ANKARA - DEM Parti Milletvekili Zeynep Oduncu’nun hazırladığı “2024 Basın Özgürlüğü Karnesi: Gerçeği Susturmanın Anatomisi” raporuna göre, 4’ü Türkiye’nin saldırıları sonucu olmak üzere 5 gazeteci yaşamını yitirdi, 112 gazeteci gözaltına alındı, 26 gazeteci de tutuklandı.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Êlih Milletvekili Zeynep Oduncu Kutevi, 2024 yılında gazetecilerin ve gazetecilik mesleğinin karşı karşıya kaldığı baskılara dair hazırladığı “2024 Basın Özgürlüğü Karnesi: Gerçeği Susturmanın Anatomisi” raporunu açıkladı.
‘YÖNETİM BİÇİMİ HALİNE GETİRDİ’
Raporda, 2024 yılında gazetecilerin karşı karşıya kaldığı baskılara dair verileri paylaşan Zeynep Oduncu, “Türkiye'de basın ve ifade özgürlüğü, AKP iktidarının elinde adeta bir kuşatma altına alınmıştır. Medya, halkın gerçekleri öğrenmesinin ve demokrasinin işlerliğinin en önemli araçlarından biridir. Ancak, AKP’nin sistematik politikaları, özgür medyayı bir tehdit olarak görmüş, bu yüzden gazetecileri susturmayı, halkı bilinçsiz bırakmayı ve kendi propagandasını dayatmayı tercih etmiştir. Basın özgürlüğü olmadan ne demokrasi, ne şeffaflık, ne de adalet mümkündür. Fakat AKP, gücünü korumak için eleştiriyi boğmayı, gerçekleri gölgelemeyi ve hakikati susturmayı bir yönetim biçimi haline getirmiştir. 2024 yılı, bu karanlık tablonun en açık göstergelerinden biri olmuştur” dedi.
BASKININ ÖTESİ: SUSTURULAN BİR TOPLUM
Gazetecilere yönelik baskıların sadece gazetecileri hedef almadığına işaret eden Zeynep Oduncu, “Bu saldırılar, doğrudan halkın bilgi alma hakkına yöneliktir. Gazetecilerin susturulması demek, halkın susturulması, toplumun bilinçsiz bırakılması, haksızlıkların görünmez kılınması demektir. Bu politikalarla, AKP yönetimi adeta şunu söylemektedir; ‘Gerçeği yalnızca biz belirleriz, halk yalnızca bizim sunduğumuza inanmalıdır.’ Ancak gerçek, baskılarla yok edilemez. Gazeteciler, tehditlere rağmen kalemlerini bırakmayan ve hakikati savunmaya devam eden modern zamanın cesur savaşçılarıdır. Onları susturmak, toplumun vicdanını susturmak anlamına gelir. Fakat unutmamalıyız: Gerçekler er ya da geç yolunu bulur” diye belirtti.
Zeynep Oduncu, verilerin gazetecilere ve medya kuruluşlarına yönelik baskıların ne denli sistematik bir hale geldiğini çarpıcı biçimde ortaya koyduğunu da belirtti.
Raporda, 1 Ocak - 31 Aralık 2024 tarihleri arasında gazetecilerin karşı karşıya kaldığı baskı ve ihlaller yer aldı.
Rapora göre; 2024 yılında gazetecilerin karşı karşıya kaldığı baskıların bilançosu şöyle:
* "5 gazeteci yaşamını yitirdi,
* 112 gazeteci gözaltına alındı,
* 26 gazeteci tutuklandı,
* 60 gazeteci hakkında soruşturma açıldı,
* 33 gazeteciye yeni dava açıldı,
* 872 gazeteci yargılandı,
* 58 gazeteciye toplamda 135 yıl 7 ay 28 gün hapis cezası verildi,
* 261 gazeteciye bin 820 TL para cezası kesildi,
* 240 gazeteciye tehdit, saldırı ve engelleme,
* 5 milyon 500 TL tazminat talepli dava açıldı."
‘SİHA’LARLA 4 GAZETECİ YAŞAMIN YİTİRDİ’
Mevcut tabloyu değerlendiren Zeynep Oduncu, “Bunlar sadece birer sayı değil; bu rakamların ardında hayatlar, mücadeleler ve bir toplumun susturulan sesi var. Daha da vahimi, baskıların yalnızca özgürlükleri değil, canları da hedef aldığı bir dönemi yaşıyoruz. Türkiye’ye ait silahlı insansız hava aracı (SİHA) saldırısında 4 olmak üzere 5 gazeteci yaşamını yitirdi. Özgür basının hedef alındığı karanlık tabloyu çiziyor. Ancak rakamlardan öte, bu tablo, iktidarın kendisinden başka hiçbir gerçekliğe tahammül edemediği bir düzenin açık bir itirafıdır” ifadelerini kullandı.
‘ÖZGÜR BASIN, ÖZGÜR TOPLUM’
Zeynep Oduncu, “DEM Parti olarak basın ve ifade özgürlüğünü yalnızca bir hak değil, aynı zamanda bir zorunluluk olarak görüyoruz. Bir toplumun geleceği, özgür bir medya ve eleştiriye açık bir yönetime dayanır. Demokrasi ve basın özgürlüğü olmadan yalnızca bir hayaldir. Basın üzerindeki bu baskıların son bulması için mücadele edeceğiz. Gazetecilere uygulanan baskı ve cezaların kaldırılmasını, medyanın özgürce faaliyet gösterebildiği bir Türkiye’yi hep birlikte inşa etmek için çalışacağız. Çünkü biliyoruz ki; Özgür Basın yalnızca gazetecilerin değil, halkın da sesidir. Özgür Basın, aynı zamanda özgür bir toplum demektir. Susturulmaya çalışılan her gerçeğin ardında daha güçlü bir direniş vardır. Biz bu direnişin yanındayız. Basın özgürlüğü susturulamaz, hakikat karartılamaz, demokrasi durdurulamaz.”