Erdemirci: 26 yıl önceki ruhla yeni sürece sahip çıkılmalı

img

AMED - Uluslararası komployu cezaevinde karşılayan ve 30 yılın ardından tahliye edilen Fesih Erdemirci, "Öcalan'ın fiziki özgürlüğü olmadan bir şey olmaz. 15 Şubat’ta nasıl herkes onun etrafında kenetlendiyse yine öyle bir seferberlikle bu süreç sahiplenmeli" dedi. 

İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'nde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dönük 15 Şubat 1999 gerçekleşen uluslararası komploya karşı en büyük tepkinin ortaya çıktığı yer cezaevleri oldu. Birçok tutsak, "Güneşimizi Karartamazsınız" eylemleriyle bedenlerini ateşe vererek, komployu protesto etti. "Güneşimizi Karartamazsınız" eylemlerinde en az 66 kişi yaralandı, 53 kişi yaşamını yitirdi. Eylemler, sonraki süreçte de devam etti. Tutsaklar, komployu ve devam eden tecridi saç kazıtma, görüşlere çıkmama, açlık grevleri gibi eylemlerle protesto etti. 
 
Fesih Erdemirci de komplo sürecini cezaevinde karşılayan tutsaklardan biri. Erdemirci, 1992 yılının Şubat ayında Mûş’un Gimgim (Varto) ilçesinde henüz 25 yaşındayken tutuklandı. Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde (DGM) yargılandı ve “Devletin birlik ve bütünlüğünü bozma” iddiasıyla müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Erdemirci, sırasıyla Diyarbakır, Bartın, Kandıra, Bandırma, Akhisar cezaevlerinde kaldı. Erdemirci, en son Kırkağaç K Tipi Cezaevi’nde götürüldü. 30 yıllık tutsaklığın ardından 2021 yılının Nisan ayında tahliye edildi. Erdemirci ile komplo süreci ve sonrasında yaşananları konuştuk. 
 
9 Ekim 1998'de Abdullah Öcalan'ın Suriye'den çıkarılmasıyla startı verilen ve 15 Şubat'a kadar devam eden süreçte cezaevlerinde neler yaşandı. Özellikle 15 Şubat'tan nasıl haberdar oldunuz? 
 
Uzun zamana yayılan bir komplo süreci vardı. Özellikle Önderliği (Öcalan) yakalama, olduğu yerden çıkarma, suikast girişimleri çok yoğundu. Dolayısıyla 1995’ten sonra komplonun ayak seslerini duyuyorduk. Bartın Cezaevi'ndeydik ve imkanlarımız çerçevesinde dışarıdaki gelişmeleri izleyebiliyorduk. Med TV’yi içeriye alabildik. Yine radyo da vardı. Haberleri ve gelişmeleri dinleyebiliyorduk, parti yayınlarını alabiliyorduk. Şubat’ın 14’ünde bir program vardı. Birden programın akışı değişti, telefonlar geldi. Anladık ki kötü bir şeyler var. Bir ara ‘Hollanda’ya iniyor’ dediler. Televizyon da oraya gitti. Halk da oraya akmaya başladı. Hollanda uçağın inişine izin vermemişti. Ertesi güne kadar bağlantı kurulamadı. Biz o gece sabaha kadar yatmadık. Sabah en son Başbakan Ecevit açıklama yaptı. Kenya’da yakalandığını, bir uçakla Türkiye’ye getirildiğini söyledi. İşte komplonun en son aşamasının, Önderliğin esir edildiği aşamasını o zaman öğrendik. Bizim için yaşamımızın en zor günüydü.
 
Haberi duyar duymaz tutsakların ilk tepkisi ne oldu? 
 
 
Havalandırmalara çıkıp slogan attık. Gardiyanlar gitti, bir hafta içeriye gelmediler. Arkadaşlar 'Karanlığa küfretmek yerine, karanlığı aydınlatalım' şiarıyla fedai eylemlere başladı. 
 
