İktidarın OHAL sonrası siyaset alanında mücadele gösteren kadınlara yönelik geliştirdiği politikaları değerlendiren Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, 15 Temmuz sonrası kadınlara karşı bir zihniyetin devreye girdiğini vurguladı. Bu zihniyetin kadın vekilleri tutukladığını ve vekilliklerini düşürdüğünü aktaran Güllü,  “Suç var ise karşılığında mutlaka bir ceza olacaktır. Ama suçun olabileceği alanlar araştırılmadan önyargılı yaklaşılarak sonrasında bir şey bulunmaması Türkiye’de demokrasinin yara alması demektir. Kadın politikasında yaşadığımız kayıplar da bu yaşananların bir parçası” dedi.

 

‘KAZANDIĞIMIZ HAKLAR ALINIYOR’

 

Kadın konusunun siyaset üstü olarak ele alınması gerektiğine vurgu yapan Güllü, “Kadın erkek eşitliğinin zirve yapması, siyasi partiler yasa tasarısının değişmesi, kadına ideolojik olarak değil sadece ve sadece eşit vatandaş, eşit insan olarak bakan, uygulanabilir politikaların geliştirilmesinden geçer. Biz bu politikalardan vazgeçtik. Sadece vazgeçmekle kalmadık, kazanılmış hakların geri alınması da başladı” ifadelerini kullandı.

 

‘ŞİDDETİN DİLİ DİNİ RENGİ YOK’

 

Kürt illerinde belediyelere kayyum atanması, kadın derneklerinin ve belediyede aktif olarak çalışan kadın birimlerinin kapatılmasına da tepki gösteren Güllü, “Hem Diyarbakır’da hem de Van’da acil yardım hatlarının kurulması için girişimlerde bulunduk. Şiddetin, dili, dini, rengi yok, her yerde aynı. Açılacak bu dayanışma merkezlerinde özellikle Kürtçe bilen danışmanların olması gerekiyor" dedi. 

 

 

‘BİRLİK OLURSAK KAZANIM ELDE EDEBİLİRİZ’

 

Kadın örgütleri olarak paydası kadın olan her ideoloji ve inançta, birbirlerini sorgulamadan beraber yürümeyi kendilerine hedef olarak belirlediklerini aktaran Güllü, "Özellikle yan yana yürürken verilen mücadelede birinin mücadelesi hepimizin mücadelesi oldu. Bu örgütlülük sürdürüldüğü zaman kazanım elde etmek kaçınılmazdır" şeklinde konuştu.