Barış ve Demokratik Toplum Süreci kapsamında kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu çalışmalarını farklı kesimleri dinleyerek sürdürüyor. Komisyon gündemi tartışıldığında yurttaşların ana eleştirilerinin başında Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın henüz dinlenmemiş olmasını ve komisyonun çalışmalarının yavaş ilerlemesi geliyor. Mikrofon uzattığımız Wanlılar, sürecin baş müzakerecisinin Abdullah Öcalan olduğunu belirterek, komisyonun onu dinlemesi gerektiğini kaydetti. 

 

Komisyonun bir an önce Abdullah Öcalan'ı dinlemesi gerektiğini belirten Abdurrahman Karabulak, barışı savunan tarafta olduklarını belirterek, "Kardeşlik, birlik ve beraberlik istiyoruz. Ama devlet buna olumlu bir yanıt vermiyor, yıkma taraftarı duruyor. Süreçten umudumuzu kaybetmek üzereyiz, yavaş yavaş inancımız bitiyor. Kürt halkı üzerine düşen her şeyi yaptı; ama ne devlet nezdinde ne de kurulan komisyon herhangi bir olumlu adım atmadı. Binlerce siyasi tutuklu nedensiz yere cezaevlerinde tutuluyor ve tahliye edilmiyor. Mademki bir süreç var ona göre hareket etmelidirler. Meclis'te barış annelerinin Kürtçe konuşulmasına dahi izin verilmedi. Bu yaklaşımlarla nasıl sorun çözülebilir ki? Aylardır komisyon kurulmuş sadece siyasetçiler değil; halk da bunu istiyor. Komisyon Öcalan'la görüşmelidir" ifadelerini kullandı. 

 

'KÜRTÇE RESMİ DİL OLARAK KABUL EDİLMELİ'

 

Bir an önce barışın sağlanmasını ve Kürtçenin resmi dil olmasını isteyen Fatih Kara, "Yıllardır süren bu sıkıntılara artık bir son verilmelidir. Yıllardır akan kan ve gözyaşları son bulmalıdır. Kardeşçe, özgürce bir hayat istiyoruz. Her iki taraf da bu işi bir an önce geleceği noktaya getirmelidir. Her ne kadar bizler barış sürecini desteklesek de barışın olmasını istemeyen kesimler de olacaktır. Devlet bir an önce süreci hızlandırmalı dış müdahalelere izin vermemelidir. Bu topraklarda hep birlikte savaştık, yaşadık. Bizler kalıcı bir barış için dil, din, ırk ayrımı olmadan yaşamak istiyoruz. Bizlerin tek isteği bir an önce barışın sağlanması ve anadilde eğitimin verilmesidir. İngilizce, Farsça gibi dillerde eğitim veriliyorsa Kürtçeye de resmi statü verilmelidir" diye konuştu. 

 

'ÜLKE EKONOMİSİ SAVAŞA HARCANIYOR'

 

Ekonominin düzeltilmesi ve ilerlemesi için adımların atılması gerektiğini belirten Ecrin Erva, "Türkiye ve Kürdistan'da her geçen gün derinleşen bir ekonomik kriz var. Biz gençler olarak çalışacak bir iş bulamıyoruz. Bunun nedeni ülke ekonomisine harcanması gereken paranın savaşa harcanmasıdır. Savaşa verdikleri parayı ülke ekonomisine sunsalar hiçbir sorun olmayacaktır. Yürütülen bu süreçte de devlet bir an önce adım atmalı, gereken her şeyi yapmalıdır" diye belirtti. 

 

'DEVLET ŞEFFAF BİR ADIM ATMALIDIR'

 

İktidarın bir an önce şeffaf bir adım atması gerektiğini belirten Muhammed Akın, iktidar tarafından sürecin güven vermediğini vurgulayarak, şunları söyledi: "Eğer gerçekten de samimilerse bir an önce adım atmalıdırlar. Aylardır beklemelerinin amacı nedir? Daha önce de süreç adı altında iktidar birçok şey yaptı; ama hepsini yine farklı oyunlarla bozmaya başladı. Eğer gerçekten bir barış süreci olursa tüm dünya bundan çok iyi bir şekilde faydalanacaktır. Aynı zamanda da herkes nasıl anadilini konuşabiliyorsa ve eğitim görüyorsa bizler de Kürtler olarak anadilimizde eğitim görmek istiyoruz." 

 

'BARIŞ HERKESE KAZANDIRACAKTIR'

 

Devletin süreçte samimi olmadığını söyleyen yurttaşlardan Keleş Nili, "Eğer herkes Kürtlerin savunduğu gibi barışı ve kardeşliği savunsaydı hiçbir zaman kan ve gözyaşı dökülmezdi. Yıllarca bu halk zulüm gördü. Binlerce insan köylerin yakılmasından kaynaklı köylerini terk etmek zorunda kaldı. Herkesin istediği bir an önce barışın sağlanması ve köylerine dönmesidir. Devlet bu süreçte samimi davranmıyor; ama biz devletin samimi bir adım atmasını bekliyoruz. Barış herkese kazandıracaktır ve kötülüğün bir sonu gelecektir" ifadelerini kullandı. 

 

Adını vermek istemeyen bir yurttaş ise, "Eğer gerçekten bu süreçte samimi olsaydılar bir an önce gerekli adımları atarlardı.  Cezaevlerinde olan birçok siyasi tutsak halen nedensiz bir yere cezaevinde tutuluyor" dedi. 

 

MA / Bilal Babat