AMED - “Kürt Kadın Parlamenterler Konferansı”na mesaj gönderen tutsak siyasetçi Semra Güzel, barış süreçlerinde en büyük katkıyı verecek ve barışı inşa edecek olanın kadınlar olduğunu belirtti.
Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad-TJA) tarafından Çand Amed Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen "1'inci Kürt Kadın Parlamenterler Konferansı"nda, tutsak siyasetçi Semra Güzel’in gönderdiği mesaj okundu. Kandıra Cezaevi’nde tutsak olan Halkların Demokratik Partisi (HDP) önceki dönem milletvekili Semra Güzel’in mesajını, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Wan Milletvekili Gülderen Varlı okudu.
Mesajda şu ifadeler yer aldı: “Öncelikle buradaki tüm güzel yürekli kadınların selamlarını, mücadelede başarı dileklerini iletmek istiyorum. Aranızda olabilmeyi ben de buradaki birçok kadın yoldaş da isterdi. Zaman olsaydı buradaki kadınların güzelliklerini, yaşamı nasıl yeniden var ettiklerini, her şart ve koşulda kadın mücadelesini nasıl büyüttüklerini, komünal yaşamı nasıl ördüklerini, hak ihlallerine nasıl karşı durduklarını, tutsa da olsalar onlara gerçekçi olan eril zihniyeti değiştirme mücadelesini nasıl verdiklerini ve bunun için xwebûn olma mücadelelerini uzun uzun konuşmak isterdim.
KADIN MÜCADELESİ TEHDİT GÖRÜLDÜ
Bizlerin verdiği kadın mücadelesi şu an muazzam bir aşamada ve ciddi kazanımlarımız var. Bu kazanımları kimse bize lütuf olarak vermedi. Ciddi direnişlerle, emeklerle ve bedeller ödenerek verildi. Kadınlar haklı olma uğrunda can verdiler, binlerce kadın bedeller ödeyerek, tutuklanarak, sürgün edilerek mücadeleyi yürüttüler. Şu an içeride binlerce siyasetçi kadın var, binlerce yoldaş mücadeleye yürüttükten bedeller ödüyor. Evet bizler sokağa çıkıp sesimizi duyurduğumuz ve binlerce kadın yoldaşımız hala yargılanıyor. Erkek-devlet sistemine karşı mücadele ettiğimiz için tutuklandık. O yüzden kazanımlarımıza sıkı sıkı sarılmak ve kaybetmemek adına biz kadınlar yargılandık olmalı. İktidarlar hala kazanımlarımızı gasp etmek istiyor ve her seferinde bu cüreti gösteriyor. Dünyanın her yerinde iktidarların kadın mücadelesine yaklaşımı çok farklı olmadı. Kadın mücadelesi her zaman kendilerine karşı bir tehdit olarak gördüler. O yüzden de eminim ki bugün burada olan, bu konferansı takip eden tüm kadınlar yaşamlarını büyük mücadelelerle geçirmişlerdir.
ÇOĞALDIKÇA GÜÇLENDİK
Dünyanın farklı yerlerinde yaşamış olsak da iktidarların zihniyeti aynı oldukça yaşadığımız şeyler de mücadele gerekçelerimiz de benzer olmuştur. Muhtemelen bulunduğumuz yerlerde kadın kimliğimizden dolayı ikinci sınıf muamelesi gördük, hak taleplerimiz görülmek istenmedi, varlığımız kabul edilmedi, yaşam içerisinde özne olmamıza, irade olmamıza engellendi. Hele bir de Kürt kimliği taşıyorsak ayrıca ayrımcılığa maruz kaldık. Bulunduğumuz yerlerden daha fazla mücadele ettik, mücadeleden vazgeçmememizin en büyük ve güzel sonucu kazanımlarımız oldu. O yüzden her kazanım mücadelemize güç kattı. Hele bir de dünyanın farklı yerlerinde benzer duygular ve mücadeleleri görme hakkı olduğumuz bu kez daha gördük ve mücadelemize daha fazla sarıldık. Ve mücadelemizi yer ortaklaştırdık. Çoğaldıkça güçlendik.
