Belçika: Merkezi yönetim yerele karışmıyor, komüniteryen anlayış hakim

img
HABER MERKEZİ - Belçika'da belediyelerin özerkliği anayasal garanti altında, merkezin yerel yönetimlerde müdahalesi çok sınırlı. Brüksel modelinde, pratikte komüniteryen bir mantık belediyecilik anlayışına yansıyor.
 
Belçika, çok dilli ve adem-i merkeziyetçi bir sistem. 1993’teki anayasa değişikliğiyle "federal devlet" ilan edildi. 1830'da Hollanda'dan bağımsızlığını kazandığı günden bu yana Felemenkçe (Flamanca) konuşan Flamanlar ve Fransızca konuşan Valonlar olmak üzere dilsel olarak iki ana gruba ayrıldı. 
 
1970, 1980, 1988-89 ve 1993 reformlarıyla özgün bir federal devlet yapısına dönüştü. Belçika Anayasası'nın 2. ve 3. bölümleri, "Özerk Topluluklar ve Bölgeler" başlığı altında Flaman, Fransız ve Alman topluluklarını tanır. Bu toplulukların kendi parlamentoları, hükümetleri ve kamu hizmetleri bulunuyor. 
 
Belçika, dünyanın en karmaşık ve en fazla özerkliğe sahip federal devletlerinden biridir. Federalizm üç farklı eksende işliyor:
 
Topluluklar: Flaman, Fransız ve Alman toplulukları olmak üzere dil ve kültüre dayalı 3 özerk topluluktur. Bu topluluklar, eğitim, kültür, dil kullanımı, sağlık ve sosyal yardım gibi “kişiye bağlı” konularda yetkiye sahip.
 
Bölgeler: Coğrafyaya dayalı 3 özerk bölge bulunuyor; Flaman, Valon ve Brüksel Başkent Bölgesi. Bölgeler ekonomi, çevre, bayındırlık, ulaşım, tarım, dış ticaret gibi “toprağa bağlı” konularda yetkiye sahip.
 
Federal devlet: Federal hükümet ve parlamento ise savunma, dışişleri, adalet, iç güvenlik, sosyal güvenlik, maliye, büyük altyapı projeleri gibi konularda yetkili.
 
YASAMA VE YÜRÜTME ORGANI
 
Federal Parlamento, Temsilciler Meclisi ve Senato olmak üzere iki meclisten oluşuyor. Temsilciler Meclisi'nin 150 üyesi bulunuyor ve seçimle iş başına geliyor. Senato ise, çoğunluğu topluluk ve bölge parlamentolarınca seçilen 60 üyeden oluşuyor. Topluluk ve bölge parlamentoları da kendi yasama yetkilerine sahip.
 
Her topluluk ve bölgelerin kendi bakanları ve hükümetleri bulunuyor. Federal düzeyde de başbakan ve federal hükümet bulunuyor. Devlet başkanı kraldır. Kralın yetkileri sembolik ve temsili nitelikte olup, gerçek siyasi güç hükümet ve parlamentodadır. 
 
YETKİLER BELEDİYELERDE 
 
Belçika’da belediyelerin özerkliği anayasayla güvenceye alınıp, geniş yetkiler verilmiştir. Belçika’da belediyecilik "aşırı yerinden yönetim" üzerine kurulu, merkezi devlet yerel yönetimlere çok az karışıyor. Bu yüzden hizmet kalitesi, vergi oranları ve yaşam tarzı iki komşu belediye arasında bile farklılık gösterebiliyor. Bu hem avantaj (yerel demokrasi çok güçlü) hem dezavantaj (eşitsizlikler yüksek) olarak görülüyor.
 
Belediye meclisleri kendi bölgelerinde “genel çıkar” ile ilgili hemen hemen her konuda karar alma yetkisine, yönetmelik çıkarma ve uygulama yetkisine sahip. Belediye başkanı halk tarafından değil, belediye meclisi tarafından seçiliyor. Belediyeler kendi vergilerini (özellikle belediye ek vergisi) belirleyebiliyor. Bu yüzden aynı bölgede bile komşu belediyeler arasında vergi oranları ciddi farklılık gösterebiliyor.
 
Belediyeler polis, itfaiye, çöp toplama, yerel yollar, kültür merkezleri, spor tesisleri, yaşlı bakım evleri, kreşler, kütüphaneler gibi çok geniş bir hizmet yelpazesinden sorumlu.
 
MAHALLE KOMİTELERİ 
 
* Komiteler, gönüllü gruplardan oluşuyor ve belediye onayını alıyorlar. Danışma ve aracılık rolü oynuyorlar.
 
