2 çocuğunu kaybetti, 1 çocuğu tutsak, kendisi direnişte 2024-12-26 09:45:16   MÊRDÎN - Çatışmalarda 2 çocuğunu yitiren ve 1 çocuğu tutsak olan Fettah Tekin, Qamişlo sınırında saldırılara karşı direniyor. Eylemin rengi olan Tekin, "Gücümü yurt aşkından alıyorum. Ya bu topraklarda öleceğiz ya da özgürleşeceğiz” dedi.    Türkiye ve güdümündeki SMO’nun, Kuzey ve Doğu Suriye'ye dönük saldırılarına karşı Mêrdîn'in Nisêbîn (Nusaybin) ilçesindeki Qamişlo sınırında başlatılan nöbet eylemi 14’üncü gününde devam ediyor. Nöbet eylemine, her gün çevre il ve ilçelerden gelen çok sayıda kişi destek veriyor. Eylemin en dikkat çekici yüzlerinden biri de ilk günden beri eşi Gurbet Tekin ile birlikte eyleme katılan 59 yaşındaki Fettah Tekin.    Her gün saat 12.00 ile saat 16.00 arasında sürdürülen eyleme Artuklu ilçesinden katılan Tekin, attığı sloganlar ve çektiği halayla ses ve renk katıyor. Tekin, çatışmalarda PKK'li 2 çocuğunu yitirdi, 1 çocuğu ise şu an tutsak. Tekin’in kendisi, eşi, kızı, 2 torunu ve 1 çocuğu da farklı tarihlerde tutuklandı ve serbest bırakıldı. Tekin, her fırsatta ve bulunduğu her alanda mücadelenin bir köşesinden tutup direnişini sürdürdü. Bugün de Türkiye ve SMO’nun Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin egemenliği altındaki bölgelere saldırması üzerine Nisêbîn-Qamişlo sınırında başlatılan eylemde yerini aldı.    ‘ÖZGÜR BİR YAŞAM İÇİN’   Henüz 14 yaşındayken Kürt halkının özgürlük mücadelesiyle tanıştığını ifade eden Fettah Tekin, yıllardır kesintisiz bir şekilde tüm ailesiyle mücadele içerisinde yer aldığını söyledi. Tekin, “Özgürlük arayışındayız. Dede ve babalarımızın eksiklikleri oldu ama biz bu eksiklikleri çocuklarımıza miras bırakmayacağız. Bu yüzden elimizden geldiğince bu uğurda mücadele edeceğiz. Zindanlarda kaldık, sürgünde yaşadık fakat yine buradayız ve mücadelemizi sürdürüyoruz. 1 çocuğum da şu an cezaevinde. 1992 yılından bu yana 3 kez tutuklandım. Eşim ve oğlumun yanı sıra kızım iki çocuğu ile birlikte 2,5 yıl cezaevinde kaldı. Kürt halkı olarak özgürlük uğruna mücadelesi veriyoruz. Hiç kimsenin hakkını gasp etmedik. Sadece kendi haklarımızı istiyoruz. Mücadelemiz, dünya halkları gibi kendi topraklarımızda özgürce bir yaşam içindir. Fakat Kürt halkına düşman olan kim varsa Türkiye o tarafta saf tutuyor ve işbirliği yapıyor” dedi.    ‘SALDIRILAR, YAŞAM MODELİNE YÖNELİKTİR’   Rojava özelinde bütün Kürtlerin özgürleşmesi için mücadele yürüttüklerini belirten Tekin, bu mücadeleyi sonuna kadar yürüteceğini söyledi. Tekin, Rojava’da yürütülen savaşın orada inşa edilen yaşam modeline yönelik olduğunu belirterek, “Bütün halklar orada beraber bir yaşam inşa ederek örnek bir model oluşturdular. Bu model kapitalist devletlerin işine gelmiyor. O yüzden bugün Türkiye’ye destek veriyorlar. Bugün Rojava’ya yönelik saldırılar ve gerçekleştirilen katliamlar karşısında uluslararası devletlerin de sessiz kalması inşa edilen modelden kaynaklıdır. Çağrılarda bulunuyorlar, ‘Suriye, Suriyelilerindir’ deniyor. Kürt halkı da Suriye’de yaşıyor. Onların yaşadığı bölgenin adı da Rojava’dır ve orada yaşayan halkların toprakları var. Ataları orada yaşamış ve onlar da orada yaşayacaklar. Rojava’daki model Sayın Abdullah Öcalan’ın yarattığı ve halklara sunduğu bir modeldir. Uluslararası devletleri yazarlar ve aydınlar bu yaşam modeli üzerinde araştırmalar yapıyor. Bu model tüm insanlık için son önemlidir. Türkiye ve bazı devletler bu modele tahammül edemiyor. Bu sebepten dolayı Kürtlere saldırıyorlar. Kürt halkı ise kararlı, iradelidir ve sonuna kadar direnip kazanacaktır” diye belirtti.    Eyleme katılanlara moral verdiğini dile getiren Tekin, “Rojava’daki halkımız bizi moralli gördüğünde onlar da moral buluyor. Her gün evden çıkıp nöbet alanına geliyorum. Buradaki arkadaşlara güç veriyorum” diye konuştu.    ‘GÜN BİRLİK OLMA GÜNÜDÜR’   Kürtlerin birliğinin önemine de değinen Tekin, devamla şunları kaydetti: “Birliğimizi sağlamalıyız. Kürtler kendi arasında birlik olmazsa Kürt sorunu da çözülmez. Eğer bir statü sahibi olmak istiyorsak önce birlik olmalıyız. Atalarımızın düşmanı bize dost olmaz. Bugün birlik olma günüdür. Küçük hesapları bir kenara bırakalım, halkımızın özgürlüğünü kazanalım. Halkımız Efrîn’den, Serêkaniyê’den çıkarsa nereye gidecek? Bizim gidecek başka yerimiz yok. Hepimiz olduğu yerde direneceğiz ve bugünden sonra da hiçbir kentimizi ve köyümüzü boşaltmayacağız. Ya bu topraklarda öleceğiz ya da özgürleşeceğiz. Bu eyleme sonuna kadar renk katmaya devam edeceğim. Herkes ‘bu güç ve bu ses nereden geliyor’ diye soruyor. Bu gücü ben toprak-yurt aşkından alıyorum. Bu aşk sadece yurt özlemi içerisinde olanlarda vardır.”   MA / Ömer Erdoğan