WAN - Ekoloji ve feminizmin ortak mücedelesini değerlendiren Deniz Yıldızı Kadın Dayanışma Derneği'nde Nilüfer Sayılan, "Toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamadan, iklim adaletini sağlamamız mümkün değildir" dedi.
Deniz Yıldızı Kadın Dayanışma Derneği, 2017 yılında yeşil feminist kadınlar tarafından kuruldu. Ekolojiyle feminizmin ortak mücadelesini amaçlayan dernek hayatın her alanında cinsiyetçi ve erkek egemen zihniyete karşı çalışamalar yürütüyor.
Deniz Yıldızı Kadın Dayanışma Derneği üyesi Nilüfer Sayılan, çalışmalarını anlatarak, “Kadın mücadelesini büyütmek adına kurulan bir derneğiz. Yeşil Feminist kadınlar olarak dernekte çalışmalar yürütüyoruz. Dernekteki amacımız; Ekoloji ve feminizmin ortak paydasında çalışmalar yapmaktır” dedi.
Depremlerin sık sık kendini hatırlattığı ülkede, iklim krizleri ile başa çıkmayı hedeflediklerini vurgulayan Nilüfer Sayılan, “Afetler ve toplumsal cinsiyet eşitliği üzerine atölye çalışmaları yapıyoruz. Bu atölyeleri de örgütlü kadınlar ile yapıyoruz. Ve birçok kadın örgütüne atölye de eğitimler veriyoruz” diye konuştu.
‘KADINLAR EKOLOJİ MÜCADELESİNDE ÖZNEDİR'
Kadınların ekolojide mücadelesindeki önemine dikkati çeken Nilüfer Sayılan, şöyle devam etti: “Kadınlar iklim krizini çok hisseder ve kendilerini nasıl derinden etkilediğini çok iyi biliyorlar. Toplumsal cinsiyet rollerimiz ile aileyi besleyen, çekip çeviren kişi kadın olduğu için bu bakım yükümlülüğü kadına yükleniyor. Bu yüzden en fazla kadın etkilenir. Gıdaya ulaşma noktasında kadın şunu görüyor; yapacağı yemekte her zaman en sağlıklı ve organik olanını seçer dolayısıyla kadın gıda tehdidi ile karşı karşıya kalıyor. Ya da kırsal da kendi ekip biçtiği tarladan, bahçeden ürün elde ediyor. Kadınlar her zaman toprakla sürdürülebilirlik, dünya, tabiat ve doğa ile iç içedir. Bu yüzden iklim krizini çok net hisseder. Kadın ekolojide de her zaman özne ve en ön konumdadır. Krizlerde, felaketler de kadınlar sürekli en önde görev alırlar" dedi.
CİNSİYET EŞİTLİĞİ VE İKLİM ADALETİ
Kent yönetimi ve ekolojide kadın gücünün belirleyici olduğuna dikkat çeken Nilüfer Sayılan, “Kadın en büyük öznedir. En çok etkilenen, en çok zarar gören kadındır. Ülkede olan bütün çevreci kuruluşlara baktığımızda, nerde bir maden ocağı, taş ocağı açılıyorsa özellikle Kaz Dağları meselesinde, Colemêrg’te, Akbellende. Nereye gidersek gidelim en ön safta, mücadelede hep en önde kadınlar var. Bu kırım politikalarının karar vericileri daima erkeklerdir. O yüzden kadınların yeri ve mücadelesi çok daha önemlidir. Karar mekanizmalarına da kadınları katmak bundan dolayı önemlidir. Doğaya, yaşama, çevreye sahip çıkmamız ve iklim adaletini sağlamamız gerekiyor. Toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamadan, iklim adaletini sağlamamız mümkün değildir” diye konuştu.
MA / Ruken Polat - Özlem Yacan