ANKARA - Altılı Masa’nın "Ortak Mutabakat Metni"nde bakanlık önerisini “facia” olarak nitelendiren Berrin Sönmez, “Kadını, aileye, çocuğa, kocaya ya da babaya zimmetlemekten vazgeçin” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), İYİ Parti, Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA), Gelecek Partisi, Saadet Partisi ve Demokrat Parti’nin oluşturduğu Altılı Masa’nın açıkladığı “Ortak Politikalar Mutabakat Metni”, içeriği nedeniyle eleştirilerin odağı oldu. Yaklaşık 6 ay üzerinde çalışılan ve 30 Ocak’ta açıklanan metinde, Millet İttifakı'nın yönetime gelmesi durumunda atacağı adımlar ve seçim vaatleri yer aldı. İstanbul Sözleşmesi’ne geri dönülmesi, kadınların yaşadığı sorunların çözümü ve Kürt sorununa dair herhangi bir maddenin metinde yer almaması tepkilere neden oldu.
AKP’NİN TAHRİBATLARI
Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK) üyesi yazar Berrin Sönmez, 6'lı Masa'nın mutabakat metnini değerlendirdi. AKP’nin 20 yıllık iktidarı döneminde ciddi tahribatların yarattığına dikkati çeken Sönmez, söz konusu tahribatın ortadan kaldırılabilmesi için Altılı Masa’nın açıkladığı metinde birtakım tedbirler aldıklarının görüldüğünü ancak eleştirilecek çok fazla noktanın olduğunu söyledi. Sönmez, ‘Ortak Mutabakat Metni’nde yer alan vaatlerin yaklaşık bir yıldır her toplantının ardından açıklanan metinlerin "genişletilmiş bir bileşkesi" olduğunu belirtti.
‘SÖZLEŞMENİN ADI YOK AMA İÇERİĞİ VAR’
İstanbul Sözleşmesi’ne yer verilmemesi konusunda ısrarlı bir kararlılık görüldüğünü ifade eden Sönmez, “İttifakı oluşturan partilerden, özellikle Saadet Partisi’nin ve kimilerinin net bir şekilde karşı olduğu, diğer partilerin desteklediği ancak bir şekilde İstanbul Sözleşmesi konusunda uzlaşamadıkları için üstünden atladıkları bir mesele oldu” ifadelerini kullandı. Metinde sözleşmenin adının geçmediğini ancak sözleşmenin devlete yüklediği dört temel politikanın madde başlıkları halinde yazıldığını söyleyen Sönmez, “Bunların birincisi şiddeti önlemek, ikincisi şiddet mağdurunu korumak, üçüncüsü faili etkin kovuşturmak, suçu cezasız bırakmamak ve dördüncüsü de şiddetin nedeni olan düzenlemeleri ortadan kaldıracak bütüncül politikalar geliştirmek. Yani dördüncü olarak; ‘toplumsal ve siyasal yaşamdaki ile hukuk sistemindeki şiddete fırsat veren veya cezasız bırakan düzenlemeler varsa kaldır, toplumsal dokuda eşitlik bilincini yay’ diyor.”
'KADIN VE EŞİTLİK BAKANLIĞI' ÖNERİSİ
Açıklanan metinde, “Kadın, çocuk ve aile bakanlığının” önerilmesini “facia” olarak nitelendiren Sönmez, Altılı Masa’ya “Yerine gelmek istediğiniz iktidarın kadın politikalarıyla bu kadar benzeşmek zorunda mısınız?” diye sordu. Sönmez, şunları söyledi: "Kadınların 'kadın ve eşitlik bakanlığının' kurulmasına ihtiyacı var. Kadın ve eşitlik bakanlığı kurulmadan mevcut kadın haklarına yönelik saldırıların yarattığı tahribat ortadan kaldırılamaz. Kadın haklarında geri gidişleri önleyecek, geri gidişlerin yarattığı tahribatı ortadan kaldıracak hiçbir restorasyon planlamamışlar. Bu da Altılı Masa’nın metinlerini hazırlayan ekipler arasında kadın eşitlik bilincine sahip olanların ve kadınların yer almadığını gösteriyor. Biz, cinsiyet eşitliğinin sağlanmasını istiyoruz. Bu metinde, cinsiyet eşitliğinin sağlanması ancak bu masalarda da cinsiyet eşitliğinin kurulması şartına bağlı olduğunu gördük.”
