İSTANBUL - Kadınların kendi hayatlarına dair karar almak istediğinde şiddetle karşılaştığını belirten Genç Feministler Federasyonu’ndan Güneş Akşahin, kadın cinayetlerine karşı esas gücün örgütlülük olduğunu vurguladı.
Türkiye’de kadın cinayetleri katliam boyutuna ulaştı. Günde en az 4 kadın erkekler tarafından katlediliyor. Buna şüpheli ölümler de eklenince veriler daha da artıyor. Kadınların çoğu ise en yakınlarındaki erkekler tarafından katlediliyor. Şiddet ve cinayetler en fazla evde yaşanırken, iktidar "aileyi korumayı" esas alıyor ve önleyici adımlar yerine kadın kazanımlarını hedef alıyor.
Genç Feministler Federasyonu Temsilcisi Güneş Akşahin, artan cinayetleri ve buna karşı mücadele hattına dair konuştu.
ŞİDDETİN BOYUTU
Kadınların kendi hayatlarına dair karar vermek istediğinde erkek şiddetiyle karşı karşıya kaldığını ifade eden Akşahin, şiddetin en büyük sonucunun kadın cinayetleri olarak ortaya çıktığı söyledi. Türkiye’de her güne yeni bir kadın cinayeti haberiyle uyanıldığını belirten Akşahin, iktidarın politikalarının bu durumda etkili olduğunu kadını koruma amacıyla en önemli yasal maddelerden olan 6284'ün uygulanmadığını ve bakanlık dahil olmak üzere hiçbir birimin de bu yasanın uygulanması noktasında çalışma yürütmediğini ifade etti.
TABLO NORMALLEŞTİRİLİYOR
Yakın zamanda Meclis’te DEM Parti Milletvekili Gülistan Koçyiğit’e yapılan saldırıyı da hatırlatan Akşahin, “Toplum içinde şiddetin normalleştirildiği bir ortamda kadın cinayetlerin azalmasını bekleyemeyiz. Çünkü erkeklere her gün böyle bir cesaret veriliyor, ‘bunu yapabilirsin bu senin hakkın’ diye anlatılıyor” diye belirtti.
İktidarın aileyi koruyan anlayışının da kadının ölümüne neden olduğunu dile getiren Akşahin “Bu kadınların ölümüne sebep oluyor; o hanelerde şiddet var, istismar var, kadınların, kız, çocuklarının genç kadınların yok sayılması var. Böylesi bir ortamda siz bu kadar aileyi yüceltip kadını tanımaz, kadının söz hakkını tanımaz olursanız elbette kadın cinayetleri artar” dedi.
KAZANIMLAR İÇİN MÜCADELE
Kadın cinayetlerinin önüne geçilebilmesi için coğrafyadaki tüm kadın örgütlerinin ortak bir siyaset üretmesi gerektiğini söyleyen Akşahin, “Nasıl AKP iktidarı kendisine düşen görevi yerine getirmiyorsa bizim üzerimize düşen görev hep birlikte örgütlenip, fikir üretip, kafa kafaya verip her yaştan kadınla madde madde nasıl çözüm üreteceğimize dair bir siyaset yapmamız gerekiyor” diye vurguladı.
Kadını erkek şiddetine karşı koruyan İstanbul Sözleşmesi’nden bir geceden çıkıldığını hatırlatan Akşahin, “Kadın mücadelesiyle kazanılmış 6284 sayılı yasa var. Bunu en net biçimiyle korumaya ve önlemeye yönelik bir sürü kapsam içeriyor, bu açıdan ivedilikle ve hızlı bir biçimde uygulanması gerekiyor. Kolluk kuvvetlerine bu konuda eğitim verilmeli; kadınları karakollardan geri çeviriyorlar, sanki üzerlerinde bir sorumluluk yokmuş gibi davranıyorlar. Meydanlarda da mücadeleleri engellemeye çalışıyorlar” diye konuştu.
“Örgütlü mücadelenin esas değiştirici güç olduğunu anlatmak gerekir” diyen Akşahin siyasi iktidarın kadınları şiddet karşısında yalnızlaştırdığını ifade ederek, şöyle ekledi: “Kadınların yalnız olmadığını, asla yalnız yürümeyeceklerini, tüm kamu görevlilerinin üzerine düşen görevi yapmaları için peşinde olduğumuzu, tüm kadınların da hep birlikte mücadele etmemiz gerektiğinin en doğrusu olduğunu söylemek isteriz.”