Bakırhan: Asıl güvenlik sorunu Kürt'ü yok sayan anlayıştır 2025-01-12 11:45:49 ANKARA - DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Suriye’nin geleceğine Suriye halklarının karar vermesi gerektiğine vurgulayarak, "Kürtlere hasımlık yapmaktan vazgeçin. Güvenlik sorunu kafanızdaki Kürt'ü yok sayan anlayıştır" dedi.  Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), 7’nci Olağan Kongresi’ni Ankara Dünya Ticaret Merkezi’nde gerçekleştirdi. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, dünyanın ciddi bir değişim ve dönüşüm sancısı yaşadığını belirtti.     'ZULÜM VARSA DİRENENLER DE VAR'   Bakırhan, "Çivisi çıkmış, çünkü çivi sağlam bir zemine çakılmamıştı. Ancak bu baskıya rağmen, zulme rağmen direnenler var, mücadele edenler var. Değişim isteyenler de var. Ama bu değişim ve dönüşümün karşısında savaşlar da var kaos da var. Ciddi bir belirsizlik de var. Dünyanın her yerinde ciddi bir belirsizlik var. Gün yok ki yanı başımızda herhangi bir ülkede savaş olmasın kaos olmasın katliam olmasın. Halklar kırılmasın kırdırtılmasın. Evet böylesi bir süreçte mücadele edenlerin safında işte bugün kongresini yaptığımız DBP var. Bu kaos savaş çatışma isteyenler karşısında adalet, barış, eşitlik mücadelesi yürüten, dünyada halkların ve inançların demokratik bir zeminde eşit yaşamasını isteyen bir partimizin kongresini yapıyoruz. Zulüm varsa direnenler de var. Baskı varsa mücadele edenler de var” dedi.   'SURİYE’NİN GELECEĞİNE HALKLARI KARAR VERSİN'   Bakırhan, Kürtlerin statüsünün olması gerektiğine vurgu yaparak, Türkiye'nin bu duruma karşı çıktığını söyledi. Bakırhan, Türkiye'nin Kuzey ve Doğu Suriye'de Kürtlerin statü sahibi olmasına engel olmaya çalıştığına işaret ederek, "Gün yok ki saldırılar olmasın. Gün yok ki sivil vatandaşlar katledilmesin. Suriye’de böyle demokrasi gelmez. Suriye 100 yıldır zaten ciddi bir baskı ortamında yaşadı. Şimdi yeni bir rejim inşa edilecekse Kürtsüz bir Suriye rejimi düşünülebilir mi? Alevilerin yok sayıldığı, Hıristiyanların, Ezidilerin, Çerkeslerin, seküler yaşayan Arap Sünni vatandaşların yok sayıldığı bir Suriye düşünülebilir mi? Eğer Suriye tekçi olacaksa Kürt'ün hakkını reddedecekse, Alevileri ve diğer halklar ve inançları yok edecekse, katledecekse, kaçırtacaksa onların yaşadığı bölgeleri insansızlaştıracaksa nasıl yeni bir rejim diyeceğiz? Esad’dan ne farkı var? İşte buradan Türkiye’deki iktidara sesleniyorum. Bırakın Suriye’nin geleceğine Suriye halkları karar versin. Ne işiniz var?" ifadelerini kullandı.     KOBANE DİRENİŞİN KENTİDİR    Bakırhan, şunları söyledi: "Asıl dışarıdan Suriye’ye giden en büyük güç sizsiniz. Kürtler, Suriye'nin yüzyıllardır coğrafyasında yaşayan bir halktır. Efrîn, Kürtlerin en tarihi kentidir, Kobanê direnişin kentidir. Qamişlo, Arapların, diğer etnik ve inanç gruplarının birlikte kardeşçe yaşadıkları, bütün krize rağmen halkların birbiriyle çatışmadığı, eşitçe kardeşçe yaşadığı bir kenttir. Allah aşkına orada güvenlik sorunu varsa burası nedir? Cezaevleri doldurulmuş, ağzına açanın hakkında dava açılıyor. İnsanlar söz kurup eleştiri yapamıyor. Caddede büyük bir kaygıyla yürüyor. Ne zaman neyin gerekçe edilerek gözaltına alınacağını insanların bilmediği bir ülkede aslında güvenlik sorunu var, demokrasi sorunu var, özgürlük sorunu var. Siz bu Ortadoğu’da kriz ve kaos içerisinde Rojava'da tek bir Arap kadınının yaşamına müdahale edildiğini, taciz edildiğini, yaşamını zorlaştırdığını duydunuz mu? Siz Kuzey ve Doğu Suriye yönetiminin herhangi bir Arap’ın malına canına, Çerkes’in, Türk’ün malına, canına dokunduğunu duydunuz mu? 11 yıldır oradan tek bir çakıl taşının atıldığını duyan, gören bilen var mı? Şimdi Türkiye halklarını aldatmaya, kandırmaya çalışıyorlar. Neymiş? Güvenlik meselesiymiş. Asıl güvenlik meselesi sizin kafanızdaki bu Kürt'ü yok sayan algıdır. İşte tam da bugün Sayın Öcalan ile giden heyetimiz de görüşmüştü, onu değiştirme zamandır.   