Kabullenmemiz çok zor oldu. Çıktık havalandırmalara slogan attık. Bizim Bartın Cezaevi’nde bütün gardiyanlar koridoru boşaltıp, gittiler. Tepkimizden korkup, bir hafta içeri girmediler, ne sayıma geldiler ne başka bir şeye geldiler. Önderliğin etrafında bir komplo çemberi oluşturuluyordu. Konuşmaları dinleyince bir şeyler hissedebiliyorduk. O zaman “Güneşimizi Karartamazsınız” eylemleri başlatıldı. Siyasal sürece müdahale etme, Önderliğe karşı duyarlılık geliştirme anlamında bir durum gelişti. Halit Oral arkadaşın ilk eylemi oluştuktan sonra, Aynur Artan arkadaşla devam eden bir süreç başladı. Parti müdahale etti, “Arkadaşlar kendini yakmasın” dedi. Ama arkadaşlar, “Karanlığa küfretmek yerine, karanlığı aydınlatalım” şiarıyla cezaevinde peş peşe fedai eylemler geliştirdiler. Eylemler, “Önderlik için biz de cezaevlerinde bir şeyler yapabiliriz. Bizim hayat felsefemiz mekan, zaman tanımaz. Hangi mekanda olursak olalım, mücadele etme iradesini kendimizde geliştirebiliriz. Bu irade ve güçle sürecin rengini, ahengini değiştirebiliriz" anlayışıyla gelişti.
 
 Bartın Cezaevi’nde 3 tutsağın eylemi vardı. Eylemler nasıl gelişti?
 
Bartın Cezaevi’nde kendini ilk yakan Murat Kaya arkadaştı. Kaya arkadaşa yetiştik. Şehit düşmeden kurtarabildik, fakat çok kötü yanmıştı. Ankara’ya tedaviye gönderildi. Doktorlar iyi bakmadı. Mumya gibi sarmışlardı. En son cezaevine getirildi. Her tarafı sargı içindeydi. Biz ona toz kapmayan özel bir oda ayırdık. Kendimiz tedavi edip, iyileştirdik. Parmakları kopmuştu, karnında büyük yanıklar vardı, iyileşmiş, artık kabuk bağlamıştı. Burnu, ağzı yanmıştı. Oradan tahliye oldu.
 
Bir diğer arkadaş Ali Aydın arkadaştı. 19 yaşında genç bir arkadaştı. Ali arkadaşı fark ettiğimiz için hepimiz onu takip ediyorduk. Nöbet tutmaya başladık. Bir gün çok önemli bir haber vardı. Med TV’yi açmıştık. Herkesin dikkati televizyonda olduğu için o fırsattan yaralanan Ali arkadaş, yatakhane bölümüne geçmiş, arkadaşlar fark etmemişti. Yatakhanenin arkasında 2 kapıyla içeriye girilen lavabo bölümü var. İçeriye girmiş, kapının arkasına bankları yerleştirmiş, içerideki bütün suları boşaltmıştı. Cezaevinde sular birkaç saat gelirdi, sonra birkaç saat kesilirdi. Biz bidonları doldururduk. Sürekli hazır bulunurdu. Hepsini boşaltmış. Vücudunu naylonla, bir sürü yanıcı maddeyle sarmalamış. Bir baktık slogan sesi geliyor. Herkes oraya koştu. Orada kapıları açıncaya kadar alev yükseldi. Bedeni tutuşmuş, duman içeri dolmuş. Birinci kapıyı zor açtık, ikinci tuvalet kapısı hiç açılmıyordu. Tuvaletlerin üst bölümünde zayıf bir insanın geçebileceği kadar aralık vardı. Zayıf arkadaş kapıyı açtı. Çok kötü yanmış, konuşamaz hale gelmiş ama sesi çıktığı kadarıyla hala slogan atıyordu. Yani pişmanlık, acı duymadan ziyade, hala kararlı bir şekilde dili döndüğünce slogan atıyordu. Bir şekilde ateşi söndürdük. Bir an önce hastaneye yetiştirmek istiyorduk. Arkadaşın şahadete ulaşacağı kaygısı vardı. Hastaneye götürürken, cezaevi kapısında şehit düştü.
 
