Dêra Zorlu gazeteci Rawa Taha: Önceliğimiz kadın

  • kadın
  • 09:08 21 Kasım 2017
  • |
img

URFA - Suriye'de yaptığı ve çok sevdiği gazeteciliği sığındığı Urfa'da bırakmak zorunda kalan Dêra Zorlu Rawa Taha, yaşam amacını "Kadın, kadın, kadın" olarak özetledi. 

Suriyeli Rawa Taha, Dêra Zor’da gazetecilik yapıyordu. Ancak, 2011’de başlayan isyanla kendini meydanlarda buldu. Hem kadın hem de gazeteci olmanın zorluklarını yaşadı. Ülkesinde yaşananları dünya kamuoyu ile paylaşmak için ise arkadaşlarıyla birlikte Devrim adıyla bir gazete çıkardı. 
 
DAİŞ’in Dêra Zor’u kuşatmasıyla çok sevdiği topraklarını terk ederek 2014 yılında Urfa’ya geldi. Gazeteciliği bırakmak zorunda kalan Taha, şimdilerde Dêra Zor Topluluğu bünyesi altında faaliyetlerini sürdürüyor. 
Taha, kadın ve gazeteci olarak verdiği mücadeleyi anlattı. 
 
Suriye toplumunun yaşamış olduğu sıkıntıları Dêra Zorlu kadınların da yaşadığını dile getiren Taha, “Bu sistemin ne kadına, ne çocuğa karşı hiçbir merhameti yoktu. Bu zorlukların hepsini bir kadın gazeteci olarak ben de yaşadım" dedi. 
 
ZEYTİN DALINDAN SİLAHA
 
"Bulunduğumuz süreç, zulme karşı daha fazla katlanamayacağımızı gösterdi" diyerek gün geçtikçe mücadeleye biraz daha katıldığını kaydeden Taha, şunları söyledi: “Suriye Devrimi silahlı mücadeleye dönüşmeden önce biz savaşa ve silaha karşıydık. Gösterilerimizin hepsinde zeytin dalını kendimize şiar edindik. Bu süreç boyunca sadece özgürlüğümüzün ve haklarımızın talepkarı olduk. Bu isteklerimize karşılık olarak Esad yönetimi kadın ve çocuk ayırt etmeksizin herkesi gözaltına almaya başladı. Aynı zamanda cezaevinde işkenceler başladı. 2011 yılının Ağustos ayında asker sokağa indi ve sivil halka silah doğrulttu. Bununla birlikte birçok sivil insan hayatını kaybetti. Artık silahlı mücadele başladı. Silahlı mücadeleye katılanlar oldu. 2012 yılının Eylül ayında ise rejim güçleri büyük bir katliam gerçekleştirdi." 
 
DAİŞ'İN GELMESİYLE TERK ETTİ 
 
Bir gazeteci olarak yaşananları sosyal medya aracılığıyla dünyaya ulaştırmayı amaçladığını ve 2014 yılına kadar da Dêra Zor'da yaşamaya devam ettiğini belirten Taha, "Orada gazetecilikten çok yaralı ve yardıma muhtaç olanlara yardım etmeye çalıştım. Daha çok insani yardım kuruluşları ile iletişime geçip inşalara yardım etmeye başladım. Bizim yaşadığımız bölge sivil halkın yoğunlukta olduğu bir alandı. Esad rejimi ise bazı bölgelere Özgür Suriye Ordusu’nun (ÖSO) varlığını gerekçe göstererek saldırılar gerçekleştiriyordu. Dêra Zor kenti DAİŞ'in eline geçince buradan ayrılmak zorunda kaldık" diyerek ülkesinden ayrılmanın kendisine üzüntü verdiğini; ancak ayrılmaması durumunda ölüm tehdidi ile karşı karşıya olduğunu sözlerine ekledi. 
 
'KADIN KADIN KADIN'
 
Fırat Nehri'ni kayık ile geçtikten sonra Urfa'ya geldiğini belirten Taha, "2013 yılında Suriyeli Kadınlar Örgütü’nü oluşturdum. Bundan dolayı da DAİŞ tarafından aranan kişiler arasında yer aldık. Türkiye’ye gelmek zorunda kaldık ve çalışmalarımızı burada sürdürdük. Burada kadınları bir araya getirmeye ve kadın kimliği ile var olmak için örgütlemeye çalıştık. Gerçekleştirdiğimiz seminerlerle kadınları bilinçlendirmeye çalışıyoruz.  Şu anda ise Dêra Zor Topluluğu bünyesi altında faaliyetlerimiz devam ediyor" dedi. 
 
Taha, çok sevdiği gazeteciliği bırakmak zorunda kaldığını belirtirken, yaşam felsefesini "Kadın, kadın, kadın" sözleriyle özetledi. 
 
MA / Arjin Dilek Öncel