Emekli savaş pilotu Altan: Kongrenin toplanması için saldırılar durdurulmalıdır 2025-03-07 09:16:58 İZMİR - PKK'nin ateşkes ilan etmesine rağmen Türkiye’nin saldırılarını sürdürmesinin kaygı uyandırdığını belirten emekli savaş pilotu Bahadır Altan, “Kongrenin toplanması için saldırıların durdurulması gerekiyor” uyarısında bulundu.   Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta İstanbul’da, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İmralı Heyeti tarafından kamuoyuyla paylaşılan çağrısı büyük yankı uyandırdı. Abdullah Öcalan’ın çağrısından sonra PKK Yürütme Komitesi yaptığı açıklamada ateşkes ilan ettiğini duyurdu.    Tüm bu gelişmeler yaşanırken Türkiye ise Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin kontrolünde bulunan Tişrîn Barajı ve çevresine dönük saldırılarını sürdürüyor.  Yine HPG tarafından yapılan açıklamalarda, ateşkes ilanından sonra Türkiye’nin Federe Kürdistan Bölgesi’nin Zap, Metîna ve Garê bölgelerine dönük saldırının devam ettiğini belirtti.      Eski savaş pilotu ve insan hakları savunucusu Bahadır Altan, Abdullah Öcalan’ın tarihi çağrısını, PKK kongresinin toplanma koşullarını ve devam eden Türkiye’nin saldırılarına dair değerlendirmelerde bulundu.    ‘ATEŞKES TAAHHÜTTÜR’   Ateşkes ilanı yapan bir tarafın saldırıda bulunmayacağını “taahhüt etme” anlamasını taşıdığını kaydeden Altan, ancak Türkiye’nin henüz bir ateşkes ilanında bulunmadığını anımsattı. Türkiye’nin askeri ve siyasi saldırılarından dolayı kaygıların yaşandığını ifade eden Altan, “Bir yandan bu sorunun çözümü için görüşmeler yapılıyor diğer taraftan da demokratikleşme karşıtı adımlar atılıyor. Kayyum atamaları, gözaltı ve tutuklamalarla siyasi baskılar devam ediyor. Türkiye, sanki görüşmeler sürmüyor veya ateşkes ilan edilmedi gibi davranıyor. PKK’nin, Öcalan’ın çağrısına cevaben ilan ettiği ateşkesten sonra Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum 'Kürt sorunu bitmiştir’ dedi. Kürt sorunu aslında bir ‘terör’ sorunu değil, bir demokratikleşme sorunudur. Öcalan’ın çağrısında da belirtildiği gibi başka yol kalmadığı için silahlı mücadeleye başvuruldu. Uçum’un bu açıklaması ciddi kaygılar yarattı” dedi.     KONGRENİN TOPLANMASI   Kürt sorunun çözümünün ancak Kürtlerin eşit yurttaşlık ve demokratik haklara kavuşması ile mümkün olabileceğini kaydeden Altan, “Kongrenin toplanması için saldırıların durdurulması gerekiyor. PKK’nin, Öcalan’ın kongreye fiilen katılması yönünde çağrısı oldu. PKK şu anda Kuzey Irak’ta İHA ve SİHA’ların baskısı altında olduğu için tüneller içerisinde kendini var eden silahlı bir örgüt. Türkiye, eğer PKK’nin kongresini toplamasını bekliyorsa bu süreçte saldırılarını durdurmalıdır. Devlet, PKK’ye kongre yapacak olanak tanıyabilir. Ancak bunların hepsi bir güven meselesi. Devlet, cumhuriyet tarihinden bugüne kadar Kürtlere yönelik verdiği sözlerinde durmadı. Bu nedenle Kürtlerde ciddi kaygılar var. Bu şekilde giderse süreç tıkanmaya doğru gidebilir. Kuşkusuz devletin de ilan edeceği bir ateşkes süreci de şahlandırır. Bunu yapmak da çok zor değil” diye belirtti.   'TÜRKİYE BAŞKALARININ TOPRAĞINA SALDIRIYOR'   Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi tarafından Türkiye’ye tek bir silahlı eylem olmadığını anımsatan Altan, “Türkiye ve ona bağlı çeteler Efrîn’i işgal ettiği zaman kamuoyuna tüneller bulduğunu söylenmişti. Ancak bu tünellerin hiçbirisinin ucu Türkiye’ye çıkmıyordu. Yani bunlar Türkiye’ye yönelik saldırı hazırlığı değildi. YPG’nin Türkiye’ye yönelik tek bir saldırısı olmamasına rağmen 100 bin kişilik bir orduyu ‘terör’ ordusu şeklinde yorumluyor. İşte bu çelişkiyi ortaya çıkarmamız lazım. Türkiye’nin saldırı yaptığı yer Türkiye’nin sınırları içerisinde değil yani başkalarının toprağı. O toprağı savunan silahlı direnişi de kimseye ‘terör’ diye de yutturamazsınız. Bu direnişi Türkiye dışında ‘terör’ olarak nitelendiren başka bir ülke de yok. IŞİD saldırısına karşı silaha sarılan bir halk vardı ve buna öncülük eden de PKK’ydi. Sırf PKK buna öncülük etti diye oradaki 100 bin kişiyi ‘terör’ örgütü olarak nitelendirmek doğru değildir” diye konuştu.   ‘TEMKİNLİ BİR İYİMSERİLİKLE SÜRECE YAKLAŞMAK LAZIM’   Toplumun tüm kesiminin barışa olumlu anlamda katkılar sunması gerektiğinin altını çizen Altan, barışın toplumsallaşması için gerekli mekanizmaların sağlanması gerektiğini vurguladı. “Temkinli bir iyimserlik” ile sürece yaklaşmak gerektiğini aktaran Altan, “Düşüncelerimizi ‘aman karşı taraf kırılmasın, süreç çok kırılgan’ deyip söylememek olmaz. Çok açık bir şekilde sözümüzü söylememiz lazım. Göz göre göre birtakım sözler söylenirken bir taraftan da Suriye’de veya ateşkes ilan edilen yerler bombalanıyorsa bunda bir çelişki var. ‘Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu’ diye sorup, süreci halkın diline taşımamız lazım” ifadelerini kullandı.    MA / Uğurcan Boztaş