Sönmez, “Son on yıldır kadınlar olarak haklarımızı kaybediyoruz. Haklarımızı kaybetmemek için mücadele etmek zorunda kalıyoruz. Oysaki biz bugün kaybetmekten korktuğumuz haklarımızı, Devlet Bakanlığı bünyesinde kurulan Kadının Statüsü ve Sorunları Başkanlığı döneminde gerçekleştirildi. Ancak AKP iktidarı ‘icracı bakanlık yapıyorum’ dedi ve başına ‘aile’ adını koyduğu bir bakanlık oluşturdu. Sonra kafasına göre bu isimleri değiştirdi. Nitekim 2012’de onaylanan 6284 sayılı yasayı da bugün kaybetmekten korkuyoruz. Yasanın odağı kaydırıldı. Miras davalarında aile bireylerinin birbirleriyle olan ilişkilerinde ya da Boğaziçi Rektörünü öğrencilerinden korumak için kullanıyorlar. Oysa ki biz bu yasayı Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü döneminde kazanmıştık. Şimdi bu kaybettiklerimizi telafi etmek için kadın ve eşitlik bakanlığına ihtiyacımız var.”
Altılı Masa’ya seslenen Sönmez, “Kadını aileye, çocuğa, kocaya ya da babaya zimmetlemekten vazgeçin. Kadın hakları konusunda mevcut iktidarın politikalarıyla bu kadar örtüşmesinler. Bu bir hükümet programı olarak görünüyor. Ama önümüzde seçim var, seçime giderken, seçim bildirgeleri de yazacaksınız, buralarda hükümet programındaki büyük facia dediğim hatayı düzeltin. Kadın ve eşitlik bakanlığı kurulsun” ifadelerini kullandı.
EŞİK Platformu olarak siyasi partilerle görüştüklerini, taleplerini, fikirlerini ve önerilerini ilettiklerini aktaran Sönmez, “Metinde görüşmeler sırasında belirttiğimiz ilkelerden bazılarından yararlanmışlar. Ama bu metni yazarken, asla ama asla EŞİK Platformu’na bir şey sormadılar, görüş almadılar. Gördüğümüz; Altı siyasi partinin liderlerinin onayladığı bir metin olmaktan ibaret. Bu gerçekten de kadın bilincine yakın değil" diye kaydetti.
KÜRT SORUNU
Metinde Kürt sorununa değinilmemesini de eleştiren Sönmez, şöyle devam etti: "Altı parti içinde Kürt meselesine dair parti kararları olanların, yaklaşımlarının eşit yurttaşlık yönünde olanların var olduğunu biliyoruz. Ama Kürt siyasi hareketiyle, Kürt siyasetinin bugünkü temsilcisi olan HDP ile ilişkilenmekten kaçınmaları nedeniyle kesinlikle affedilmez bir hata yaptıklarını söylemek gerekiyor. Ülkenin geleceği açısından da insani açıdan da affedilmeyecek bir hata. Çünkü Kürtlerin siyasal haklarını budayan bir iktidar var. Bu iktidar, attığı her adımla yıllardır Kürt seçmenin de Kürt siyasetçinin de siyaset yapma hakkını elinden alma yönünde ilerliyor. Meclis’te buna karşı duran muhalefet partilerini görmedik maalesef. Meclis’te HDP’nin siyaset alanı daralttırılırken, ‘hayır o da meşru bir siyasi parti’ diyerek, o alanı genişletme çabasına girmedikleri gibi, metinde de böyle bir açıklama yok. HDP de bugün büyük saldırı altında. Hazine yardımı hesabının bloke edilmesi, üzerinde bulunan kapatma davası... Ama geleceğin iktidarına talip olan Millet İttifakı’nın hükümet programı niteliğindeki metninde bunlara dair hiçbir bilgi göremiyoruz. Burada büyük bir eksiklik var. Bu eksiklik umarım seçim bildirgelerinde giderilir.”
MA / Zemo Ağgöz