WAN - Kriz nedeniyle pazarcıların “veresiye defteri” açtığı Wan’da yurttaşlar, krizden çıkış yolunun devletin Kürdistan’a yönelik bombardıman ve savaşı durdurmasından geçtiğini vurguladı.
Wan'da meyve ve sebze fiyatlarının 70 ile 100 TL fiyat aralığında seyrettiği semt pazarlarında, ekonomik krizin müşteri sayısını düşerken pazarcıların ise "veresiye defteri" açmaya başladı. Wan'ın Rêya Armûşê (İpekyolu) ilçesine bağlı Karşıyaka Mahallesi'nde kurulan semt pazarında, Mezopotamya Ajansı’na konuşan yurttaşlar, krizin asıl nedeninin savaş politikası olduğunu vurguladı.Yurttaşlar, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın "Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı”na işaret ederek, barışın sadece toplumsal huzuru değil, ekonomiyi de düzelteceğini ifade etti.
Pazar alışverişine çıkan Resul Kuştutan, alım gücü düşen halkın artık "idare bile edemediğini" belirterek, "19 bin ile 22 bin ile ne alabiliriz? Bir yumurta olmuş 10 TL. Nasıl idare edeceğiz? Bu devlet bu krizin mimarıdır. Bu kriz artık Türkiye'de kök salmış. Devlet, yürüttüğü bu politikalarla fakirleri artık yedi bitirdi" dedi.
KARDAN ÇOK ZARAR
Pazar esnafından Ayhan Kahraman, fiyatların sabit kalmamasının hem kendilerini hem de yurttaşları zorladığını belirterek, fiyat artışları nedeniyle kendilerinin de tezgah açmak için sebze almakta zorlandıklarını kaydetti. Kahraman, "Sabit bir fiyat olsa her şey daha güzel olur. Alım noktalarında fiyatlar arttırıldığında veya esnafı fiyatı arttırdığında müdahale yapılsa birazcık da olsa iyi olur. İyi bir denetimle bu krizin önü alınabilir. Artık mecburen satışları veresiye ile yapıyoruz. Veresiye defteri tutmaya başladık. Halkın elinde para olmadığı için mecburen bizler de böyle idare etmeye çalışıyoruz. Kardan çok zarar ediyoruz. Yazında zararımız çok kışında zararımız çok" dedi.
BORÇLA PAZAR ALIŞVERİŞİ
Pazar alışverişine çıkan Feride İnci, alışverişi borca yaptığını söyleyerek, "Bir domatesin kilosu 30-40 TL olmuş. Çürümüş yenilemeyecek domatesin kilosu 35 TL. Almasak olmuyor, alınca da borçla alabiliyoruz. Zengin gün geçtikçe zengin oluyor, fakir de gün geçtikçe fakirleşiyor. Bizler de artık fiyatların düzelmesi, bu artan krizin ortadan kalkmasını istiyoruz. Sokaklarda perişan olmak istemiyoruz artık. Eşim yaşlı, zaten çalışamaz, bir oğlumda var, o da iş bulamıyor. Gün geçtikçe sadece borçlanıyoruz, borcumuz katbekat artıyor her geçen gün" diye konuştu.
'50 TL ALDIĞIMIZ ÜRÜN ŞİMDİ 150 TL'
Pazarın zücaciyeci esnaflarından Nihat Ceyhan, fiyat artışları nedeniyle satışını yaptıkları ürünü, aynı fiyatla yerine koyamadıklarını ifade ederek, "Toptancıdan 5 TL'ye satın aldığın bir ürünü 6-7 TL üzerinden satıyorsak bir sonraki alışımızda fiyat iki kat artmış oluyor. Artık çok zorlanıyoruz en çok zorlandığımız yıllardan biri diyebiliriz. Mazotun litresi 50 TL olmuş kalkıp 'Kriz yok' diyenler var. Bir arabanın vergisi önceden 200 TL iken şimdi 18-19 bin TL olmuş. Sabahtan akşama kadar burada bir satış yapmak için bekliyoruz, fakat elimizde avcumuzda bir şey yok. Önceden 50 TL aldığımız ürün şimdi 150 TL olmuş. Pazarcılığın işi kalmamış kârı da kalmamış" şeklinde konuştu.
'KRİZİN NEDENİ DEVLETİN SÖMÜRÜ POLİTİKASI'
Pazar alışverişine cüzi bir miktar ile çıkabildiğini belirten Aysel Tan, artan ekonomik zorluklar karşısında kredi kartına başvurduklarını ifade ederek, "Paramız yok, elimizde avucumuzda bir şey yok. Tüm ihtiyaçlarımızı kredi kartı ile karşılamaya çalışıyoruz. Bu durumun temel nedeni, devletin halkı daha da yoksullaştıran sömürü politikalarıdır. Eğer devlete yakınsanız, paranız sürekli artar, ancak eğer devlete mesafeliyseniz, fakirleşmekten başka bir şey yok. Pazara geldiğimizde yalnızca evin acil ihtiyaçlarını karşılayabiliyoruz. İstediğimiz her şeyi alabilecek durumda değiliz. Evde en gerekli olan ürünleri almak için pazara geliyoruz. Geriye kalan her şey mecburen bir kenara itiliyor" diye belirtti.
'SÜREÇ YASAL ZEMİNE OTURSA KRİZ ÇÖZÜLÜR'
Abdullah Öcalan'ın çağrısına işaret eden Aysel Tan, devletin artık somut adım atması gerektiğini, somut adımın ekonomiyi olumlu etkileyeceğini söyledi. Aysel Tan, şöyle devam etti: "Çözümün net adın koymalılar. Çözüm Önderliğimizin fiziki özgürlüğünün sağlanmasından gelir. Önderimiz, özgür olunca Türkiye'de toplumsal refah artar ve ekonomik güç eskiye döner. Kürtlerinde içerisinde bir yönetimle bu ekonomik sorunlar düzelir. Kürdistan'a bomba yağdırmaya devam ederlerse ekonomi nasıl düzelecek? Kürdistan'daki bombardımanları durdur, savaş ve çatışma zeminini bitir, gör bakalım ekonomi nasıl düzeliyor. Önderimizi serbest bıraksınlar çözüm süreci yasal zemine oturtulsun ekonomik kriz zaten kendiliğinden düzelir."
MA / Ruken Polat