Kızı erkek şiddetiyle öldürülen anne: Hala o pencereden bakamıyorum

  • kadın
  • 10:00 21 Kasım 2017
  • |
img

VAN - Erkek şiddeti sonucu öldürülen Dilek Özister’in annesi Ayten Özister, evinin hemen karşısında bulunan kızının evine pencereden hala bakamadığını söylüyor. Anne Özister, yargıya da "Bir kadını göz göre göre öldürmüş katile ne diye indirim verdiniz?” diye soruyor. 

Türkiye’de mahkemelerin kadınları öldüren erkeklere “iyi hal” ya da “takdir” adı altında uygulanan indirimlerden biri de Dilek Özister davasında verildi. Aralık 2015 tarihinde eşi Nihat Özister tarafından öldürülen Dilek Özister’in davası 2,5 yıl sürdü. Karakola ulaşan 20 şikayet dilekçesi ve uzaklaştırma kararına rağmen sanık Özister’in her defasında “aldatıldım, akli dengem yerinde değildi” gibi gerekçeleri sunmasından dolayı duruşmalar ertelendi. 21 Temmuz 2017 tarihinde görülen karar duruşmasında mahkeme “iyi hal” indirimi uygulayarak ağırlaştırılmış müebbet cezasını, müebbet hapis cezasına çevirdi. Kızı Özister’in evli kaldığı 18 yıl boyunca yaşadıklarına tanıklık eden ve onu şiddetten korumak için mücadele veren anne Ayten Özister (52), adliye koridorlarında geçen 2,5 yılına isyan ediyor.  
 
DİLEK’İ DEFALARCA ÖLÜMDEN KURTARDI
 
Şu an kızı Dilek’in 4 çocuğuna annelik eden Özister, kızının organizeli bir şekilde öldürüldüğünü söyledi. Dilek’in sürekli şiddete maruz kalmasından dolayı onu hiç yalnız bırakmayan anne Özister, yine bu şiddet anlarında kızını defalarca ölümcül bıçak darbelerinden kurtaran kişi oldu. Dilek’le evleri karşı karşıya olan anne Özister, kızının evini gören pencereden hala bakamadığını anlattı. 
 
'BÜTÜN AİLE KIZIMIN KATİLİDİR'
 
4 torununa yıllardır baktığını söyleyen anne Özister, onlara anne yokluğu yaşatmak istemediğini söyledi. Her cumartesi günü 4 torununu yanına alarak Dilek’in mezarını ziyaret ettiğini aktaran anne Özister, “Dilek 2 yıl boyunca karakola gidiyordu. Sadece o adam değil, bütün aile benim kızımın katilidir. Evli kaldığı 18 yıl boyunca hep şiddete uğradı. Biz de biliyorduk ve görüyorduk. Ama alamadım kızımı onun elinden, başına bir şey gelmesin diye ben hep onunla yaşadım. Dilek’in 2 büyük çocuğu bile benimle eşimin üzerine kayıtlı, şimdi nüfusta anne ve babaları biz gözüküyoruz. Çocuklarını parayla satacaktı, kızımın da resmi nikahı yoktu. Sırf çocukları kurtarmak için onları kendi nüfusumuza aldık" dedi. 
 
‘YARDIM ÇIĞLIĞINI KİMSE DUYMADI’
 
Kızının öldürüleceğini tahmin etmediğini dile getiren anne Özister, Dilek’in yardım çığlığına kimsenin karşılık vermediğini söyledi. Anne Özister, “Bu katilin hala nefes bile alıyor olmasına katlanamıyorum. Bu adam hiçbir zaman ‘Pişmanım, çocuklarım beni affetsin’ demedi. Mahkemeye her defasında ayrı bir yalan ve iftirayla geldi. Ölmüş bir kadına söylemediğini bırakmadı. Her mahkemeye gittiğimde, torunlarıma 'O katil bu sefer ceza alacak' diyordum; ama olmadı. 2,5 yılımı adliye koridorlarında bekleyerek geçirdim. Sonuç bizim için hayal kırıklığı oldu. Bütün yalanlarına rağmen indirim aldı. Bu adalete sormak istiyorum; bir kadını göz göre öldürmüş katile ne diye indirim verdiniz?" şeklinde konuştu. 
 
‘TORUNLARIM GÖRDÜKLERİNİ UNUTAMIYOR’
 
Mahkeme süresi boyunca sadece kadın aktivist ve gazetecilerden destek gördüklerini belirten anne Özister, “Kızımın yaşadıklarıyla, hayatın kadınlar için ne kadar zor olduğuna tanıklık ettim. Kızımın öldürülmesini hatırladıkça ciğerlerim yanıyor. Torunlarım bile babalarından nefret ederek büyüyor, ne yapabilirim? Onlar her sabah annelerinin yüzünde gülücükler yerine morlukları gördü. Nasıl unutabilirler?” diye sordu. 
 
‘KIZIMIN KATİLİ POLİSTEN CESARET ALDI’
 
Karara karşı mahkemeye itiraz ettiklerini ifade eden anne Özister, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tek umudum bu katilin indirim almadan ceza almasıdır. Kızımın katili polisten cesaret aldı. Katil, Dilek'i karakoldan ölesiye dövüldüğü eve geri gönderen polisten güç aldı. Eşimin telefonuna tehdit mesajları gönderdiğinde o mesajları aldık polise götürdük. Polis bize dönüp ‘Nereden bilelim belki bu mesajları başka telefondan siz attınız’ sözleriyle bizi suçladı. Polise her gittiğimiz ‘Savcı kanıt istiyor’ diyordu. En son kızım öldürüldüğünde morgun önüne savcı gelmişti, eşim ona dönerek ‘Kanıt istiyordun kızımın cesedi içerde al sana kanıt’ dedi. Dilek’in 2 Nisan Polis Karakolu'nda 20 şikayet dilekçesi var. Onu da geçin kızım polisin gözü önünde uzaklaştırma kararına rağmen darp edildi. Katili alıp karakola götürdüler, saatler sonra tekrar serbest bırakıldı. Kızımı yaşatmak için verdiğim mücadele bugün başlamadı. Yıllarca onu ve çocuklarını korumaya çalıştım ama; onu ölümden kurtaramadım.”
 
MA / Nimet Ölmez  - Seda Taşkın