KADINLAR HEDEFTE
Hala mücadele etmemiz gereken çok şey var. Çünkü hala kadınlar olarak yaşamdan soyutlanmaya çalışıyoruz, hala irade olmamız kabul edilmiyor, mücadelemiz yargılama gerekçesi yapılıyor. Bizler doğaya karşı yaşamı savundukça, demokratik ören kadın mücadelesi veren kadınlarsak, siyaset olma, siyaset yapma, politika üretme hakkına da sahibiz. Dünyanın bir çok yerinde kadınların siyasete niceliği az biliyoruz. Ama toplumla beraber en doğru siyaseti biz kadınlar yapıyoruz ve etki gücümüz çok daha fazla. Bildiğiniz gibi Türkiye’de bugün siyaset içerisindeki kadınların daha çok yer almasının önünü biz Kürt kadın siyasetçiler açtık. Kota sisteminden başlayıp şu an da eşit temsiliyetle siyaset yürütüyoruz. Kadınların yaşamın her alanında yer alması gibi bir sorumluluğumuz var ve bunun mücadelesini veriyoruz. Bu yüzden iktidar eşbaşkanlık sistemimizi hedef almış durumda ve yine siyaset içerisindeki kadınlar hedef.
Bizlerin bugün buralarda tutuklu, hükümlü olmamızın asıl nedeni kadınlar olarak irade olmamız, siyaset yürütmememiz içindir. Önderlikten aldığımız ideolojik sistematiği ve belediyedeki çalışmaları siyasetle yürütmemizdendir. Bu konferansa farklı ülkelerden katılan kadın siyasetçilere önerim, eşit temsiliyet, eşbaşkanlık sistemini, eş yaşamı daha derinlikli incelemek, kadın mücadelesine katkısını görmek, kadınların yaşama katılımındaki etkisini görmek ve bunu bulundukları ülkelerde bir yaşam şekli haline getirmek, kadın mücadelesini vermektir. Bu deneyimlerin paylaşımı hem bulundukları ülkelerde bir yaşama katkı sağlarken hem de her yerde ortaklaşa olmuş olan kadın özgürlükçü ekolojik paradigma olarak Kürt kadınlarının özgürlükçü paradigması örneği üzerinden kadınlar paradigmadan alabilirler.
Bu konferansın dönem dönem farklı ülkelerde mücadelemizin farklı gündemleriyle yapılmasının hem devamlı bir iletişim açısından hem de mücadelemize katkı açısından faydası olacağını, yine buradan pratikte yapılabilecek kararlar da çıkacağı düşüncesiyle yerellerde toplumsal tabanımızla ortaklaşmasının iyi olacağını düşünüyorum. Bunların sonuçlarının rapor edilmesinin bir sonraki çalışma için ön açıcı olacağını, yerelden öneriler alınarak yeni çalışma ve yoğunlaşma gündemlerinin oluşturabilmenin katkı sağlayacağını düşünüyorum. Bu konferansın sonuçlarının kitap haline getirilmesi durumunda dünya kadınlarıyla deneyim paylaşımı açısından iyi olacaktır.
DÖNÜŞÜM MÜCADELESİ ESASTIR
Kadınların yapacağı hala çok fazla şey var. Hala tüm dünya kadınlarıyla buluşmuş değiliz. Başta Ortadoğu olmak üzere tüm dünya kadınlarıyla mücadeleyi ortaklaştırmak, kadın özgürlükçü paradigmasını anlatmak sorumluluğumuz olmalıdır. Bunun için dünya çapında kadın mücadele ağları kurarak iletişim halinde olabilmeliyiz. Büyütmemiz gereken bir özgürlük mücadelesi var. Şu an da burada bir barış sürecinden bahsediliyor. Eğer bir barış süreci olacaksa en büyük katkıyı kadınların vermesi gerekiyor. Tüm dünya deneyimlerinde de açıktır ki kadınların yer almadığı barış süreçleri çoğunlukla başarıya ulaşamamıştır. Barış süreçlerinde en büyük katkıyı verecek olan, tarihteki misyonunu yerine getirip toplumsallığı sağlayacak barışı inşa edecek olan kadınlar olacaktır. Böylesi bir sorumluluğumuz vardır. Bunun için de kadın özgürlük mücadelesi, zihniyet dönüşümü mücadelesi esastır. Demokratik toplumun inşası da bu gereklidir.
TOPLUMUN ÖNCÜLERİ OLABİLMELİYİZ
Demokratik toplum inşasında kadınların yer almaması demek erkek zihniyetlerin yarattığı sistemlerden farklı olmamak demektir. Bu mücadelede en çok da genç kadınlara rol düşüyor. O yüzden siyasetimizin yürütücülerinin biri de genç kadın siyasetçiler olmalıdır. Toplumun öncüleri olabilmeliyiz. Dönüşümün öncüleri olabilmeliyiz. Bunu yapabilmek içinde siyasete daha çok görünürlük kazandırmalı, daha güçlü politikalar türetmeliyiz. Tüm kadınlar mücadelemizi ortaklaştırırsak bunu başarabileceğimizi inanıyorum. Bu inançla ve mücadele ruhu ile sizleri sevgiyle kucaklıyor ve selamlıyorum.”