* Yasal güçleri yoktur, sadece öneri sunarlar. Siyasi tarafsızlık esastır. 
 
* Hedefileri yurttaş katılımını teşvik etmek ve demokrasi kültürünü mahalle düzeyinde güçlendirmek. 
 
* Mahalle sakinleri arasında sosyal bağları (komşuluk ilişkileri)  geliştirmek, dayanışmayı artırmayı hedefler.  
 
* Yerel sorunları (güvenlik, hareketlilik, çevre, yeşillendirme) belirler ve çözümler önerir. 
 
* Belediye politikalarını mahallelere yaymak ve mahalle ihtiyaçlarını belediyeye iletmek işlevi görür. 
 
* Etkinlikler düzenleyerek (temizlik kampanyaları) mahalle kimliğini pekiştirir. 
 
* Belediye kararları öncesi (örneğin altyapı projeleri, park düzenlemeleri) görüş bildirir ve ön görüşmelerde yer alır. Kararları etkileyebilir ancak bağlayıcı değildir. 
 
* Sakinler ile belediye hizmetleri (polis, CPAS - kamu sosyal yardım merkezi) arasında köprü olur. 
 
* Şikayetleri (örneğin yol hasarları, atık yönetimi) iletir. Belediye hibe ve küçük projeler (yeşillendirme, etkinlikler) ile buraları finanse eder. 
 
DANIŞMA KURULLARI
 
* Stratejik belediye politikalarına (eğitim, çevre, sosyal hizmetler) sivil toplum ve uzman görüşü getirmek.
 
* Çeşitliliği temsil etmek: Sivil toplum temsilcileri, uzmanlar ve mahalle delegeleriyle kapsayıcı bir diyalog platformu oluşturmak.
 
* Politika önerileriyle belediye hizmetlerini iyileştirmek ve şeffaflığı artırmak.
 
* Özellikle dezavantajlı grupların (göçmenler, yaşlılar) sesini duyurmak.
 
* Tavsiye vermek: Belediye meclisi veya encümenine yazılı raporlar sunmak. Örneğin bütçe veya imar planlarında danışma hakkı.
 
* Katılım: Komisyon toplantılarına (ihtisas komiteleri) oy hakkı olmadan katılmak ve görüş bildirmek.
 
* İzleme: Belediye projelerini takip etmek ve raporlamak. Brüksel'de mahalle danışma kurulları altyapı kararlarında ön görüşme yapar
 
* Belediye meclisi tarafından kurulur ve kalıcıdır. Üyeler sivil toplumdan seçilir ve sürelidir (genellikle 4-6 yıl).
 
* Bağlayıcı karar alma yetkisi yok, sadece stratejik tavsiyede bulunur. 
 
MALİ ÖZERKLİK
 
Belediyeler kendi bütçelerini yapar, yerel vergiler koyabilir ve borçlanabilir. Merkezi hükümetten aldıkları dotasyonlar(transferler) olsa da, harcama özgürlükleri çok yüksektir.
 
Kendi vergi gelirleri en önemli gelir kaynağıdır. Kişisel gelir, emlak, ikinci konut/boş ev, turist, işyeri, park yeri, reklam ve alkol ruhsatı vergileri bunun içerisindedir. Çöp toplama ücreti de gelir kaynağıdır. 
 
Bölgesel/Federal datasyonlar: Belediyelere merkezi yönetimden (bölge ve topluluk hükümetlerinden) aktarılan paralardır. Flaman ve Valon bölgesinde vardır. Nüfus, yüzölçümü, gelir seviyesi, okul çocuk sayısı, yaşlı nüfus gibi 30-40 kriter üzerinden dağıtılır. En büyük pay Flaman Bölgesi’nde nüfusa göre, Valon Bölgesi’nde ise sosyal kriterler daha ağırlıklıdır.
 
Diğer gelirler: Hizmet karşılığı alınan harç ve ücretler (evlilik, kimlik, inşaat ruhsatı vb.), kira gelirleri (belediyeye ait bina, arazi vb.), borçlanma (kredi çekme). Tüm bunlar sıkı denetim altındadır.
 
BRÜKSEL MODELİ
 
Belçika’da Brüksel bölgesi yerel yönetimlerde biraz daha öne çıkıyor. Brüksel hem bir federal bölge hem de 19 özerk belediyeden oluşan bir federasyon olarak işliyor. Anayasa'nın 4. maddesiyle dilsel olarak ikili (Fransızca ve Felemenkçe) tanımlanmıştır. Bölge, 1971 tarihli Büyükşehir Yönetimi Yasası kapsamında kurulmuş tek "büyükşehir" örneğidir. 
 
