Türkiye ve himayesindeki Suriye Milli Ordusu'nun (SMO) Tişrîn Barajı'na dönük saldırıları 50'inci gününde devam ediyor. Saldırıların ilk başladığı 8 Aralık'tan bu yana Türkiye ve ona bağlı SMO ilerleyemeyince, baraj ve çevresine dönük hava saldırıları arttı. Baraj ve çevresinin sayısız kez bombalanması ile 21 sivil katledilip 203 sivil yaralanırken, çevre kent, ilçe ve köyler elektriksiz ve susuz kaldı. 

 

Öte yandan 8 Ocak'tan bu yana Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi halkları, Tişrîn'de Suriye Demokratik Güçleri (QSD) ve özerk yönetime destek vermek amacıyla barajda nöbet başlattı. Tişrîn Barajı'ndaki direnişin ilk gününden bu yana barajda savaşanlardan biri olan Kadın Savunma Birlikleri (YPJ) komutanlarından Sarya Efrîn, baraj direnişini Mezopotamya Ajansı'na değerlendirdi. 

 

PLANLAR TİŞRÎN DİRENİŞİNE ÇARPTI

 

Tişrîn Barajı'nda büyük bir direniş sergilendiğini belirten Sarya Efrîn, direnişi efsaneleştiren bir savaş yaşandığını, Tişrîn barajında bir yandan karadan, bir yandan da hava saldırılarının sürdüğünü ifade etti. 8 Aralık 2024'te Heyet Tehrir el Şam (HTŞ) tarafından Şam rejiminin düşürülmesiyle eş zamanlı olarak Türkiye ve ona bağlı SMO'nun da özerk yönetim bölgelerini hedef aldığını hatırlatan Sarya Efrîn, şunları söyledi: "Saldırılarda Türkiye ve ona bağlı çetelerin Cerablus’tan başlayarak Reqa’ya ilerlemeyi planladıklarını gördük. Tişrîn’i işgal edip Tebqa, sonra Reqa, daha sonra da Kobanê’ye girmeyi planlıyorlardı. Ancak Tişrîn direnişiyle bu amaçlarına ulaşamadılar. Onlara göre 1 günde Tişrîn’e girecek ve bu planlarını uygulayacaktılar. Ama askeri anlamda bunu yapamadı. Ancak bunu yapamamasının temel sebepleri sadece askeri değildi. Bunu da herkes biliyor. Türkiye’nin Reqa’ya gelerek burada Özerk Yönetim’i yok etme hayalleri hala devam ediyor. Bu yolla esas hedef, Kürt halkını yok etmek ve halkların biraradalığını ortadan kaldırmaktır."

 

'BURADA, BARAJDAYIZ'

 

"Barajdayız ve biz olduğumuz sürece burayı aşamayacaklar" diyen Sarya Efrîn, "Türkiye’nin hayalleri bu direnişe çarptı. Tarihte de hep böyle oldu" dedi. Tüm halkların gözleri, kulaklarının Tişrîn direnişinde olduğunu ifade eden Sarya Efrîn, başlatılan nöbet eyleminin bir sebebinin de bu sahiplenmeyle alakalı olduğunu vurguladı. Sarya Efrîn, "Biz gücümüzü de kuvvetimizi de halkımızdan alıyoruz. Halkımız da bunu biliyor ve sahipleniyor. Annelerimiz buradaki direnişi çocuklarının kulağına fısıldayarak çocuklarını büyütecekler. Bu hakikat üzerine büyüyen hiç bir çocuk bu direnişi unutmaz" diye konuştu. 

 

'ÖNEMLİ OLAN İNANÇ VE UMUTTUR'

 

Öte yandan Türkiye ve ona bağlı SMO'nun saldırılarının boşa düştüğünün altını çizen Sarya Efrîn, şöyle devam etti: "Her saldırı büyütüldüğünde bizim bir aradalığımız, arkadaşlığımız, yoldaşlığımız daha da güçleniyor. Bu da bizim tarihsel gerçekliğimizdir. Burada askeri anlamda çeşitli yollarla, taktiklerle yol yürüyoruz ama bizim için de önemli olan inanç ve umuttur. Elbette kayıplar yaşıyoruz, şehadetler oluyor. Ama tüm bunlara rağmen karşı tarafın bir hane bile ilerleyişi olmadı. Sözümüz odur ki bu saldırıları Minbiç’te durduracağız. Bu anlamda çok büyük bir fedakarlık yapılıyor, emek veriliyor. Buraya gelen halkımız suyu, elektriği için nöbet tutuyor. Düşmanımızın tüm tekniki üstünlüğüne rağmen, halkımıza toprağımıza bağlılığımız bizi başarıya götürecektir. Türkiye de şunu çok iyi bilsin, biz Suriye halkının çocuklarıyız. Türkiye işgalci konumundadır. Biz de mücadelemizin, direnişimizin bizi başarıya götüreceği inancıylayız. Halkımız da bu uğurda şehit düştü. Biz, buraya gelip bize saldıran, bizle savaşanların morallerinin nasıl düştüğünü, hallerinin kalmadığını, bu savaştan nasıl kaçtıklarını gözlerimizle gördük. Onlar sırtlarını Türkiye’nin tekniki olanaklarına dayıyor. Ama biz demin de söylediğimiz gibi inançlıyız. Bu direnişle, Kürt halkını da, halkların kardeşliğini de tanıyacaklar."

 

MA / Ceylan Şahinli