 
Bartın Cezaevi'nde 3 arkadaş eylem yaptı; Murat Kaya, Ali Aydın ve Yavuz Güzel. Bir bedenin cayır cayır yanması dünyanın en zor işidir. Büyük bir inanç, direnç ve bağlılık gerektiren bir şeydir. 
 
Çok duyarlı, direngen, yerinde duramayan bir arkadaştı. Bazen bizlere bile kızardı. Ona okuma-yazmayı cezaevinde öğrettik. Ona öğretenlerden biri bendim. En son bana bir mektup yazdı. “Ben okuma yazmayı öğrendim, ilk mektubu sana yazdım” dedi. Mektubunda, “Okuma yazmayı öğrendim, devrimciliğin birçok yerini öğrendim, artık ölümden korkmamayı öğrendim. Ölüm bizim için ne ki?” demişti. O kendi el yazısıyla yazdığı mektup hala yanımda. Bu arkadaşın Önderlik sevgisi, Önderliği kendinde hissetme çok derindir. İnsanı o eyleme götürtecek şey de odur. Önderliğin bir sözüne, kendini feda edebilecek bir arkadaş, Önderliği zor durumda kaldığında “Ben ne yapabilirim?” diye düşünen bir arkadaştı. Belki öyle yapmasaydı, başka türlü mücadele etseydi, Önderliğe daha fazla yararlı olurdu. Buna da inanıyoruz.
 
Bir diğer arkadaş Yavuz Güzel arkadaştı. Sema Yüce arkadaşın eylemini duyduktan sonra ısrarla Giresun’dan Çanakkale Cezaevi’ne sevk istiyor. Çıkmayınca –ağabeyi Deniz Güzel’le aynı cezaevindeydik- bizim kaldığımız cezaevine geldi. Çok genç, duyarlı, sevilen bir arkadaştı. Çok sert eleştiren, yanlışlara karşı tavizsiz olan bir arkadaştı. Ateş gibiydi fakat herkesi sever, değer verirdi. Bir 27 Kasım gününü birkaç gün geç kutladık. O an imkân yoktu, 29 Kasım’da kutladık. Kutlamada illa “Ben hizmet eden arkadaşların içinde yer alacağım” dedi. O gün kutlama bitene kadar, gece 11-12’ye kadar hizmet etti. Sonra bir baktık slogan sesi geliyor. O da o günü seçmiş. “Ben önderlik için bu eylemi yapıyorum” diye bir mektup bırakmıştı. Slogan sesine arkadaşlar erken yetişmişti. Çok nazik bir bedeni vardı. Gece bir buçuk, 2 sıralarıydı. Arkadaşlar onu çıkarıp, uzatmıştı. Israrla su istemişti ama su veremiyorduk. Bir arkadaş süngerle dudağına sürüyordu. Su verirsek şahadetine sebep olabilirdik o anda. Sonra ambulansla Bartın’daki bir hastaneye götürülüyor, oradan da Ankara’ya gönderiliyor. Haber geldi “iyiye gidiyor” diye sonra doktorlar aniden sıvı veriyor. O sıvıdan sonra vücut aniden kast katı kesiliyor ve şahadete ulaşıyor. O arkadaşın da temel özelliği Sema Yüce arkadaşın hayranı olmasıydı. Önderliği katıksız severdi. 
 
"Önderliğe nasıl bağlı kalınır, bu halka nasıl hizmet edilir, insani değerler nasıl savunulur” en iyi onlardan öğrendik. Bartın’da bu 3 arkadaştı. Ondan sonra günlük nöbet değiştirerek, herkes birbirinin nöbetini tutmaya başladı. Sonra artık parti de, en son çok sert mesajlar gönderdi. Bir bedenin cayır cayır yanması dünyanın en zor işidir. Büyük bir irade gerektiriyor, büyük bir direnç, inanç ve bağlılık gerektiren bir şeydir. Büyük fedailerin başarabileceği bir şeydir. Bu duygunun temeli inançtır, bir şeye inanarak, bağlanarak, onu arş seviyesinde severek bağlanmadır. 
 