Bu bölgede 19 belediye vardır ve her biri özerktir. Her birinin kendi belediye başkanı, belediye meclisi ve yürütme organı bulunuyor. Toplam nüfus yaklaşık 1,2 milyon olup, belediyeler nüfusun yüzde 50'sinden fazlasını yabancı kökenli (Türk, Faslı, Kongolu vb.) barındırıyor. Bu çeşitlilik, belediyeciliği sosyal entegrasyon odaklı kılıyor.
 
Brüksel modelinde, temsili demokrasinin yanında oldukça gelişmiş danışma ve ortak karar mekanizmaları vardır. Özellikle Fransızca konuşulan belediyelerde (Brüksel’in %90’ı) katılım kültürü daha güçlüdür. Yurttaş bütçesi ve mahalle komiteleri en yaygın ve etkili araçlardır. Doğrudan demokrasi (bağlayıcı referandum) neredeyse yoktur; katılım genelde “danışmacı” veya “ortak-yönetişim” şeklindedir.
 
KOMÜNİTERYEN DÜŞÜNCE
 
Brüksel belediyeciliği resmen liberal bir çerçevede işler (Belçika anayasası bireysel hakları temel alır), ama fiilen komüniteryen bir mantık taşır. Yetkiler büyük ölçüde dil/kültürel topluluklara ve yerel belediyelere dağıtılmıştır. Siyasi söylem ve oy davranışları topluluk kimliği üzerinden şekillenir. “Ortak iyi” anlayışı çoğu zaman “kendi topluluğumuzun ortak iyisi” şeklinde yorumlanır. Brüksel belediyeciliğinde komüniteryen düşüncenin güçlü pratik yansımaları vardır ancak açıkça “komüniteryenizm” diye etiketlenemez. 
 
KARAR ALMA VE YETKİLER
 
Yerel seviye (Belediyeler): Belediye meclisleri yerel vergiler, altyapı (su, atık, yol), sosyal hizmetler (eğitim, sağlık, konut), kültürel etkinlikler ve çevre yönetimi gibi konularda karar alır. Belediye başkanları, 6 yılda bir seçilir ve yürütmeyi yönetir.
 
Bölgesel Seviye (Brüksel Başkent Bölgesi): 19 belediyeyi koordine eden bir üst kurul (Bölge Hükümeti ve Parlamentosu) bulunur. Bu, federal hükümetin yetkilerini (ekonomi, ulaşım, uluslararası ilişkiler) devralır. AB kurumlarının (Komisyon, Bakanlar Konseyi) varlığı nedeniyle, belediyecilikte uluslararası standartlar (örneğin sürdürülebilirlik ve göçmen entegrasyonu) ön plandadır.
 
Özel özellikler: 1964-1975'teki birleşme dalgalarından etkilenmemiş belediyeler, özerkliklerini korumuştur. 
 
HALK KATILIMI
 
Danışmacı bütçe uygulamaları: Bazı belediyelerde yurttaşların bir kısmını doğrudan belirleyebildiği “yurttaş bütçesi” uygulamaları vardır. Belediye belirli bir miktarı ayırır. Yurttaşlar proje önerir, oylama yapılır. En çok oy alan projeler uygulanır.
 
Mahalle komiteleri/komşuluk konseyleri: Birçok belediyede “quartier komiteleri” veya “comités de quartier” vardır. Mahalle sakinleri gönüllü olarak katılır. Belediye başkanı ve meclis üyeleri düzenli toplantılara katılır. Sokak, park, güvenlik, etkinlik gibi konular tartışılır; belediye çoğu zaman bu komitelerin önerilerini uygular.
 
Danışma konseyleri: Her belediyede zorunlu veya gönüllü danışma konseyleri vardır. Bunlar, gençlik, yaşlılar, göçmen kökenliler, engelliler, kültür, spor ve çevre konseyleri.
 
Halka açık belediye meclis toplantıları: Belediye meclisi toplantıları halka açıktır ve yurttaşlar söz alabilir (genelde gündemin sonunda 15–30 dakikalık soru-cevap bölümü olur).
 
Dijital katılım platformları: Birçok belediye kendi dijital katılım platformlarını kurmuştur. Anketler, fikir önerileri, şikayet bildirimleri buradan yapılır.
 
Yerel referandum (çok nadir): Belediye düzeyinde bağlayıcı yerel referandum hakkı yoktur, ama bazı belediyeler danışma amaçlı halk oylaması yapmıştır 
 
Yarın: İsviçre modeli
 
MA / Diren Yurtsever