çelik Özbingöl, 9 Ocak, 5 Ocak ve 23 Aralık'taki katliamların birbirinden bağımsız olmadığını söyledi. Bugün ödenen bedellerin hepsinin sürdürülen mücadelenin büyüklüğünden kaynaklandığını belirten Özbingöl, tüm saldırılara karşı "Bu mücadeleyi büyütmeliyiz" dedi.
Anma "Şehid Namirin" sloganıyla son buldu.
HDP Semsûr Kadın Meclisi de, il binasında Paris ve Silopiya'da katledilenler için anma gerçekleştirdi.
ANKARA
TJA, DBP ve HDP, Ankara İl Örgütü binasında bulunan Deniz Poyraz Konferans Salonu’nda anma gerçekleştirdi. Birçok kadının katılım sağladığı anmanın yapıldığı salona, “Jin, jiyan, azadî” pankartı asılırken, katledilen kadınlara dair bir sinevizyon gösterimi yapıldı. Sinevizyonda yaşamını yitiren Jineoloji Araştırma Merkezi Üyesi gazeteci ve akademisyen Nagihan Akarsel ve 2’nci Paris Katliamı’nda yaşamını yitiren Evin Goyi’ye ait görüntüler de yer aldı.
Video gösteriminin ardından salonda “Jin, jiyan, azadî” sloganları yükseldi.
COLEMÊRG
HDP Colemêrg İlçe Örgütü, Fransa'nın başkenti Paris'te, 9 Ocak 2013 tarihinde katledilen kadın siyasetçiler Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez, Şirnex’ın Silopî ilçesinde ilan edilen sokağa çıkma yasakları döneminde 4 Ocak 2016 tarihinde katledilen Kürt kadın siyasetçiler, Sêvê Demir, Pakize Nayır ve Fatma Uyarı ve 23 Aralık’ta katledilen yine Paris’te katledilen Emine Kara (Evîn Goyî), Mîr Perwer ve Abdurrahman Kızıl için anma etkinliği düzenlendi. HDP Colemêrg İl Örgütü binasında düzenlenen etkinliğe Barış Anneleri Meclisi üyelerinin yanı sıra çok sayıda partili katılım sağladı. Anma etkinliğinde, yaşamını yitirenlerin fotoğraflarının bulunduğu önüne karanfil bırakılarak mumlar yakıldı.
‘MÜCADELELERİ YOLUMUZA IŞIK TUTACAK’
Demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirenlerin anısına yapılan saygı duruşunun ardından başlayan etkinlikte konuşan HDP Colemêrg İl örgüt Eşbaşkanı Hümeyra Armut, yaşamını yitiren 9 kişinin anıları mücadeleleri önünde saygıyla eğildiğini belirterek, “Onların mücadelesi yolumuza ışık tutacaktır ve her daim mücadelelerini zafere taşıyacağız” dedi. Etkinlik yaşamını yitirenlerin anısına yapılan sinevizyon gösterimi ve dengbêj Ahmet Ballıses tarafından seslendirilen ezgilerin ve şiirlerin ardından son buldu.