Juliana Gözen: Sosyalistler sürecin öznesi olmalı

img
ANKARA - Sosyalistlerin süreci izlemekle yetinmemesi gerektiğini belirten TÖP Sözcüler Kurulu Üyesi Juliana Gözen, bu dönemin yeni bir mücadele eşiği, birikimi sıçratma zemini olduğunu belirterek, sosyalistlerin sürecin öznesi olması gerektiğini söyledi. 
 
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” ile birlikte başlayan sürece dair gelişmeler devam ediyor. PKK,  çağrı ardından ateşkes ilan etmesi sonrasında da kongresini toplayarak çalışmalarını sonlandırdı. Kürtler sürece dair yapması gereken tüm adımları atarken çözüme ilişkin Meclis’te komisyon kurulmasına yönelik tartışmalar devam ediyor. 
 
Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) Sözcüler Kurulu Üyesi Juliana Gözen, Kürt sorununun çözümü bağlamındaki gelişmelere dair değerlendirmelerde bulundu.
 
Sürecin, Kürt halkının 40 yıllık mücadelesinin bir evresi olarak okunması gerektiğini vurgulayan Juliana Gözen, barışın iktidarın insafına bırakılamayacağını, halkın örgütlü mücadelesiyle toplumsallaşması gerektiğini söyledi. Juliana Gözen, sosyalistlerin ve devrimcilerin bu süreçte daha büyük sorumluluklar alması gerektiğini belirterek, “Bu süreç ülkenin son 50 yılını belirleyen, faşizmin kurumsallaşmasının önünde engel olan Kürt halkının 40 yıldır sürdürdüğü mücadelenin sonucudur” dedi.
 
‘DÜNYANIN EKSENİNİ HALKLAR DEĞİŞTİRİYOR’
 
Sürecin sadece Türkiye’nin iç politik dengeleriyle değil, küresel ve bölgesel dinamiklerle birlikte okunması gerektiğine vurgu yapan Juliana Gözen, “Dünya değişiyor, Ortadoğu değişiyor. Dünyanın düzenini egemen kapitalist güçler değil, yaşadıkları kriz ekseninde halklar değiştiriyor. Ortadoğu’da sürekli savaş süreci yaşanıyor. Son 10 yılda, devlet dışı güçlerin ya da devletlerin yerinde kalmadığını görüyoruz. İran’ın dişleri sökülerek yeni bir düzene hapsedilmeye çalışılıyor. Halk direniş eksenleri zayıflatılıyor, İsrail’in güvenliğini önceleyen bir düzen kuruluyor. Emperyalist güçlerin Suriye’ye paraşütle indirdiği cihatçı çeteler süreci başlattı, ama Kürt özgürlük hareketinin 40 yıllık mücadelesinin birikimini somutlayan Rojava, bu güç dengesinde ve önemli bir pozisyonda duruyor” dedi. 
 
‘YENİ BİR MÜCADELE DÖNEMİ’
 
Sürecin yeni bir mücadele dönemi olduğunu söyleyen Juliana Gözen, “Biz bu dönemi yeni bir mücadele dönemi olarak okuyoruz. İktidar, barışı kendi ipoteğine almak istiyor ama tarihi sadece egemenler yazmaz. Ezilenlerin ortaklaşan, örgütlü mücadeleleri de tarihi yazar. Kürt halkının ödediği bedeller, biriktirdiği birikim, Türkiye’de emek-demokrasi güçlerinin, işçilerin, emekçilerin, kadınların, gençlerin mücadelesi, sürecin nereye evrileceğini belirleyebilecek bir denklem sunuyor” ifadelerini kullandı. 
 
'BARIŞ TOPLUMSALLAŞMALI'
 
Silahların susması, barış imkanlarının tartışılabilir hale gelmesinin önemine işaret eden Juliana Gözen, “Silahların susması, işçi ve emekçilerin iş, ekmek, özgürlük mücadelelerinin, örgütlenme zeminlerinin önünü açar. Ancak iktidarın kendi planları olduğunu görmeliyiz. En ufak hak arama mücadelesi 'terör' sopasıyla susturuluyor. Bu argüman elinden alındığında, iktidarın iki yüzlü tutumu daha net ortaya çıkabilir. Barışın toplumsallaşmasını sağlamak, iktidarın dışında bir mücadele denklemi açısından bizim için daha önemli” diye aktardı. 
 
Juliana Gözen, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Meclis'te kurulmasını önerdiği komisyona da dikkati çekerek, şunları söyledi: "Meclis'in prototipi olan bir komisyon, barış denkleminin ihtiyaçlarını karşılayamaz. Bunun ötesine ihtiyacımız var. Meclis, barışın imkanlarının tartışılabilmesi için önemli bir rol oynar. Ancak 40 yıldır Kürt halkının mücadele ettiği talepleri, toplumsal dinamiklerin barışa dair sözünü taşımayacak. Meclisin prototipinin ötesine geçebilecek, barışın toplumsallaşmasını sağlayacak mekanizmalara ihtiyaç var” diye belirtti.
 
‘SÜRECİN ÖZNESİ OLMALIYIZ’
 
Juliana Gözen, sosyalistlerin süreci sadece izlemekle yetinmemesi, özne olarak belirleyici olması gerektiğini vurgulayarak, “Bu, yeni bir mücadele eşiği, birikimi sıçratma zeminidir. Sürecin izleyicisi, parçası ya da tarafı değil, öznesiyiz" dedi. Demokrasiden, emekten ve barıştan yana olan halkların kendi parantezini açması gerektiğini belirten Juliana Gözen devamla şunları söyledi, “Halkçı, demokratik bir cumhuriyet kazanabileceğimize dair yeni bir parantez açıyoruz. Kaygıların ortadan kalkması için mücadele denklemine ihtiyaç var. İnfaz yasası, hasta mahpuslar konuşuluyor. Bu adımlar atılabilir, ama bu, iktidarın lütfu değil, şimdiye kadar yürütülen mücadelenin getirdiği bir eşiktir. Mücadele denkleminin daha fazla mevzi kazanması için iktidarın dışında bir alan açmalı, bu zemini güçlendirmeli." 
 
MA / Ömer Güngör