Yazar Zeren: Edebiyatımız gerçekliğimiz karşısında zayıf

img
AMED - Kürt edebiyatının halk gerçekliği karşısında zayıf kaldığını söyleyen yazar Deniz Faruk Zeren, "İlerici insanlığın önemli bir parçası olan halkımızın bu düzeyde de bir edebi gerçekleşmeye ihtiyacı var. Bunun için her yazarımızın kendi üretim sürecini derinleştirmesi gerekiyor” dedi. 
 
Yazar Deniz Faruk Zeren’in yeni kitabı “Ben Bermal” Dipnot Yayınları’ndan yayımlandı. Daha önce “Dört Mevsim İlkbahar”, “Yasak Kitap”, “Zerya-Serhatta Bir Gün”, “Tam Ağlayacaktım Arkadaşlar Dokundu” kitaplarını kaleme alan yazar Zeren, son kitabıyla birlikte kendine has anlatım tarzı ve dilini daha iyi oturttuyor. Gerçekten esinlenerek kurgusal tarzda kaleme alınan eser Kürtlerin hikayesini/ mücadelesini anlatmak bakımından yeni bir tarz niteliği taşıyor. Geçmişin ve günümüzün harmanlanarak anlatan yazar Zeren, "Ben Bermal” ile okuyucuya Kürt halkının mücadelesine, bu mücadele içindeki değişime de tanıklık etme şansı sunuyor. Yazar Zeren son kitabı ve edebiyat üzerine sorularımızı yanıtladı. 
 
Yazı/yazımla olan ilişkini merak ediyorum? Yazmaya ne zaman, nasıl başladın, yazıyla kurduğun bağ nedir?
 
 
 "Tam ağlayacaktım arkadaşlar yaz” dediler. Yalnız arkadaşlar da değil, çocukken kitap için dayak yemiş, türlü yalnızlık ve kırılmalara maruz kalmış biri olarak yazmakla olmak önemli bir seçenek olarak belirdi önümde.
 
Yazı ile edebiyatla kurduğum bağ benim için eski, köklü giderek derin anlamlar içeren bir yerde duruyor. Kitaplarla, kitap kurtlarıyla büyüdüm, evimizin bahçesine, üzüm bağlarına kitap, dergi, gazete gömdüm, sakladım, emanet verdiğim kitaplar yüzünden çok erken yaşlarda işkence ile tanıştım absürt gelecek belki ama tamamen öyle oldu. Sonra kitaplarla kitap kurtlarıyla ilişkim hep sürdü her yerde her koşulda devam etti ve onlar giderek anlamaya, yazmaya da yönlendirdiler. Sağ olsunlar. Bu giderek benim için bu varlık yokluk savaşında kişisel olarak var olabileceğim, dayanabileceğim yapısal bir meseleye dönüştü. Hayatımın bir döneminde kısa bir süre bulunduğum hapishanede bu daha da yoğunlaştı ve arkadaşlarımın uğraşları ve cesaretlendirmeleri sonucu ciddi bir yaşamsal uğraşa, arayışa dönüştü. İlk ciddi yazınsal işlerimi onların sayesinde ortaya çıkardım. Her zaman da ulaşabildiklerime danışmak, yönlendirme beklemek gibi alışkanlıklarım var. Kısacası, “Tam ağlayacaktım arkadaşlar yaz” dediler. Yalnız arkadaşlar da değil içimden ta derinlerimden çocukken kitap için dayak yemiş biri olarak, türlü yalnızlık ve kırılmalara maruz kalmış biri olarak yazmakla olmak önemli bir seçenek olarak belirdi önümde. Öğrenmeye, denemeye, gelişmeye çalıştım. Çalışıyorum da.
 
Son romanına değinmeden önce genel kitaplarındaki tarza değinmek istiyorum. Gerçekçi bir tarzı benimsiyorsun. Yine bu topraklara, özellikle de Kürtlere dair bir hikâye anlatıyorsun. Bunu tercih etmenin nedeninden biraz söz eder misin?
 