Abdullah Öcalan cezaevine götürüldükten sonra kendisine hiç mektup yazdınız mı? Herhangi bir yanıt aldınız mı? 
 
Hepimiz mektup yazardık. Bir defasında gönderdiğim mektubu, iadeli taahhütlü göndermiştim. Oraya gider, orada imzalanır, geri gelir. Onun İmralı’dan bana gelmesi bile bende büyük bir heyecan yarattı. Başkan okumuş mu bilmiyorum ama o iade kâğıdının gelmesi bile bende büyük bir heyecan yarattı. "İmralı’dan bana mektup gelmiş" dedim arkadaşlar. O duygu insanı ayakta tutan duygu. Mektupta ne yazacağımızı bilmiyorduk. Bazen içinden geldiği gibi yazamıyorsun. Karşında Önderlik var. Önderliğe yazınca “başkanım” diyorsun, tıkanıyorsun. En son bulunduğum ortamdaki arkadaşları tanıttığım bir mektup yazdım, kendimi tanıttım. Bir başka mektubumda televizyonda seyrettiğimiz bir programı yazdım. Daha sonra Kandıra’da kendimi tanıtan bir mektup daha yazdım. Avukat görüşünde o mektuptan bahsetmişti. Bu beni çok sevindirmişti. “Bu arkadaş bana mektup yazmış, selam söyleyin” demişti. Selam insana çok büyük heyecan veriyor. Anlatılmaz bir heyecan.
 
Kürt sorununun çözümüne dair mutlak tecridin ardından Abdullah Öcalan ile yeni görüşmeler başlatıldı. Uzun yıllar cezaevinde kalmış ve birçok sürece tanıklık etmiş birisi olarak; yeni sürece dair neler söylersiniz?  
 
Başkana yönelik tecrit bambaşka bir amaçla yapıldı. Başkanın sürece müdahalesi cezaevinde de olsa bambaşka bir etki yaratıyor. Önderliği tecrit etme, tamamen fikirlerinin dışarıya yansımasını engellemek amacıyla yapılıyor. Tecrit; Önderliği bizden, halktan, insanlıktan koparma, düşünsel yapısının insanlığa ulaşmasına engelleme amaçlıydı. Bunu bir yere kadar sürdürüp mücadeleyi bitirmeyi amaçladılar. Tecridi uzun süre uyguladılar. Ama baktılar ki bu mücadele bitmiyor, devam ediyor. Dolayısıyla çözüm kendini dayatıyor. İmralı’ya gitmek zorunda kaldılar. Bu görüşmelerin öyle boşuna gelişmediğini hepimiz biliyoruz. Belli bir mücadelenin sonucudur. Önderliğin temel kaygısı, bu mücadelenin geldiği aşamada bir çözüme ulaşmamasıdır. Onun için Önderlik bir imkan yaratıldığı andan itibaren mücadelenin çözüme evrilmesi için her şeyi yapıyor. Bu politikayı da öyle bir şekilde yapıyor ki herkes onu konuşmak zorunda kalıyor. Şu anda bütün tartışma programlarına bakın Önderlik, Kürt sorunu ve çözüm konuşuluyor. 
 
 
 
Ortadoğu'daki gelişmeler üzerine bize muhtaç oldular. Önderlik paradigması komployu boşa çıkardı. Bu süreç bu şekliyle çözüme doğru giderse, Önderliğin söylediği çerçeveye odaklanılırsa komplo tamamen boşa çıkarılacak.
 
