Yaşamadığı acı, görmediği ihlal kalmadı: Eşit olmak istiyoruz 2025-07-21 09:08:03   ŞIRNEX - Köyü yakılan, sokağa çıkma yasaklarında 2 çocuğunu kaybeden ve 1 çocuğundan da haber alamayan Esmer Çıkmaz, "Türklerin ne hakkı varsa Kürtlerin de o hakkı olmalı. Dilimizi, kimliğimizi istiyoruz" dedi.    Çatışmalı süreçte yakınlarını kaybeden aileler, Barış ve Demokratik Toplum Süreci'ni destekleyen kesimlerin başında geliyor. Aileler, yaşadıkları acıya rağmen sürecin başarısını istiyor ve Kürt sorununun çözümü noktasında devletten de adımlar bekliyor.    Esmer Çıkmaz (56), 1990'lı yıllarda yaşadığı Şirnex'in Derşev köyünün yakılması üzerine Cizîr (Cizre) ilçesine göç etmek zorunda kaldı. Esmer Çıkmaz'ın bir oğlu, 2014 yılında devletin baskısı üzerine PKK'ye katıldı. Kızı Yasemin Çıkmaz, Cizîr'de 2015-2016 tarihlerinde ilan edilen sokağa çıkma yasakları döneminde mahsur kaldığı bodrumda hayatını kaybetti. Oğlu Vahap Çıkmaz da aynı yıllarda Hezex (İdil) ilçesinde ilan edilen sokağa çıkma yasağında yaşamını yitirdi. Esmer Çıkmaz, oğlunun ölüm haberini ise, kızının taziyesinde aldı.    'YAŞAYIP YAŞAMADIĞINI BİLMİYORUM'   Barış ve Demokratik Toplum Grubu'nun 11 Temmuz'da Süleymaniye’deki silah yakma törenini katılan Esmer Çıkmaz, tüm yaşadığı acılara rağmen kalıcı bir barış ve çözümün sağlanmasını istiyor. Geride kalan çocukların yaşaması gerektiğine vurgu yapan Esmer Çıkmaz, "Bugün belki benden daha kötü durumda olan yüzlerce anne vardır. Bazı anneler 5 çocuğunu verdi. Kızımı toprağa verdim, daha taziyesi devam ederken oğlumun şehit olduğu haberini aldım. İkisini yan yana gömdük. Oğlum Metin lise son sınıf öğrencisiydi. Çok defa gözaltına alındı, buna karşı 2014’te o da dağların yolunu tuttu. Şuan yaşıyor mu yaşamıyor mu onu bile bilmiyorum. Devletin zulmüne karşı gitti" diye konuştu.    TÖRENDE HİSSETTİKLERİ    Esmer Çıkmaz, "Büyük zulümler gördük. Çocuklarımızın cenazeleri sokaklarda kaldı. Ancak hepsini içimize gömdük ve artık yeter dedik. Artık çocuklarımızın cenazelerini gömecek gücümüz kalmadı. Artık anneler ağlamasın. Ne olursa olsun biz hep barış dedik ve barış demeye devam edeceğiz” dedi.    Barış ve Demokratik Toplum Grubu'nun Süleymaniye’deki silah yakma törenini hatırlatan Esmer Çıkmaz, “Bana gideceğim haberi verilince 3 gece uyuyamadım. Hem heyecan vardı hem de farklı farklı senaryolar kafamda canlandı. Devlet bize saldırırsa, çocuklarımızı gözlerimizin önünde şehit düşürürse ne yaparız diye düşündüm. Bunların hepsi aklımdan geçti. Yola çıktığımızda büyük bir keyif ile gittim. Orada çocuklarımız görme heyecanı sardı beni. Başûr’daki halk da bizi iyi karşıladı. Onlara teşekkür ediyoruz. Tören alanına gittiğimizde orada 40 dakika bekledik. O 40 dakika bana 3-4 gün gibi geldik. Her saniye ne zaman çıkıp gelecekler diye bekledik. Heyecanımız her dakika daha arttı" dedi.    Grup üyelerini görünce heyecandan ayağa kalktığını aktaran Esmer Çıkmaz, "Büyük bir heyecana kapıldım. Büyük bir mutluluk sardı beni. Bize alkışlamayın denilmişti ancak kimse bu ikazları dinlemedi. Gelişleri, masaya oturuşları, metni okumaları hepsi heybetliydi. Onların o duruşu herkesi kendine hayran bıraktı. Benim gibi binlerce anne çocuklarını kendi elleriyle toprağa gömdü. O an içimden 'artık bu acı son bulmalı' diye geçti. Cizre’de bodrumlarda yapılan katliamdan sonra artık hiçbir zaman barış demeyeceğim demiştim ama bugün yine barış diyorum" ifadelerini kullandı.    'EL ELE VERELİM'    Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan 27 Şubat tarihinde yaptığı Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nın arkasından olduğunu vurgulayan Esmer Çıkmaz, "Biz Sayın Öcalan’a sonuna kadar güveniyoruz. Biz kendimize ve halkımıza güveniyoruz. Ancak karşımızda yer alan devlet henüz bir adım atmadı. Bugüne kadar somut bir adım görmedik. Biran önce somut bir adım atılmalı" diye konuştu.    Esmer Çıkmaz, eşit haklara sahip olmak istediklerine işaret ederek, "Türklerin ne hakkı varsa Kürtlerin de o hakkı olmalı. Dilimizi, kimliğimizi istiyoruz. Barış deniliyor ancak televizyonlardaki dil zehirleyen bir dil" dedi.    Asker ve polis ailelerinin de barış için seslerini yükseltmesi gerektiğini ifade eden Esmer Çıkmaz, şunları söyledi: "Annelerin gözyaşlarının rengi aynı. Nasıl gerilla anneleri barış diyorsa, asker ve polis anneleri de barış demeli. Onların da ciğerleri yanıyor. Biz el uzattık, gelin uzattığımız eli tutun, birlikte bu kanı durduralım. İki taraf da bizim çocuklarımız. Biz bu topraklarda doğduk. Bütün anneler birlikte mücadele etmeli. Ölümleri anneler durdurabilir. Artık yeter. Herkes elini taşın altına koysun. Biz mücadele edersek Sayın Öcalan’ın eli güçlü olur. Bunu başarırsak Sayın Öcalan’ı fiziki olarak özgürleştirebiliriz. Barış olursa çocuklarımız ölmez. Ben ciğerimden 3 parça verdim yine barış elini uzatıyorum. Artık kan akmasın. Birliğimizi güçlendirelim. Bu yükü birlikte omuzlayalım."   MA / Emrullah Acar