İSTANBUL - "Halklar ve inançlar barışı konuşuyor" panelinde "Barışın kaybedeni olmaz" denilerek farklı inanç ve kimliklerden sürece dair yaklaşımlar konuşuldu.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), İstanbul Halklar ve İnançlar Komisyonu, “Halklar ve inançlar barışı konuşuyor” başlığıyla Kadıköy’de bulunan Barış Manço Kültür Merkezi’nde panel düzenledi. Panelde Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Ali Kenanoğlu, DEM Parti Merdin Milletvekili George Aslan, Perva İnal, İsak Marçelli, Agos Gazetesi Yazarı Patrak Estukyan konuşmacı olarak yer aldı. Panelin moderatörlüğünü Mehmet Altun gerçekleştirdi.
İlk olarak George Aslan söz aldı. 1984’ten bu yana ülkenin bir savaş ortamı yaşadığını ifade eden Aslan, “Türkiye’nin 84’ten bu yana savaş harcamalarına yaptığı miktarı 3 buçuk trilyon. Bu ülkeyi yöneten birçok yönetici yurtsever değildir. Bir yurtsever bu kadar ağır bira savaşın faturasını halka kesmez. Bu ülkede köyler yakıldı, milyonlar sürgün edildi, 17 bin faili meçhul cinayet işlendi. Bu süre zarfında Abdullah Öcalan 93’ten bu yana bu ülkeye şans verdi. Bir barış ortamı yaratmak için çağrılar yaptı, tek taraflı ateşkesler ilan etti. Ama devlet saldırılarla karşılık verdi” diye konuştu.
'BARIŞ BİZİM YARAMIZ’
Ardından Perva İnal, İslamiyet’te barışın anlamına dair konuşmasını gerçekleştirdi. Perva İnal, “Barışa ihtiyacımız var ve barış bizim yaramız. Sürgün, tutuklanmalar, gözaltılar, ölüm hepsini yaşadık. Bunlar artık olmasın istiyoruz, derdimiz bir. Toplum düzeni kurmaya iyi yaşamı tesis etmeye yöneliktir. Bunların içinde barış kendisine hep yer bulmuştur. Kuran’da ‘Hep birlikte barışa girin’ der. Bu ayet İslam’ın barış konusundaki temel bakışıdır. İslam’da barış sadece savaşsızlık değil güvenin, huzurun ve adaletin tesisi demektir. İslam barışı sadece bireyler arası görmez toplumsal düzenin merkezine koyar. Hadislerde de bu vurgu çok nettir. ‘Müslüman insanların elinden ve dilinden güvende olduğu kişidir’ der”
ifadelerini kullandı.
‘BARIŞIN KAYBEDENİ OLMAZ’
Sonrasında İsak Marçelli söz aldı. Meclis komisyonunun çalışmalarını değerlendiren Marçelli, “Sıfırda bile değil eksideyiz. Şu an komisyon konuşmacıları dinliyor. Komisyon, meclise sunacakları önerilerle ancak işlev kazanacaktır. Şu an birçok konuşmacı geliyor. Bunlardan biri barış annesi, Kürtçe konuşmak istediği için sözü kesildi. Barışın kaybedeni olmaz diyerek her şeye göğüs gererek bu sözü yürütmeliyiz” dedi.
‘KÜRESEL BARIŞI KURMAK ZORUNDAYIZ’
Patrak Estukyan tüm halkın “savaş yorgunu” insanlar olduğunu belirterek, “Biz çocukluğumuzdan beri emperyalizmin kötü, fethin iyi olduğunu öğrendik, bu çelişkide barışı nasıl inşa edeceğiz? Barışın zemini halkların algısıyla kurulacaktır. Hangi hesapla gündeme geldi kaygısı barış için sevinmenin önüne geçiyor. Her bir hak talebine karşı insanlar teröristlikle itham edildi, biz bununla barıştan olabildiğine uzaklaştık, yabancılaştık. Halklar insanlar birbirini yok ederek bir şey kazanamayacaklarını çok iyi bilirler. Sovyetler’de birçok halk birlikte yaşıyordu, Sovyetler dağılınca ülke kan gölüne döndü. Savaşın kazananı, barışın kazananı olmaz diyoruz. Ama silah tüccarları savaşın kazananıdır, savaşa ekmek kadar su kadar muhtaçlar. Biz büyük insanlık savaştan değil emeğiyle kazananlar yan yana gelmedikçe barışı kuramayız. Devletlerimiz birbirine yaslanamazlar, ama biz birbirimize dayanmak zorundayız. Küresel barışı kurmak zorundayız” şeklinde belirtti.
‘ALEVİLERİN ZULME KARŞI DURUŞU DEVAM EDİYOR’
Son olarak Ali Kenanoğlu konuşmasını gerçekleştirdi. Alevilerin binlerce yıldır bu topraklarda birçok katliamdan zulümlerden bugünlere geldiğini belirten Kenanoğlu, sözlerine şu şekilde devam etti: “Bugün zulüm de zulme karşı duruşta devam ediyor Aleviler açısından. Bizim parti tabanımızın gitmediği yerlere ulaşmaya çalıştım. Ege’de Tahtacı Türkmen Alevilerle bir araya geldik. Karadeniz’de birçok buluşma gerçekleştirdik. Aleviler sürece nasıl bakıyorlar nasıl ele alıyorlar anlamaya çalıştık ve süreci de aktardık. Muhalifliği sadece Erdoğan’a karşı olmaktan ibaret medyadan sürecin takip edildiğini gördük. İktidara güvensizlik söz konusu. Alevi toplumunun en büyük kaygısı, Muaviye’nin devamı AKP’yle devam etmektir. Bize yöneltilen sorular eleştiriler ve öneriler bunun üzerinde toplanıyor” dedi.
Konuşmaların ardından panel sona erdi.