Özellikle uluslararası alanda yeni gelişen bir durum var. 3’üncü Dünya Savaşı deniyor. “Ortadoğu’da sınırlar yeniden belirlenecek” deniyor. Bu değişen sınırların içerisinde Kürtler de olacak. Kürtler azımsanmayacak bir güce sahipler. Bizden en çok korktukları şey de; birlik olma, ortak hareket etme inancı. Ortadoğu’daki gelişmelere baktığımızda bize muhtaç oldular. Bunu en iyi fark eden, gören Devlet Bahçeli. Bu açıdan baktığımız zaman çözüm süreci her şekliyle kendini dayatıyor. Ama bu süreç diğer seferlerde olduğu gibi tersine de dönebilir. O açıdan komplo boşa çıkarıldı. Dile getirseler de getirmeseler de, bunu önleyenin Önderlik olduğu artık herkes tarafından anlaşılmış. Komployu Önderlik boşa çıkardı. Bu hareket büyüdü, nerede bir Kürt varsa orada mücadelenin geliştiğini gördüler ve bunu bitiremeyeceklerini anladılar. Komplo esas öyle de boşa çıkarıldı. Yani gövde parçalanmadı. Komplo Önderliğin paradigmasıyla da boşa çıkarıldı. Komplonun tamamen boşa çıkarılması bu süreçle bağlantılıdır. Bu süreç bu şekliyle çözüme doğru giderse, Önderliğin söylediği çerçeveye odaklanılırsa, komplo tamamen boşa çıkarılacak. Sadece Kürt halkı için değil, bu ülkede yaşayan tüm halklar için de en iyi durum bu olacak. Yani komplonun büyük bir bölümü zaten boşa çıkarılmıştı, tamamı bu şekilde boşa çıkarılacak.
 
Çözüm noktasında hangi adımların atılması gerekir? 
 
Bu savaşın bir kısır döngü oluşturduğu, savaşla bir yere varılamayacağı ve bunun bitirilmesine yönelik sinyaller var. Bir halkın üzerine “yok etme” politikasıyla gidersen o da savaşır. Savaşı, savaşanlar durdurabilir. Söz hakkı onlarındır, onlar yapabilir. Başkan ilk görüşmede, “Tecrit devam ediyor, imkanlar oluşmamış” dedi. İşte tecrit kalkar, imkan oluşursa barış olur. Fiziki özgürlük olmadan bir şey olmayacağı aşikardır. İlk defa Kürtler bir isyanı yenilmeden bitiriyorlar ve kazanmaya doğru gidiyorlar. 15 Şubat’ta Önderlik yakalandığında nasıl ki herkes onun etrafında kenetlendi, yine öyle bir seferberlikle bu süreç sahiplenilirse, kimse önünde duramaz. Kaygılarımızın hepsi bir tarafa bırakılmalıdır. Ayaklanacak en temel şey bu mücadele, halkımızın ve çocuklarımızın geleceğidir. Bu açıdan kendi geleceğimizi kurmak için, şu anda elden ne geliyorsa herkesin onu yapması gerekiyor. O yönde eksiklik var. Bu dönemde kaygılara yer yok. Diğer yandan bazı ezberlerden kurtulmak gerekiyor. Yaratıcı eylemler geliştirilebilir. Her insan kendi yüreğine, vicdanına şunu anlatmalıdır; Vicdani olarak ben sürecin yenilgisini nasıl kaldırabilirim? Şöyle düşünelim; Önderlik çıktı, geldi. Bunun heyecanı ne kadar büyük? Önderliğin çıkması demek çözümün gelmesi demektir, çözüm gücünün oluşması demektir. Bu çok anlam verici bir şeydir. Bizim vicdanımız yenilgiyi ne kadar kaldırabilir, onu hesaplamamız lazım. Ona göre tutum geliştirmemiz gerekiyor. Herkes kendinde bunu geliştirmeli.
 