Bazı kurgular var gerçeğin yanına yaklaşamaz bazı gerçekler de var kurguya sığamaz. Bizim halk olarak böyle farklı bir gerçekleşme durumumuz olduğuna inanıyorum. Ülkemizde hemen her gün olup bitenler, geçmişimizi ve geleceğimizi belirleyen her mesel bize sanatın gücünü olabildiğince geliştirerek ifade etmeyi buyuruyor, sorumluluklar yüklüyor. Bunu böyle hissederek yaptığımız işlere yönelince zaten anlattığımız hikâye, yaptığımız iş onlara dair olmak yolunda ilerliyor. Aidiyetine böylelikle kavuşuyor. Belki “sorumluluk” diyerek çok kaba ifade ettim bu kavram elbette tek başına çok yetersiz, ruhsal, duygusal bir bütünleşme halinin, halkımızın hikayesine dahil olabilme halinin kişisel olarak da ortaya çıkmasından hissiyat olarak da yükselmesinden bahsediyorum. Ben bunun için çabalıyorum ve henüz yolun çok başındayım.
 
Ben halkını seven biriyim. Sanatımı yaparken halkımın özgürlük arayışından, ezilen üretici sınıfların yerel ve evrensel deneyimlerinden, birikimlerinden, mücadelesinden ve kararlılığından feyz alıyorum. Kendimi bunun bir parçası olarak görüyorum ve sanatımı da buna karşı sorumlu olarak görüyorum. Özgürlük ve eşitlik için büyük bir yolculuk yapan bir halkın bireyi olup bu gerçeklikten ayrı bir arayışa düşmek doğru gelmiyor bana. Layık olmaya çalışmalıyım. Benim şahsen nasıl derler mottom budur, motivasyonum ve doğru bulduğum budur.
 
 "Ben Bermal”de Qerejdağ’ın eteğinde bir ilçede mücadeleye atılan genç insanların öykülerini, o coğrafyayı, insan karakterini, inancını, azmini –elbette sadece bu değil-okuyoruz. “Ben Bermal”in öyküsü nasıl oluştu, nasıl bir fikriyat etrafında doğdu?
 
 
Kadın devriminin Kürt halkının toplumsal, tarihsel, iktisadi ve idari gerçekliği içinde ne kadar büyük bir olay, olgu olduğunu, bunu kavramakta ne kadar geri kaldığımı gördüm.
 
Evet, “Ben Bermal” mekânsal olarak Qerejdağ’ın eteklerinde bir kasabada geçiyor. Karaova benim için bir plato. Bu platoyu bu romanda biraz daha fazla kullanabildiğimi düşünüyorum. Ancak tek bir yere değil hemen her yere her bölgeye de benzeyen yanları olması bakımından yerel değil genel bir hikâyenin kısa bir parçası gibidir kurgusu. Bu platoyu her yere taşıyabilsin istedim okur. Kendi hikâyesini bulsun, bütünleşebilsin. Ben aslında doğrusunu söylemek gerekirse bir kadın devrimciden yola çıkarak hem Kürt Kadın Hareketi’nin gelişimini hem de bu gelişimin genel yükselişe etkisini konu edinmek istiyordum. Yazma süreci benim için gayet öğretici oldu ve fark ettim ki ben doğrudan hedeflediğimi değil kadın hareketinin genel mücadele üzerindeki ve özel olarak erkeğin değişimindeki rolünü anlatan bir roman yazıyorum. Bu bilinç düzeyimle de alakalı olabilir erkek kişi olarak devrimci kadını doğrudan anlatmaya kalkışmanın gerçekçi olmadığını en azından mevcut düzeyimle mümkün ve doğru olmadığını gördüm. En doğrusu erkeğin değişimindeki etkisini gösterebilmekti, bu yanı daha çekici geldi bu hikâye özgülünde. Mazlum’un Samsa oluşu, Gregor Samsa’ya (Franz Kafka'nın uzun öyküsü Dönüşüm'deki hayali karakter) gönderme ve sancılı dönüşüm çabası, kadınla etkileşim halindeyken zihinsel duygusal ve hatta fiziksel değişimini anlatmak, konu etmek daha doğru ve gerçekçi geldi. Böyle bir eğitim ve evrilme yaşadım kendi içimde. Daha da geliştirilebilir daha da işlenip derinleştirilebilir bir konu açılmış oldu önümde. Kürt gerçekliğinde erkekliği ve kadını iyi tanımak daha iyi tanıtmak gerektiğini bir kez daha gördüm ve aslında kadın devriminin Kürt halkının toplumsal tarihsel iktisadi ve idari gerçekliği içinde ne kadar büyük bir olay, olgu olduğunu bunu kavramakta ne kadar geri kaldığımı gördüm. Aslında neye elini atsan kadın emeği var, hangi taşı kaldırsan bu çelişki var. Erkeğin iktidar olma kalma kadının devrim yapma kavgası var. Bunlar gayet çarpıcı ve bu boyutlarda bir roman için galiba sadece bir giriş olarak kalabildi. Bunlar uzun yıllardır tartışılan meseleler ancak kavrama düzeyimiz yokmuş gençlikten mi dersin toyluktan mı dersin ne yazık ki yokmuş vaktiyle.
 
