Mûş Barosu Başkanı: Vartinis katliamı davasında beklentimiz onarıcı adalet 2025-10-02 09:23:54   MÛŞ - Askerlerin aynı aileden 7'si çocuk 9 kişiyi yakarak katlettiği Vartinis davasında zaman aşımı kararına işaret eden Mûş Barosu Başkanı Kadir Karaçelik, süreçle birlikte beklentilerinin olduğunu belirterek, "Bu beklentilerden biri de onarıcı adaletin devreye girmesidir" dedi.    Mûş'un Têlî (Korkut) ilçesine bağlı Vartinis beldesi kırsalında 3 Ekim 1993'te askerlerin aynı aileden 7'si çocuk 9 kişiyi yakarak katlettiği Vartinis katliamının üzerinden 32 yıl geçti. Beldede 2 Ekim'de yaşanan bir çatışmada bir astsubayın yaşamını yitirmesinin ardından beldeye gelen askerlerin "Bu gece gelip köyünüzü yakacağız" dedi. Ertesi gün beldeye gelen askerler, geceleyin Nasır ve Eşref Öğüt çiftinin evini ateşe verdi. Öğüt çifti ve en büyüğü 12, en küçüğü ise henüz 3 yaşında olan çocukları, Sevim, Sevda, Mehmet Şakir, Mehmet Şirin, Cihan, Aycan, Çınar adlı çocuklarıyla birlikte yanarak can verdi. O gece amcasının evinde kalan ve katliamdan şans eseri kurtulan Aysel Öğüt, olaydan bir gün sonra katliama ilişkin suç duyurusunda bulundu.   Aysel Öğüt, suç duyurusunda, evin ateşe verilmesiyle bölgeye gitmek istediğini, yangını södürmek istediklerini ancak izin verilmediğini söyledi. Aysel Öğüt, gözlerinin önünde gerçekleşen katliamı daha sonra, "Yüzbaşı Bülent Karaoğlu (Dönemin Hasköy İlçe Jandarma Komutanı Yüzbaşı), gelip köyü yakacağını bizzat söyledi. Ailemin kaldığı evin etrafını sardılar, o (Bülent Karaoğlu) evi tarif etti ve herkesi öldürttü. Ailem, 9 kişi gözümüzün önünde yakıldı. Cenazelerimizi çıkarmamıza dahi müsaade etmediler. Bütün köy şahittir" sözleriyle anlatacaktı.    İLK SUÇ DUYURUSUNDA GÖREVSİZLİK KARARI   Muş Cumhuriyet Başsavcılığı Aysel Öğüt'ün şikayetiyle açılan dosyayı görevsizlik kararıyla Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) Başsavcılığı'na gönderdi. DGM Başsavcılığı, olaya "faillerin belli olmadığı terör eylemi" olarak değerlendirip etkili bir soruşturma yürütmeden dosyayı kapattı. Aile ve avukatlar, Avrupa Birliği'ne uyum sürecinde yapılan düzenlemelerle birlikte, 2003'te yeniden suç duyurusunda bulundu. Muş Cumhuriyet Başsavcılığı, bu kez olaya ilişkin soruşturma başlattı. Savcılık, iddialarda ismi geçen kişilerin askeri görevde oldukları gerekçesiyle Elazığ 8'inci Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Dosya bu kez de 7 yıl askeri savcılıkta bekletildi. 2011'de tekrar aile suç duyurusunda bulundu. Başsavcılık, yasa değişiklerini de dikkate alarak soruşturmayı yürütüp tamamladı. Dönemin Hasköy İlçe Jandarma Komutanı Yüzbaşı Bülent Karaoğlu, Hasköy İlçe Jandarma Komando Bölük Komutanı Üsteğmen Hanefi Akyıldız, Muş Emniyet Müdürlüğü Özel Harekat Şube Müdürü Şerafettin Uz ve Gökyazı Karakol Komutanı Başçavuş Turhan Nurdoğan hakkında "kasten ev yakmak suretiyle birden çok kişinin ölümüne sebebiyet vermek" suçundan iddianame hazırladı.     