AMED - Kızının dosyasının kapatılmak istendiğini söyleyen Nizamettin Kabaiş, "Rojin’in oda arkadaşı ile defalarca konuşmak istedik ancak yurt müdürü engelledi. Kız, telefonumuzu engelledi. Demek ki bir şey biliyor, o yüzden kaçıyor" dedi.
Wan'da, Seyyid Fehim Arvasi Kız Yurdu’nda kalan ve 27 Eylül’de şüpheli bir şekilde kaybolan üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş'in cenazesi, 18 gün sonra Molla Kasım Mahallesi’nin sahilinde bulundu. Soruşturma dosyasında gizlilik kararı devam ederken, ana akım medya servis ettiği haberlerle “intihar” algısı yaratmaya çalıştı. Aradan geçen 3 aya rağmen Rojin Kabaiş’in ölümüne dair şüpheler hala çözüme kavuşturulmadı.
Kızının akıbetine dair ilk günden hem Wan’da hem de Amed’de kapı kapı gezen baba Nizamettin Kabaiş, yetkililere adalet çağrısında bulundu.
DOSYA ‘İNTİHAR’ OLARAK KAPATILMAK İSTENİYOR
Dosyanın “intihar” üzerinden kapatılmak istendiğini vurgulayan baba Nizamettin Kabaiş, “Üniversite yakınında sahil ve oturma alanları var, öğrenciler çoğu kez gidip orada oturuyor. Rojin’de oraya oturmaya gitmiş. Yurttan çıkınca en son oda arkadaşıyla iki kez konuşmuş. İlk arayışında arkadaşına ‘gel sahile gidip çakıl taşı toplayalım’ demiş, arkadaşı da ‘tamam’ yanıtı vermiş. İkinci arayışında ‘gelince telefonumun şarj aletini de getir, sahilden dönüşte de tenis oynamaya gideriz, orada telefonumu şarja takarım’ demiş. Arkadaşı ‘indim, tekrar yukarı çıkamam’ dedikten sonra Rojin yaklaşık 13 dakika mobesenin altında arkadaşını bekliyor, bakıyor gelmiyor daha sonra gidiyor. Bunlar arkadaşının ifadesinde yer alıyor” diye belirtti.
‘ODA ARKADAŞI NEDEN KAÇIYOR?’
Kızını yurda götürdüğünde iki şarj aleti verdiklerini birinin yeni diğerinin eski olduğunu aktaran baba Kabaiş, “Rojin’in verilen eşyalarının arasında sadece eski şarj aleti vardı. Bu da insanın kafasını karıştırıyor. Acaba kız dönüp şarjı aldı götürdü mü? Ya da o kız arkadaşı bir şeyler biliyor ve saklıyor mu? Çünkü yurt konuşmasına izin vermiyor. Rojin kaybolduktan sonra defalarca arkadaşıyla konuşmak, görüşmek istedik. Her defasında yurt müdürü engel çıkardı. Başta ‘hasta’ dediler sonra da ‘okula gitmiş’ dediler. Yine görüşmek istediğimizde ‘izne gitmiş’ yanıtı verildi. Bizde telefon numarası vardı ancak her aradığımızda meşgule atıyordu ardından da bizi engelledi. Yani bir insan neden bu kadar kaçar? Demek ki bir şey biliyor da o yüzden kaçıyor” ifadelerini kullandı.
‘BİR GÜN SONRA HABER VERİLDİ’
Kızının ölümünden yurdu ve üniversiteyi sorumlu tutan baba Kabaiş, yurdun iki kamerasının çekim kalitesinin iyi olduğunu ancak Rojin’in son anlarının yansıdığı kamera görüntülerinin siyah beyaz olduğunu söyledi. Kızının kaybolduğu haberinin kendilerine bir gün sonra iletildiğini hatırlatan baba Kabaiş, şunları belirtti: “Suçlu oldukları için hızlı bir şekilde konuyu ‘intihar’ diyerek, kapatmak istiyorlar. Bunu kesinlikle kabul etmiyorum ve açıklığa kavuşana kadar mücadele edeceğim. Eğer yurt Rojin’e sahip çıksaydı ve yokluğunu akşam fark edip, hemen aramaya başlanılsaydı belki de bu gün yaşıyor olacaktı. Rojin okuyup öğretmen olmak ve yaşamak istiyordu. ‘İntihar’ etmek isteseydi ailesi olarak bu güne kadar bunu hisseder ve anlardık. Kimseyle anlaşamama durumu da yoktu.”
İKİ ERKEĞİN DNA ÖRNEĞİ BULUNDU
Kızının cenazesinde iki erkeğin DNA örneğinin tespit edildiğini ancak kime ait olduğuna dair bulguya rastlanılmadığını söyleyen baba Kabaiş, “Rojin’in otopsi işlemine giren erkek doktorlardan oranın personellerine kadar 46 kişiden (Otopsi sırasında onların temasından kaynaklı öyle bir şeyin gerçekleşme ihtimali nedeniyle) örnek alındı. Ama hiç birin DNA’sı ile uyuşmadı. Tabi kime ait olduğu da bulunmadı. Buradan da anlaşılıyor ki kızıma zarar verildi. Kızımın bacağında, boğazında ve sırtında darp izleri vardı. Birde bedeni 18 gün suda kalmış bir beden değildi” dedi.
Baba Kabaiş, kızının ölüm nedeninin aydınlatılmadan ana akım medya ve televizyonlarda “intihar” algısının yaratılmaya çalışılmasına tepki gösterdi.
'KATLİAMLARIN SEBEBİ DEVLET’
Kürdistan’da kadın, çocuk ve gençlerin son zamanlarda yoğun bir şekilde katledildiğini belirten baba Kabaiş, şöyle devam etti: “Bu durumda devletin payı var. Çünkü devlet bu suçu işleyenlere ya hiç ceza vermiyor ya çok az caza veriyor ya da hiç kabul etmeden ‘intihar’ adı altında davayı kapatıyor. Katilere ağır cezalar verilmeli. Kimse kadın ve çocuklara karışmamalı. Kaybolup faili meçhule gidenler de bulunmalı. Bu sistem bu şekilde devam ederse katliamlar artarak devam edecek. Bundan dolayı tüm yetkililere sesleniyorum Rojin’in dosyasının peşini bırakmasınlar. Bu dünyada olduğum sürece Rojin’i unutmayacağım ve davasının peşini bırakmayacağım.”
MA / Heval Önkol