“Ben Bermal” hem birçok kahramanı içinde barındıran bir kitap hem de aslında kahramanları yücelten, insanüstü yapan olgudan da uzak. Kitaptaki karakterlere baktığımızda ücretli öğretmen Mazlum, at arabacı Celo, ortaokul öğrencisi Sarı Derya, Azad… Bu özel bir tercih mi ve nedeni nedir?
 
Çok kısaca ifade etmem gerekirse ayrıca teşekkür ederim bunu böyle görüp sorduğun için. Devasa yerel ve evrensel sonuçlara yol açmış Kürt halkının büyük özgürlük yolculuğunun ana karakterleri esasta hamallar, at arabacıları, öğrenciler, rençberler, işçiler olmuştur. Tam anlamıyla “anamız amele sınıfıdır” ve halen en ağır yükler onların sırtlarındadır. Onların alın terlerine borçluyuz, yaratıcılıklarına borçluyuz. Emek hareketi de denilmesinin sebebi budur. Özel seçkin seçilmiş insanlar değil tamamen çıplak emekle yaşayan insanlar. Onları özel kılan yalnızca özgürlük tutkuları ve bu tutkuları için hiçbir kahramanlıktan kaçınmamaları. Benim edebiyatım onlarla, onların bakışlarıyla gelişebilirse ilerleyebilir öyle hissediyorum bunu. Dünya fikri olarak da beslendiğimiz kaynak bu.
 
Kitabı okurken en fazla hissettiğim şey de “eskinin” yeni bir dille anlatılması oldu. Eski geçmişe dair hikâyeleri bugüne aktarırken bir edebiyatçıyı/yazarı zorlayan şey nedir?
 
İster geçmiş, ister bugün ister gelecekle alakalı olsun her hikâye kendi dilini bulabilirse doğru şekillenebiliyor. Bunu arayıp bulmak eseri yazmaktan daha zor, en uygun muhtevayla dili buluşturmak zorundasın. Mekân, zaman, dil ve hareket bütünlüğü hikâyenin ruhuyla bütünleşebilmeli. Bunu aramak, bulmak; yazar olmak işte. Yapmaya çalışıyorum. Uğraşıyorum bunun için. Daha da gelişeceğine serpileceğine inanıyorum.
 
Kürt halkı hem yaşadığı acılar hem de gösterdiği direnişle Ortadoğu ve dünyaya örnek halklardan biri. Bu bağlamda her bir bireyin bile yaşadıklarına baktığımızda ciddi hikâyeler görüyoruz. Ancak ben bunun edebiyata yansımasını eksik bulanlardan biriyim.  Bu konuya dair senin değerlendirmelerin nedir? Bu sorunun aşılması için neler yapılabilir?  
 