MA / Rukiye Payiz Adıgüzel 

Diğer başlıklar

16/02/2025
19:27 Til Temir’in Dirdara köyüne bombardıman
19:07 Birçok kentte kayyım protestosu: Bijî berxwedana Wanê
18:53 Mersin’de Hızır Cemi düzenlendi
18:35 İHD’den gazetecilere dönük baskı ve ihlallere tepki
18:35 3'üncü Kürt Forumu'nun sonuç bildirgesi açıklandı
17:42 'Biz iktidara değil, Öcalan'a güvenerek yola çıkıyoruz'
17:33 Kadın Zamanı Derneği'nden 8 Mart buluşması
17:10 Wan’da binlerce kişi irade gaspına karşı yürüdü
16:59 Çiğdem Kılıçgün Uçar: Öcalan'ın yapacağı açıklama kayyım atamalarıyla sabote ediliyor
16:24 Wan halkıyla dayanışan sosyalist parti temsilcileri: Direnerek kazanacağız
15:56 Figen Yüksekdağ’ın ‘Sınırsız Savunmalar’ kitabı için imza etkinliği
14:45 Suriye’de 15 günde 9 kadın kaçırıldı
14:39 Grev yasaklamaları ve kayyıma karşı örgütlü mücadele çağrısı
14:13 Abdullah Öcalan’ın mesajları Mesut Barzani’ye iletildi
14:08 Bakırhan Wan’da konuştu: Türkiye’nin kurtuluşu irade hırsızlığında değil demokratikleşmede
13:56 Barzani Ofisi’nden İmralı Heyeti görüşmesine ilişkin açıklama
13:26 Hatimoğulları: İktidar süreci sabote ediyor
12:23 Katledilen gazeteci Egîd Roj’un son mesajı
11:55 İmralı Heyeti ile Barzani arasında 1 saat 45 dakika görüşme
11:08 Gazetecinin darp edilmesine karşı yapılan açıklamaya soruşturma
11:08 Kayyım Mêrdîn’de 62 işçiyi daha işten çıkardı
10:14 Amed'den iktidara 'süreç' tepkisi
10:13 Amed'de 'Sesli Kütüphane Projesi' yeniden hayata geçirildi
10:10 İmralı Heyeti ile Barzani görüşmesi başladı
09:38 Jin dergi 'Kadınların özgürlük sosyolojisi' manşetiyle yayında
09:08 Düşük ücretlere karşı iş bırakan işçiler: Kölelik sistemini kabul etmiyoruz
09:07 Wan kayyımlarının karnesi: Belediye talan edildi, kasa boşaltıldı
09:05 ‘Abdullah Öcalan'ın felsefesi kıtaları aştı'
09:04 Batan bottan kurtulan göçmen: Bizi görüyorlardı, dans ediyorlardı
09:02 Zimbabve’de Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için mücadele ediyor: Paradigması dünyayı değiştirebilir
09:00 16 ŞUBAT 2025 GÜNDEMİ
08:26 Yeni haftada sıcaklıklar düşüyor: Kar geri geliyor
07:51 Werîşe Muradî’den 15 Şubat mektubu: Komplo amacına ulaşamadı
06:35 Çewlîg’de 4.8 büyüklüğünde deprem
00:30 Gazeteci Babat ve Bayhan savcılığa sevk edildi
00:20 Bethnahrin Ulusal Konseyi'nden komplo açıklaması
15/02/2025
23:59 Gülistan Sönük ve Öznur Değer’e ödül
23:46 Hindistan’da tren istasyonunda izdiham: En az 15 ölü
22:49 DFG: Gazetecilerin katledilmesine karşı sessizliği kabul etmiyoruz
22:30 Doğan Hatun serbest bırakıldı
22:17 Gazeteci Egît Roj Tişrîn’de katledildi
22:02 İmralı Heyeti’nin Federe Kürdistan Bölgesi programında değişiklik
21:49 Wan mahallelerinde eylemler sürüyor: Hırsız kayyım defol
21:42 Birçok ülkede 15 Şubat eylemi: Öcalan özgürleşene kadar durmak yok
20:49 Dêp Belediyesi’ne kayyım pankartı ablukası: Halk belediye önünde
20:22 Ege Denizi'nde depremler sürüyor
20:11 SOLDEP’ten ulaşım zammına tepki
20:06 Kıyı hatlarının işgaline karşı eylem