BERAAT, BOZMA VE SONUNDA ZAMAN AŞIMI   "Güvenlik" gerekçesiyle Kırıkkale Ağır Ceza Mahkemesi'ne nakledilen dosyanın 1 Mart 2016'da görülen karar duruşmasında, dönemin Hasköy İlçe Jandarma Komutanı Bülent Karaoğlu ile diğer 3 fail hakkında "delil yetersizliğinden" beraat kararı verildi. Karara karşı eksik soruşturma yürütüldüğü yönündeki itiraz Yargıtay tarafından kabul edildi. Bu sefer de dosya 5 yıl Yargıtay'da bekletildi. Yargıtay, katliamdan dönemin İlçe Jandarma Alay Komutanı Yüzbaşı Bülent Karaoğlu'nun sorumlu olduğunu belirterek yerel mahkemenin verdiği beraat kararını "köyün yakılması emrini Yüzbaşı Bülent Karaoğlu vermiştir" diyerek bozdu. Daire, ayrıca failler arasında yer alan rütbeli 3 asker hakkındaki beraat kararını ise onadı. Kararın ardından Kırıkkale 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 21 Eylül 2021'de görülen ilk duruşmada dönemin İlçe Jandarma Alay Komutanı Bülent Karaoğlu hakkında tutuklamaya dönük yakalama kararı verildi. Ancak Bülent Karaoğlu Eylül 2021'den bu yana "yakalanamadı. Kırıkkale 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi, 4 Aralık 2023'te davada zaman aşımı kararı verdi. Temyiz edilen dosyayı inceleyen Yargıtay 1'inci Ağır Ceza Dairesi, Haziran zaman aşımı kararını onadı.    'YARGILAMA BİLEREK AĞIRDAN ALINDI'   Mûş Barosu Başkanı ve dosyanın avukatı Kadir Karaçelik, kararı, Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) taşıdıkların ve henüz buradan bir karar çıkmadığını ifade etti. 1993'te yaşanan katliamın, ancak 2013 yılında davaya dönüşebildiğini hatırlatan Karaçelik, "Davaya dönüşmesi ardından dosya mağduru taraflar olarak resmen sürgün edildik. Orada da 10 yıllık bir dava takip sürecimiz oldu. Maalesef bu davada delil anlamında çok güçlü bir yerdeydik, ancak cezasızlık kültürüyle karşılaştık. Cezasızlığa götüren tüm strateji ve yollarla karşılaşmış olduk. Acele edilmesi talebimize rağmen tüm yargılama süreci çok ağırdan alındı. Verilen yargısal kararlarla sanığın firar etmesine göz yumuldu" ifadelerini kullandı.    'KARAR SÜRECİN RUHUNA TERS'   Bir AYM süreci olduğunu ifade eden Karaçelik, katliamın zaman aşımına uğratılamayacak bir dava olduğunu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM), insanlığa karşı suç olarak değerlendirdiği katliamlar hakkında pek çok kararı bulunduğunu ifade etti.    Karaçelik, Kürt sorununa dair yürütülen sürecin yarattığı pozitif atmosfer içerisinde bu kararın verilmesinin şaşırtıcı olduğunu belirtti. Sürecin bütünlüklü bir süreç olduğunu, herkesin kalıcı toplumsal bir barış beklentisi içinde olduğunu vurgulayarak, "Ancak bu sürece ilişkin ciddi bir beklenti söz konusu. Bu beklentilerden biri de onarıcı adaletin devreye girmesidir. 1990'lı yıllarda ağır insan hakları ihlallerine sebep olan bu vakaların akıbeti, hakikati bilme hakkı ve yüzleşme bu sürecin en önemli unsurlarından birini teşkil ediyor. Zaman aşımını hemencecik onaylayan bu karar, sürecin toplumsallaşması, inandırıcılık ve güven vericilik ruhuna terstir. Karar bizlere, bu dava şahsında sürece karşı büyük bir direnç olduğunu düşündürtüyor. Ya da gerçekten sürece irtibat edilmediği gibi bir düşünceye kapılıyoruz. Bunu da gerçekten düşünmek istemiyoruz. Bu bizler de yeni bir kırılmaya yöneltir. Vartinis, 1990'lı yılların karanlığında paramiliter ve militer güçlerin gerçekleştirdiği çok önemli bir katliam dosyasıydı. Ancak bu adaleti sağlayacak kararlar alınmadı. Adaletsiz kararların alındığı bir dosyaya dönüştü. Adalet sağlanana kadar hukuki mücadelemiz kaldığı yerden devam edecektir" şeklinde konuştu.    MA / Ceylan Şahinli