Haklısın edebiyatımız gerçekliğimiz karşısında zayıf. Diğer sanat dallarında da gelişmeye ihtiyacımız var. Üretim bu sorunları aşmanın başlıca yolu. Üretim yayınlama ve paylaşama, yaygınlaştırma olanaklarının çoğaltılması gerektiğini düşünüyorum. Bizim edebiyatımız halen kararına varmamış dersem arkadaşlar meramımı anlayacaklardır. Mesele yalnızca olan biteni anlatmak değil. edebiyat bunun için uygun bir araç değil. Tarihçiler, tarih yazıcıları, vakanüvisler bunu yapabilirler. Yapmalıdırlar da hem de en gelişkin yöntem ve araçlarla. Bizim edebiyatımızın olup bitenler, yaşananlar etrafında ortaklaşan, duyguda, hissiyatta, tepkide anlayışta kavrayışta ortaklaşan kültürel derinleşmeye ve gelişmeye yol açan bir olgu haline gelme sorunu vardır. Bu halklaşmadır uluslaşmadır, evrenselleşmedir, bizim edebiyatımızın bu düzeyi açığa çıkarıp geliştirmesi gerekmektedir, bizim edebiyatımızın bunun bir parçası önemli bir parçası olarak gelişmesi ve yükselmesi sorunu vardır, bunun yaratılması için her yolun denenmesi gerekmektedir. Bütün önemli evrensel edebiyatın sırrı budur. Olup bitenleri birbirimize ve karşımızdakilere anlatmamızın pek bir edebi etkisi yok. Evrensel, ilerici insanlığın önemli bir parçası olan halkımızın bu düzeyde de bir edebi gerçekleşmeye ihtiyacı vardır. Bunun bir parçası olabilmek tek tek her yazarımızın kendi üretim sürecini geliştirmesi derinleştirmesi gerekiyor sanırım.
 
 Dijital medyanın hakim olduğu bir çağda günden güne okuma oranları düşüyor. İnsanlar bir bağımlılık gibi telefon ve bilgisayar ile vakit geçiriyor ancak kitap için vakit yaratılamıyor. Bu durumun kendisi edebiyatın özelde de Kürt halkı gibi halkların edebiyatını nasıl etkiler?
 
Bütün dünya dijital gelişmelerden ve bunun başta yayıncılık, habercilik ve yazınsal paylaşım üzerindeki olumlu olumsuz etkilerine maruz kalıyor daha da kalacak. Her araç kendi yeni yöntemleriyle giriyor hayatımıza bazen ayak uydurmak orda kalsın takip etmek bile çok zor. Ne gerisinde kalmak gerekli ne de bütünüyle savrulmak gerekli diye düşünüyorum. Dijital dünyadaki değişimlere uygun araçlar geliştirilerek bunların doğru kullanılması olabilecek sorunları en aza indirecektir.
 
Kültür ve edebiyattan konuşurken güncele dair de bir soru sormak isterim. Son dönemde Kürt dili ve kültürüne dair saldırıları nasıl değerlendiriyorsun? Ne amaçlanıyor, buna karşı nasıl bir mücadele ve duruş ortaya konulabilir?
 
 
Türkçe yazan Kürt bir yazarım. Ne yazık ki anadilimde yazamıyorum. Ancak yazabilseydim bundan vazgeçmezdim. Kürtçe yazabilen yazarlar altın gibi parlıyorlar gözümde. Benim edebiyatım ontolojik olarak Kürt edebiyatına dahildir.  
 
Türkçe yazan Kürt bir yazarım.  Ne yazık ki anadilimde yazamıyorum. Ancak yazabilseydim bundan vaz geçmezdim. Kürtçe yazabilen yazarlar altın gibi parlıyorlar gözümde. Beni kendilerinden görmüyor olabilirler olsun. Benim edebiyatım ontolojik olarak Kürt edebiyatına dahildir. Öyle görüyorum. Bu söylem benim kişisel olarak kendimi rahatlattığım bir söylem olarak görülebilir. Olsun öyle görülsün. Keşke şahsen Kürtçe için, Kürt dli ve kültürünün korunması ve gelişmesi için yapabileceğim verebileceğim şeyler olsaydı. Her dönem iç ve dış politik durumlara sertleşme ve yumuşamalara göre egemenlerin Kürt diline yaklaşımı değişiyor saldırının dozu bakımından… Kürtçe’nin Kürt dili ve kültürünün yaşama çabası içinde bırakılması maalesef acıdır. Bana ifade olanağı verdiğiniz için teşekkür ederim.
 