19:52 Baluken: Öcalan’ın olduğu masada Kürt halkı kaybetmez
19:42 Hewlêr Valisinden İmralı Heyeti’ne ziyaret
19:30 Kayyım protestoları: Darbeci zihniyete karşı duracağız
19:21 Strazburg’dan seslendiler: Abdullah Öcalan özgür olmalı
19:07 Özel’den DEM Parti eş genel başkanlarına ‘kayyım’ telefonu
18:21 Türkiye Kobanê kırsalını bombaladı
18:18 Lütfü Savaş CHP kurultayının iptali için dava açtı
18:08 Meclis Licik raporu: Madenler için uzmanlaşmış mahkemeler oluşturulsun
17:56 Münih Güvenlik Konferansı’na katılan Fidan’ın temasları gün boyu sürdü
17:53 DEM Parti Eş Genel Başkanları Wan’da
17:51 ÖHD’li Volkan Bilece tutuklandı
17:40 CHP, Akın Gürlek'i HSK'ye şikayet etti
17:34 Kayyım kararını Erdoğan verdi: Bahçeli’nin desteklediği süreç baltalanmak mı isteniyor?
17:32 Eskişehir'den Başpınar işçilerine destek
17:24 İzmir ve Ankara'da komplo paneli: Umut hakkı tanınsın
17:12 On binler Strazburg'da: Özgürlük mücadelesini büyütelim
17:08 Kuzey ve Doğu Suriye halkları 15 Şubat’a karşı yürüdü
16:29 Kadınlar öncülüğünde komplo protestosu
16:19 Reyhan Hacıoğlu hakkında iddianame: Programlar suç sayıldı
16:08 Amed’de binler yürüdü: 15 Şubat Öcalan şahsında özgürlük günü olmalı
15:49 Eğitim Sen: Bakanlık suç işliyor
15:44 Sêrt kayyımı 36 işçiyi daha işten çıkardı
15:43 Süleymaniye'de öğretmenlerin eylemi devam ediyor
15:41 Her yerde 15 Şubat protestosu: Kara günü özgürlük gününe dönüştüreceğiz
15:17 Hasta tutsaklar İvrendi ve Nebioğlu’nun tahliyesi talep edildi
15:02 Özel'den kayyım tepkisi: Bunun hesabını soracağız
14:53 Strazburg’ta on binler yürüyor
14:52 Gazeteci Rabia Önver serbest bırakıldı
14:36 Konya ve Afyon'da kadın katliamı
14:25 İmralı Heyeti, Federe Kürdistan Bölgesi’nde
14:22 Kayıp yakınları: Sürecin adı konulmalı
14:16 Neslihan Şedal yaralandı, Doğan Hatun yine gözaltına alındı
13:59 Asrın Hukuk Bürosu: Çözüm Öcalan’ın fiziki özgürlüğüyle mümkün
13:55 KESK Adana'da 8 Mart programını açıkladı
13:35 Wan kayyıma karşı sokakta: Demokrasi halkın mücadelesiyle gelecek
13:13 Kayyıma tepki büyüyor: Belediyeler halkındır
13:11 Rıdvan Karakoç’un kardeşi: Bin yıl geçse de hesap soracağız
12:49 CHP’li belediye başkanlarından İmamoğlu'na çağrı
12:48 Abdullah Öcalan ile 33 yıl önce yapılan röportajın tamamı yayınlandı: Kürtlerin hak savunucusuyum
12:34 Bakırhan: Wan’a geçeceğiz, mücadele edeceğiz
Hatimoğulları: Süreci darbelemeyi mi hedefliyorsunuz?
12:33 GGC: Hukuksuzluğa son verilmeli
12:31 Rehine takasında 6’ncı tur
12:11 DBP'den kayyım tepkisi: Darbecilere karşı direnişimiz sürecek
12:10 MSD: Ulusal Diyalog Kongresi yeniden oluşturulmalı
11:50 Kürtler ve dostları 'Öcalan'a özgürlük' için Strazburg’ta
11:26 CHP’den kayyıma tepki: Ortak tutum önemli
11:08 DİSK Basın-İş: Gazetecilere dönük saldırılara alışmayacağız
11:07 İmamoğlu’ndan kayyım tepkisi
11:06 Wan’da 100’den fazla kişi gözaltında
10:59 İstanbul için kuvvetli sağanak uyarısı
10:51 DFG ve MKG: Gazetecileri serbest bırakın