KÜRTLER SİZİN HASMINIZ DEĞİL   Kürtler sizin hasımınız değil, hısımınız olabilir. Kürtlere hasımlık yapmaktan vazgeçin. Kürtler güvenlik sorunu değildir. Güvenlik sorunu kafanızdaki Kürt'ü yok sayan anlayış ve zihniyettir. Bugün onu durdurmanın, yanlıştan vazgeçmenin günüdür. İnsan yanlışını kabul eder. İnsan hatasını kabul eder. Yanlışını kabul etmek erdemdir ama maalesef hala bu politikalara rağmen bu politikalarda ısrar eden bir iktidarla karşı karşıyayız."   DİYALOG ÇAĞRISI   Bakırhan, Türkiye'ye "QSD ile görüşün" çağrısı yaparak, şöyle devam etti: "Bir sorununuz varsa bunu topla, tüfekle, SİHA ve İHA ile neden halletmeye çalışıyorsunuz? Diyalog görüşme, konuşma, müzakere etme durumuna neden geçmiyorsunuz? Bir görüşün, konuşun. Bir zahmet bakanlarınız orayı da ziyaret etsin. Gerçekten güvenlik tehdidi midir değil midir yerinde incelesinler. Suriye’deki Kürtler, Kuzey ve Doğu Suriye’deki halklar ne istiyor? Türkiye halkları bunu bilmek durumunda değil midir? Onun için iktidarı Kuzey ve Doğu Suriye ile görüşmeye, diyalog kurmaya, müzakere etmeye, orada ne istediklerini yerinde incelemeye davet ediyorum.     ÖCALAN 94’TE NE DEDİYSE HALA ORADA DURUYOR   Evet 1 Ekim’den beri bir süreç yürüyor. Bu süreç en son heyetimizin İmralı’da Sayın Öcalan ile görüşmesiyle devam ediyor. Sayın Öcalan çok önemli mesajlar verdi. Türkiye’deki kimi medya ve yayın kuruluşlarına ve oradaki paralı analistlere bakmayın. Başka bir şey anlatıyor onlar. Emin olun Sayın Öcalan 94’te ne dediyse hala orada duruyor. Bütün kaosa, bütün krize, bürün olanaklara, fırsatlara, tehditlere rağmen hala olduğu yerde duruyor. Demokratik bir çözüm, demokratik bir cumhuriyet, Kürtlerin Türkiye'de eşit haklara sahip oldukları demokratik bir anayasa, birlikte yaşam diyor. Eşit bir yaşam diyor.    Bu iktidar ne diyor? Bahçeli konuşuyor. Sayın Erdoğan ne diyor? Diyarbakır’da bir şeyler söyledi. Biz bu kadar netken bütün kurumlarıyla bir irade ortaya koymuşken sizin huzurunuzda iktidara da sesleniyorum. Siz ne diyorsunuz? Buyurun Türkiye kamuoyu ve halklarıyla lütfen paylaşın. Demokrasiden yana mısınız, çatışma ve şiddet yerine demokratik bir zeminden yana mısınız? Gerçekten Türkiye’nin demokratikleşmesini istiyor musunuz? 100 yıldır bastırmaya çalıştığınız, yok saydığınız Kürtlerin temel haklarını tanımaya var mısınız?   SEN KILIÇLA KİMİ TEHDİT EDİYORSUN?   Heyetimiz partileri gezdi, heyetimizi kabul eden siyasi parti ve toplumsal çevrelere teşekkür ediyorum. Heyet bizzat Sayın Öcalan’dan aldığı mesajları ilgili siyasi partilere ve kurumlara götürdü. Bundan sonra da bu süreci yakınen takip etmek lazım. Türkiye’nin kurtuluşu emin olun demokratik bir müzakeredir. Barıştır, Kürt meselesinin demokratik çözümüdür. Türkiye’yi demokratikleştirmektir. Muhalefet de bu konuda çok iyi bir sınav ortaya koyuyor. Oy avcılarını saymıyorum. Zaten çok kıymeti harbiyeleri yok. Kılıç gösteriyorlar, sanki millet onun kılıcına kafasını uzatacak. Irkçıya faşiste bak. Bu nasıl bir ülkedir biz demokrasi barış diyoruz davalar açılıyor, kılıçla 25 milyonluk halkı katletme çağrısı yapan bir insan elini kolunu sallayarak dolaşıyor. Böyle ikili bir hukuk var. Barış diyenin eline sopayla vuruyor ve içeri atıyor, kılıç çekmekle tehdit eden bir faşistin, bu soykırımcı ve ırkçı yaklaşımı da izleniyor. Bu böyle olmaz."