DENİZ FARUK ZEREN KİMDİR
 
1977 yılında Siverek’te doğdu. Liseye kadar Siverek’te okudu. 1996 yılında Çukurova Üniversitesi’nde Radyoloji Bölümü’ne kayıt yaptırdı. Siyasi nedenlerden ötürü bir süre hapishanede kaldı. Yazarın, “Dört Mevsim İlkbahar” adlı şiir kitabı 1. Adnan Yücel Edebiyat ve Sanat Festivali’nde ödüle değer görüldü. Sanat ve Hayat, Güney Kültür Sanat Dergisi gibi çeşitli dergilerde, gazetelerde şiir ve öyküleri, çeşitli konularda yazıları yayınlandı. “Yasak Kitap” adlı öykü kitabı 2009 yılında ATİK YDG’nin Yılmaz Güney’e atfen düzenlediği Kültür Sanat Festivali’nde ödül aldı. Yine “Önemli Misafir” adlı öyküsü 2010 yılında YXK tarafından düzenlenen Hüseyin Çelebi Edebiyat Etkinliği’nde ödüllendirildi. Ayrıca çeşitli şiirleri Yüz Çiçek Açsın Kültür Merkezi (YÇKM) tarafından düzenlenen 2. Yılmaz Güney Kültür ve Sanat Festivali’nde ödüllendirildi. Zeren, İzmir’de yaşıyor ve sağlık emekçisi olarak çalışıyor.
 
