Av. Kaya: Şiddeti besleyen erkek yargı sistemidir

  • kadın
  • 09:08 4 Eylül 2024
  • |
img

İSTANBUL - Var olan yargı sistemini “erkek yargı sistemi” olarak nitelendiren ÖHD’li Canan Kaya, fail erkeği cesaretlendiren kararlara karşı mücadelelerinin süreceğini söyledi. 

Mekanizmaların işletilmemesi nedeniyle kadına yönelik şiddet ve cinayetler sistematik olarak devam ediyor. Kadın kırımına varan saldırıların temel nedeni ise, iktidarın izlediği kadın karşıtı politikalar ve cezasızlık. JINNEWS’in erkek şiddeti çetelesine göre, Temmuz ayında 21 kadın ve 4 çocuk katledildi, 22 kadın ve 2 çocuk ise şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi. Çetelenin “eril yargı kararları” bölümüne göre ise, Ordu'nun Altınordu ilçesinde boşandığı Ayşe Çetin’i katleden Mükerrem Başarmak’a “iyi hal” indirimi uygulanırken,  Wan’da halkın tepkisi üzerine tutuklanan cinsel saldırı faili Naser Amouzadeh, kamera kayıtları, tanık ve beyanlara rağmen mahkeme kararıyla serbest bırakıldı. Yine, Wan’ın Elbak ilçesinde 15 Ağustos 2023’te M.Ş.’ye tecavüz eden korucu Bışar Atlı hakkında “basit cinsel saldırı” suçundan 4 yıl 6 ay, “hürriyetten mahrum bırakma” suçunda ise 2 yıl 2 ay ceza vererek, tutuklama talebini ise reddetti. 
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Kadın Komisyonu'nda yer alan avukat Canan Kaya, ülkede artan şiddeti ve davalarda çıkan kararları değerlendirdi.
 
ŞİDDET NEDİR?
 
İlk olarak şiddetin tanımına değinen Kaya, “Bir kişiye zor ve güç kullanarak baskı uygulayıp, bir davranışı yapmaya zorlama ya da istenilen bir davranışı yapmamaya zorlama hali olarak tanımlayabiliriz. Kadına yönelik şiddet ise, bu şiddet davranışlarının cinsiyeti dolayısıyla ev içinde ya da ev dışında sistematik bir şekilde uygulanmasıdır. Kadına yönelik şiddet dediğimizde çoğumuzun aklına öncelikle fiziksel şiddet gelir ancak bu sadece fiziksel şiddetle sınırlı değildir. Örneğin; cinsel, psikolojik, dijital ve ekonomik şiddet bunların arasındadır. Bunların çoğu fiziksel şiddet gibi gözle tespit edilmiyor. Dolayısıyla burada fiziksel şiddet gibi diğer şiddet türlerinin de tanımını yapmak önemli. Çünkü yaşadığımız şeyi isimlendirmek kadar şiddet biçimlerini algılamamız da önemli. Sonuçta ataerkil bir toplumda büyüyoruz ve fiziksel şiddet dahil olmak üzere birçok şiddet türlerini kanıksayarak büyüyoruz” diye belirtti. 
 
Fiziksel şiddetin sözel şiddetle başladığını ifade eden Kaya, şiddeti erken anlamanın önleme açısından önemli olduğunu dile getirdi. Kaya, “Şiddet türlerinin tamamı aslında erkeğin güç, kadının hayatı ve bedeni üzerinde söz sahibi olma, cezalandırma ya da yönetemediği öfkesini kadının hayatına ve bedenine boca etme durumlardır. Bu şiddet döngüsü tamamen ataerkil toplumda, erkek egemen bir düzende yaşamamızla ilgilidir” dedi.
 
'ERKEK YARGI SİSTEMİ'
 
Kadına yönelik şiddetin önlenmesine dair iç hukukta yer alan yasaların uygulanmadığına dikkati çeken Kaya, ülkede “erkek yargı sistemi” olduğunu söyledi. Yargı kararlarının genelde erkek faili aklamaya yönelik olduğuna işaret eden Kaya, şiddete ilişkin sadece yasaları konuşmanın da yetersiz kalacağını belirterek, ekledi: “Sadece yasa ve erkek yargı bağlamında düşünmek bu anlamda yetersiz kalınabilir. Çünkü devletin kadın ve çocuğa ilişkin politikaları da burada önem arz ediyor. Örneğin; geçtiğimiz yıllarda kadına yönelik şiddetle mücadelede devlete sorumluluk yükleyen İstanbul Sözleşmesi feshedildi. Bu da fail erkeğe cesaret ve güç veren bir nokta oldu. Yine 6284 sayılı yasa da koruma, uzaklaştırma, adres gizliliği gibi yükümlülükleri barındırıyor. Fakat mekanizmalar işletilmiyor ve kadınlar korunmuyor. Genelde verilen koruma kararları 1, 2 aylık oluyor halbuki 6 aylık kararlar verilebilir ancak mahkemeler vermiyor. Ya da 1, 2 aylık koruma kararlarına uyulmadığı takdirde zorlayıcı hapis cezasıyla cezalandırılacağı yazılmasına rağmen buradaki zorlayıcı hapis cezaları kısa süreli olduğu için caydırıcılığı yok. Dolayısıyla bu da başlı başına faile cesaret veriyor.” 
 
Mevcut yasaların yetersizliğine ilişkin örnekler veren Kaya, "Pınar Gültekin’i katleden Cemal Metin Avcı, yargılandığında duruşmada ‘İstanbul Sözleşmesi iyi ki kaldırıldı’ gibi bir beyanda bulunmuştu. Bu da aslında devletin yürütmüş olduğu politikaların kimlere güç verdiğini göstermiş oldu. Ya da kadın cinayetini işlemeye kalkışan failin bilgisayarda ‘ne kadar indirim alırım’ şeklinde araştırmalar yaptığını görüyoruz. Tüm bunlar bir bütün olarak incelendiğinde ne yasalar ne de yürütülen yargı biçimi, kadına yönelik şiddeti engellemeye yönelik bir yerde durmadığını gösteriyor” dedi. 
 
'MÜCADELEDE SÜRECEK'
 
Geçtiğimiz günlerde 18 yaşındaki bir genç kadının arkadaşının doğum gününe gitmeyi istediği için babası tarafından boğularak öldürülmesini yine bir kadının boşanmayı istediği erkeğin 3 çocuğunu öldürmesi olaylarını örnek veren Kaya, şöyle devam etti: “Bu tarz örnekler bize gösteriyor ki devlet kadına yönelik şiddet politikalarında kadını güvenceli bir yere taşımıyor. Devletin şiddeti önlemeye dönük politikalar üretmesi gerekiyor. Kadınlar olarak bu şiddete karşı mücadelemizi sürdüreceğiz. Devletin bu anlamda politikalar üretmesi için zorlayıcı ve baskılayıcı bir unsur olarak var olmaya devam edeceğiz.” 
 
MA / Ömer İbrahimoğlu