10:49 Komplo protestosu: Öcalan’a özgürlük
10:33 Suriye’deki Dürziler ne istiyor?
10:21 Kahtalı Miçê yaşamını yitirdi
10:10 Şoxan Mîrza: Savaş suçlarını teşhir eden gazeteciler hedefte
09:50 Fuat Kav: Abdullah Öcalan yeni bir kapı açmak istiyor, özgürlüğü inşa edilmeli
09:41 DBP: Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü derhal sağlanmalı
09:27 Savaş politikası Türkiye'de yolsuzluğu rekor seviyeye çıkardı
09:26 Yunanistan’da katledilen Büyüksu’nun davası bürokrasiye takıldı
09:24 Zeydan: Darbeciler kaybedecek
09:17 DSİ'nin barajı tarihi de yok edecek!
09:17 ‘Erkek şiddetine karşı özsavunma hattı kurulmalı’
09:16 Herkesin bildiği seçim stratejisi tutuklamaya gerekçe yapıldı
09:15 Zırhlı araçla katledilen Miraç’ın davası yeniden görülecek
09:14 7 kişi hayatını kaybetmişti: Botu sahil güvenlik mi batırdı?
09:13 DEM Parti: Kayyımcı zihniyete karşı duracağız
09:12 Küçükbalaban: Komplonun yıl dönümü çözüm için fırsata dönüştürülebilir
09:09 Öcalan'ın paradigmasıyla örgütlendiler
09:08 Şakar: Fiziki özgürlükle hukuksuzluk son bulur, dönüşümün yolu açılır
09:03 Kayyım ve yönetimi “Hırsız var” sloganları arasında belediyeye girdi
09:00 15 ŞUBAT 2025 GÜNDEMİ
07:46 Wan Büyükşehir Belediyesine kayyım atandı
05:49 Kayyımın borç tablosu indirildi: Belediye önünde 'hırsız var' protestosu
05:27 Abdullah Zeydan 'uzaklaştırma' tebligatını imzalamadı
05:05 Amed Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı'na ters kelepçeli gözaltı
04:58 Belediyeye polis baskını: Gazetecilere gözaltı
04:46 Wan'da belediyeye polis baskını
14/02/2025
23:46 Wan nöbetinde stand-up ve müzik dinletisi
23:23 El Tirwazi köyüne saldırı
22:32 Gençlerden komplo protestosu
22:06 Tişrîn’deki direniş sürüyor
21:59 Zelenskiy'den Putin'le görüşme şartı
21:53 Êlih'te kayyım 13 işçiyi daha işten çıkardı
21:33 X’te hashtag çalışması: #ÖcalanUmuttur
21:28 Misircê Belediyesi Halk Ekmek Fırını açtı
21:20 DEM Parti’den TÜSİAD tepkisi: İktidarı saygılı olmaya çağırıyoruz
21:12 Wan’da nöbet sürüyor: Nasıl direngen bir halk olduğunuzu tüm dünyaya gösterdiniz
20:45 Ankara Emek ve Demokrasi Güçleri’nden Başpınar işçilerine destek
20:33 Belqîs'de halk buluşması: Sayın Öcalan'a destek olmalıyız
20:16 Kadınlardan 14 Şubat açıklaması: Öldüren sevgi istemiyoruz
19:31 Osmaniye'de bir kişiye ‘halay’ tutuklaması
19:25 Gazeteci Köylüoğlu kitlesel bir törenle toprağa verildi
19:10 Bakanlığın ‘Seviyorsan git evlen bence’ paylaşımına tepki
18:46 ‘Eskişehir maden çöplüğü yapılmak isteniyor’
18:36 İzmir’de ‘Barış zinciri’ne engel protesto edildi
18:34 Gazeteci Yılmaz serbest bırakıldı
18:29 Kayyım 30 kişiyi işten çıkardı
18:18 DEDAŞ, Hezex'te 3 köyü elektriksiz bıraktı
18:12 Çermûg’te tapulu alanlara imar çalışmasına halktan tepki
17:19 HDP'li eski eşbaşkan Berivan Zadsan tahliye edildi
17:15 Şêx Seîd ve mücadele arkadaşları anıldı
17:09 Türmen: Çözüm için kolaylaştırıcı rol almak istiyoruz
Bakırhan: İktidar yol haritasını açıklamalı