MA / Dicle Müftüoğlu
 

Diğer başlıklar

17/08/2024
09:03 Rihalı fıstıkçılar 'destek ve taban fiyat' istiyor
09:02 Ekonomik kriz 'Kadın Emeği Tandırı'nı da vurdu
09:01 Ekolojistlerden ağaç talanına karşı yeni planlama
09:00 17 AĞUSTOS 2024 GÜNDEMİ
08:56 Ege'deki yangınlar nedeniyle binlerce kişi tahliye edildi
08:41 Amed’de gözaltına alınanlar serbest bırakıldı
08:34 Dêrsim’deki yangın söndürüldü
16/08/2024
23:59 Dersim’de yangın
23:59 Milas'ta yangın: 2 köy boşaltıldı
23:57 Yangın İzmir'in dört bir tarafını sardı: Müdahale yetersiz
23:15 Mersin’deki nöbet eyleminde Meclis’teki saldırı kınandı
22:53 1 günde 47 orman yangını çıktı
22:28 Kadın örgütleri: Serpil göz göre göre öldürüldü
22:14 İzmir'de yangının bilançosu açıklandı
22:09 TJA’nın okuma atölyesine yoğun ilgi
22:01 Şişhane nöbeti kadınlar öncülüğünde sürdü
21:39 189 aydından Türkiye'nin saldırılarına karşı uluslararası çağrı
21:26 AYM’nin kararının değerlendirilmesi AKP oylarıyla reddedildi
20:50 Mersin’de 7 tutuklama
19:39 Karamollaoğlu: Meclis’teki saldırı Türkiye’nin özetidir
19:12 Koçyiğit’ten saldırıya yanıt: Zorunuza teslim olmayacağız
18:59 Halay çektiği için tutuklanan kadınlar tahliye oldu
18:44 Yönetim ve teknik ekip basınla buluştu: Amedspor bir duruştur
18:20 AKP’li Özalan ve saldırdığı Şık’a kınama cezası
17:48 Yemen’de intihar saldırısı
17:32 TJA’dan katledilen Yıldız’ın ailesine taziye ziyareti
17:23 Patnos Cezaevi raporu: Sağlık hakkı engelleniyor
17:01 Saldırıya uğrayan Koçyiğit: Kurgulanmış, bilinçli bir saldırıydı
16:48 Demokratik Modernite 'Kürt Toplumunun Sosyo-Psikolojik Konumu' başlığıyla çıktı
16:44 ESP'den Kürtçeyi yasaklayan HD İskender protestosu
16:32 Kimyasal gazdan zehirlenen 11 işçi hastaneye kaldırıldı
16:25 Amed’de kafe saldırganları tahliye edildi
16:17 DEM Parti Eş Genel Başkanlarından saldırıya tepki: Siyasi çeteciliktir
15:57 Özel'den saldırıya uğrayan Koçyiğit’e ziyaret
15:56 HABER-SEN: PTT müdürü yöneticimize saldırdı
15:37 Özel: Meclis'te kan akmaya başlıyorsa vatandaş ne yapacak?
15:22 Mêrdîn'de gözaltına alınanlar serbest
15:06 Can Atalay oturumu: Şık, AKP'li Özalan'ın saldırısına uğradı
15:04 Karşıyaka'da yangın nedeniyle tahliyeler başladı
14:45 Öğrencilere salon verilmedi
14:40 Kocaeli Cezaevi'nde inceleme yapan ÖHD işkenceyi doğruladı
13:56 Suriye’de art arda iki deprem
13:02 Tutsaklara yönelik işkenceye dair İHİK’e başvuru
13:01 İzmir'de yangın yerleşim yerlerine yaklaştı
12:49 AKP Grup Başkanından Atalay açıklaması: Sonuç tesis etmek mümkün değil
12:25 Marmara Depremi 25’inci yılında: Önlem için kaybedilecek tek günümüz yok
11:50 Bolu’daki yangın 22 saattir devam ediyor
11:50 Erişim engelini eleştiren Dilruba Y. 3 Eylül'de hakim karşısına çıkacak
11:18 Kürtçe şarkı ve halay gerekçesiyle tutuklananlar tahliye edildi
11:17 Amed Büyükşehir Belediyesi 150 yeni otobüs alacak
11:02 Ailelerden İmralı başvurusu
10:29 Tarık Ziya Ekinci Amed’de toprağa verilecek
09:50 Yangınlar nedeniyle 2 mahalle boşaltıldı
09:17 3 bin yazarlı kitap: Özgür Basın Tarihi
09:14 Mücadeleyle geçen bir ömür
09:14 Emekliler: Birlikte değiştirebiliriz
09:09 Cengiz İnşaat mahkeme kararını dinlemiyor
09:08 Polisin baskın düzenlediği düğünün sahibi: Susturamazlar
09:07 'Ayıp değil mi?' yanıtına 6 ay ceza!
09:06 Artan maliyetler nedeniyle 400 esnaf kepenk indirdi
09:05 'Sınır ötesi' çözümsüzlük
09:04 Pazar alışverişi: Meyve ve sebzenin çürüğünü alabiliyoruz
09:00 16 AĞUSTOS 2024 GÜNDEMİ
08:56 Meclis Can Atalay için olağanüstü toplanıyor
15/08/2024
23:45 Köprü ve otoyol ücretlerine zam
23:26 Çanakkale’de orman yangını
23:08 Evli olduğu kadını katleden erkek tutuklandı
22:16 53 yılın en sıcak Temmuz’u yaşandı
21:46 Kayyıma karşı 62 gündür nöbetteler: Direniş meşrudur
21:37 İsveç'te M çiçeği vakası
21:12 Savaş uçakları Biradost’u bombaladı
21:03 Ukrayna: Kursk’ta 82 yerleşim yeri kontrolümüzde
20:39 Ankara-Bağdat arasında ortak mutabakat zaptı
