Kadın ve çocuklara dönük baskı, şiddet ve saldırı devam ederken, şüpheli ölümlerde son dönemlerde arttı. Neredeyse her gün kadın ve çocuklar katledilirken, failler ise ya bulunmuyor ya da cezasızlık politikasıyla serbest bırakılıyor. Yaşam tarzına yönelik müdahalelerin arttığı Amed'te, 21 Ağustos'ta kaybolan 8 yaşındaki Narin Güran hala bulunamadı. 

 

Narin Güran’ın ailesini ziyaret eden Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği Başkanı Müjde Tozbey, çocuk ve kadınlara yönelik suç ve ihlallere dair değerlendirmelerde bulundu.

 

‘YÜZLERCE KAYIP ÇOCUK VAR'

 

Narin’in bireysel bir trajedi olmadığını, yüzlerce kayıp çocuğun olduğunu belirten Tozbey, kadın ve çocuklara uygulanan politikaların birbirinden ayrı olmadığını söyledi. Tozbey, “Kadın ve çocuklara uygulanan şiddet, bakış açısı ve gericilik farklı konular değil. Hepsi bütünlüklü konular. AKP iktidarından önce de kadın ve çocuğa yönelik şiddet vardı. Ama o dönem gericilik bu kadar hakim değildi. AKP, çalışan, sokağa çıkan, ailesindeki istismara karşı çıkan, okuyan, sorgulayan kadın istemiyor. Bu nedenle de tecavüzleri, cinayetleri engellemiyor. Çünkü yarattığı korku imparatorluğu sayesinde kadınlar ve çocuklar evlere daha fazla hapsoluyor” dedi.

 

‘İKTİDAR SALDIRILARI DESTEKLİYOR’

 

Amed'te Hewş ve diğer kafelere yönelik gerçekleşen saldırılara da değinen Tozbey,  “Bu da iktidarın bu İslamcı örgütleri beslediğini, yapılan eylemleri desteklediğini gösteriyor. Bu nedenle de biz kadınların erkeklerin, modern insanların, çocukların yaşam alanlarına müdahale eden bu tavrı, eylemleri, gerici baskıları kabul etmiyoruz" diye belirtti. 

 

‘AKP SORGULAYAN NESİL İSTEMİYOR'

 

Kadın ve çocuğa yönelik istismarın, tacizin, şiddetin ve ihmalin hiçbir zaman AKP iktidarının umurunda olmadığını dile getiren Tozbey, AKP iktidarının tek önemsediği şeyin “ailenin kutsallığı” olduğunu sözlerine ekledi. İktidarın kapalı bir toplum yaratmak istediğinin altını çizen Tozbey, şunları belirtti: “AKP iktidara geldiği günden beri devletin saç ayakları olan hukuk, yargı, sağlık, eğitim alanlarına, tüm kurumlara tarikat ve cemaatleri yaydı. Tarikat ve cemaatlerin yaygınlaşmasını, güçlenmesini, kadrolaşmasını sağladı. AKP kendi varlığını, yarattığı bu cemaatlere ve tarikatlara bağlı toplumla sürdürebiliyor. Bu nedenle de eve hapsolmuş kadın, okula gitmeyen, sanayide çalışan çocuk AKP iktidarının işine daha fazla geliyor. AKP ülkedeki sorunları sorgulayan kadın ya da çocuk istemiyor. Eğitimde dinselleşmeyi özellikle de buna yormalıyız. Bunlar hepsi bir bütün. İstedikleri kadar vahşete sebep olacak bir nesil yaratmak istiyorlar. Kendileri için yoksul bir DAİŞ ordusu yaratmak istiyorlar." 

 

'VERİLER NEDEN AÇIKLANMIYOR?'

 

Devletin sunduğu istatistiksel verilere göre, 2016’dan 2018’e kadar 104 bin çocuğun kaybolduğunu hatırlatan Tozbey, 6 yıldır katledilen, tacize, istismara maruz kalan, kaybolan çocuklara dair devlet tarafından bir veri açıklanmadığını anımsattı. İktidarın çözüm ve çabalarının olmamasından kaynaklı verilerin açıklanmadığını söyleyen Tozbey, “Narin bugün kaybolan tek çocuk değil. Ama 13 gündür bu ülkede Narin gibi 8 yaşında küçücük bir kızın kaybolması ve devlet idari kurumlarının 13 gündür bu çocuğu bulamaması, devletin kurumlarının yetersizliğini ve kötü anlamda çaresizliğini gösteriyor” dedi.

 

İktidarın kadın cinayetlerinde de herhangi bir veri açıklamadığını söyleyen Tozbey, “2009 yılında Adalet Bakanı tarafından 2002’yle 2009 yılı arasında kadın cinayetlerinin yüzde bin 400 arttığına dair bir açıklama yapıldı. O zaman öyle büyük bir kamuoyu oluştu ve devlet bu cinayetlerde sorumluluğunun olduğunu verilerle anlayınca, bir daha da kadın cinayetleriyle ilgili hiçbir veri açıklamadı. Kadın cinayetleri bu kadar artmışken, sorumluluğunu neden, yeniden veriler açıklayarak kabul etsin ki? Halka bunu göstermek istemiyor” ifadelerini kullandı. 

 

‘HEP BİRLİKTE MÜCADELE ETMELİYİZ’

 

Ülkedeki en güçlü muhalefetin kadın olduğunu dile getiren Tozbey, kadınların AKP döneminde hiç yılmadan mücadeleye devam ettiğine dikkati çekti. Tozbey, şöyle devam etti: “Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği olarak, kalkıp bugün Narin için buraya geldiysek, bu birlik olmak için, birlikte mücadele etmek için, iktidara, gericiliğe boyun eğmemek için bir örnekti. Türkiye’de aydın, sosyalist, solcu tüm kadın ve erkekler yıllardır mücadele ediyor. Ama biz kadınlar bu mücadeleye çok önemli öncülükler ettik. Bu nedenle biz yine kadın ve erkek birlikte hareket ederek, mücadelemizi hep beraber vermeliyiz. Şiddete boyun eğmediğimiz müddetçe bugünler geçecek.”