HABER MERKEZİ - Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi, kayyım uygulamasını kınayarak, sorunları yerinde incelemek üzere Türkiye’ye bir heyet gönderme kararı aldı.
Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi, Türkiye’de muhalif belediye başkanlarına yönelik baskıları kınayan bir deklarasyonu 48. oturumunda kabul etti. Deklarasyon 58 evet, 7 ret, 1 çekimser oyla kabul edildi. Wan Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Abdullah Zeydan’ın görevden alınması ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması deklarasyonun ana gündem maddeleri olarak “yerel demokrasiye vurulan bir darbe” şeklinde nitelendirildi.
Eş-raportörler David Eray (İsviçre, ILDG) ve Bryony Rudkin (Birleşik Krallık, SOC/G/PD) tarafından hazırlanan ve kabul edilen deklarasyonda, Türkiye’nin Avrupa Konseyi’nin kurucu üyesi olarak 2023 Reykjavik Deklarasyonu’nda taahhüt ettiği demokratik değerlerden uzaklaştığı eleştirisi yer aldı.
‘15 YERE KAYYIM ATANDI’
Zeydan’ın üç yıl dokuz ay hapis cezasına çarptırıldığı ve 24 Mart 2025 itibarıyla 13 belediye eşbaşkanı/başkanının görevden alınarak yerlerine kayyım atandığı belirtildi. Deklarasyonda bu durumun, 4 milyondan fazla yurttaşın seçilmiş temsilciler yerine atanmış yöneticilerle yönetilmesine neden olduğunun altı çizildi.
‘İMAMOĞLU’NUN TUTUKLANMASI SİYASİ HAMLE’
Kabul edilen deklarasyonda, Zeydan’ın görevden alınmasının yanı sıra İmamoğlu’nun 19 Mart 2025’te 106 kişiyle birlikte tutuklanması sert bir dille eleştirildi. İstanbul’un Şişli ve Beylikdüzü ilçe belediye başkanları ile Kartal ve Ataşehir’den bazı yetkililerin de daha önce gözaltına alındığı hatırlatıldı. Kongre, İmamoğlu’nun cumhurbaşkanlığı seçimlerinde önde gelen bir aday olarak görülmesi nedeniyle bu tutuklamanın siyasi bir hamle olduğunu kaydetti. İmamoğlu’nun 18 Mart’ta üniversite diplomasının iptal edilmesi ve CHP ön seçiminden dört gün önce tutuklanması, suçlamaların güvenilirliğine gölge düşürdüğü belirtildi.
Kongre Başkanı, İmamoğlu’nun “suç örgütü liderliği” suçlamasıyla duruşma öncesi tutukluluğunu “demokrasiye açık bir saldırı” olarak nitelendirdi. Deklarasyon, İstanbul’un 16 milyondan fazla sakininin, İmamoğlu’nun yerine kayyım atanması halinde seçilmemiş bir yöneticiye teslim edilme riskiyle karşı karşıya olduğunu vurguladı.
'ÖZGÜRLÜKLER TEHDİT ALTINDA'
Deklarasyonda, Türkiye’de ifade ve toplanma özgürlüklerinin ciddi şekilde kısıtlandığına da dikkat çekildi. Zeydan ve İmamoğlu’nun görevden alındığı bölgelerde genel gösteri yasaklarının uygulanmasının, medyada muhalif seslerin susturulmasının ve sanal medyaya erişim engellerinin, siyasi çoğulculuğun ve tartışma özgürlüğünün tehdit altında olduğunu gösterdiği belirtildi.
HEYET GÖNDERME KARARI
Kongre, deklarasyonun kabulünün ardından Türkiye’deki yerel demokrasi krizini yerinde incelemek için en kısa sürede bir heyet gönderme kararı aldı
. Ziyarette, Zeydan’ın yanı sıra İmamoğlu gibi tutuklu belediye başkanlarıyla yüz yüze görüşmeler yapılması planlanıyor.
TÜRKİYE’DEN NET TALEPLER
Kabul edilen deklarasyonla Kongre, Türkiye’den şunları talep etti:
“* Zeydan ve İmamoğlu gibi görevden alınan belediye başkanlarının yerine kayyım atanması uygulamasının sona erdirilmesi,
* İfade ve toplanma özgürlüklerine yönelik kısıtlamaların kaldırılması,
* Muhalif siyasetçilere terörizm veya hakaret suçlamalarıyla yargı baskısının durdurulması,
* Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uyularak tutuklu belediye başkanlarının serbest bırakılması.”