20:23 Foça’da kayyıma karşı nöbet: Mücadeleye çağrı
19:07 CHP 'hayvan katliamı' yasasını AYM'ye taşıdı
18:47 Erzirom’da 1 tutuklama
18:32 Gazze'de yaşamını yitirenlerin sayısı 40 bini aştı
18:00 'İdama hayır' kampanyasına destek
17:20 TTB'den 'M çiçeği' açıklaması
17:10 Gazeteci Ruken Tuncel’in ailesine ikinci ırkçı saldırı
16:56 Açlık grevindeki Şengül ve Doğan’ın talepleri karşılansın
16:52 Mahmud Abbas: Gazze'ye gitme kararı aldım
15:25 Tekirdağ ve Kocaeli cezaevlerinde ölüm tehdidi ve darp
15:01 Manisa'da orman yangını sürüyor
14:53 CarrefourSA işçilerinin direnişi 4'üncü gününde
14:45 HABER-SEN'den 'iş yükü' tepkisi: Personel alımı yapılmalı
14:02 Kayyımın 'ölüm' bariyerleri yerine 'yaşam' kafesleri konuldu
13:57 İran 4 tutukluyu idam etti
13:55 Begit’in AKP'ye geçişine tepki gösterip istifa etti
13:52 DEM Parti: Ekinci yaşamıyla mücadelemizde yaşayacak
13:19 TJA'dan Afganistanlı kadınlara: Birlikte 'jin, jiyan, azadî' demeyi sürdüreceğiz
12:40 Abdullah Öcalan’ın avukatlarından görüşme başvurusu
12:37 Birçok kentte ev baskınları
11:34 Temelli'den Ortadoğu'daki savaşlara 'Rojava' önerisi
11:22 Amed Belediyesi'nden yangından etkilenen çiftçilere tohum desteği
11:06 Tarık Ziya Ekinci kimdir?
10:32 Tarık Ziya Ekinci yaşamını yitirdi
10:32 İşgal altındaki Efrîn'de Barzanilere okul izni
10:31 Riha ve Balıkesir'de ev baskınları
09:12 4 kent için yağış uyarısı
09:11 Göçmen kadınlar her alanda ayrımcılıkla karşı karşıya
09:09 Her şeyin Kürtçe olduğu mağaza
09:08 İran’da idamlar arttı: Kadın mücadelesi hedefte
09:07 Afganistan kadınlar için cezaevine dönüştü
09:06 Mitolojik öğeleri cama işliyor
09:04 Tekli hücrede 'haberleşme yaptığı' iddiasıyla tahliye edilmiyor
09:02 Sedirin son ustalarından
09:01 Kanser hastası tutsak 5 aydır kontrole götürülmüyor
09:00 15 AĞUSTOS 2024 GÜNDEMİ
08:35 Benzine zam
08:34 Bir gecede 3 kadın katledildi
14/08/2024
23:22 Otomobil traktöre çarptı: 2 ölü, 3 yaralı
23:06 Galeria’nın tutuklu müteahhidi hayatını kaybetti
22:50 Maymun çiçeği virüsü için küresel acil durum ilanı
22:29 Mahmud Abbas Türkiye’ye geldi
22:06 İstanbul’da kayyım nöbeti: Kazanacağız
21:34 Wan Gölü toplantısına DEM Partili belediyeler çağırılmadı
21:04 'Türkiye ve İran’ın saldırıları sonucu 425 kişi öldü'
20:36 Minbic ve Efrîn-Şehba toplarla bombalandı
20:02 Şirnex’te doğa talanına karşı eylemsellik kararı: Herkes ses çıkarmalı
19:27 Erzirom’da 10 gözaltı
19:16 Dêrazor’da yaralılardan biri yaşamını yitirdi
18:45 Riha’dan Afganistanlı kadınlarla dayanışma
18:32 Türkiye-Irak ‘güvenlik mekanizması’ toplanıyor
18:27 TBB'den Meclis’e: AYM kararını uygulayın
18:01 Manisa ve Kütahya'da orman yangını
17:51 Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Daire Başkanlığı kurulacak
17:48 Gençlerden ücretsiz ve güvenli ulaşım talebi
17:18 Düğünde Kürtçe şarkıya ceza ve tahliye
16:56 Amed’deki gözaltıların süresi uzatıldı
15:53 Kütüphane giriş katında sağlık hizmeti!
15:36 Tapulu arazisini telle kapatan karakolu şikayet etti
15:20 6'sı çocuk 17 kişi katledildikleri yerde anıldı
14:56 Samandağ'da 'bıçak parası' Meclis gündeminde
14:45 Aktaş’a kitlesel uğurlama: Kürtlerin dervişiydi
14:19 4 cenaze hastanede bekletiliyor
14:15 İstanbul’da 'şiddet başvuru mekanizmalarına anadilde erişim' raporu
13:50 130 aydın: Yasayı geri çekin
13:45 TRT, RTÜK ve İletişim Başkanlığı'na 'çeteleşme' tepkisi
13:02 Giresun'a maden için kararı bakanlık verecek
12:41 TJA ve DEM Parti: Kadınların iradesi karşısında yenileceksiniz
12:32 İzmir'de çok sayıda gözaltı
12:15 Sınırda görevlendirilen korucu: Askerler operasyona gitmek istemiyor
11:58 Üsküdar'da kaza: 3 yaralı
11:56 Sudan barış görüşmeleri İsviçre’de başlıyor
11:13 Kerkük'ün yeni valisi görevine başladı
11:10 Gözaltı sırasında kalp krizi geçiren Mavi tutuklandı
10:53 Dîgor Katliamı: 31 yıl geçti, failler cezasız kaldı
10:38 Abdullah Öcalan ile görüşmek için bakanlığa başvurdu
10:27 Afrika'da maymun çiçeği alarmı