HABER MERKEZİ – ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Büyükelçi James Jeffrey, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi temsilcilerinin 24 Ağustos'ta Cenevre'de başlayacak Suriye Anayasa Komitesi toplantılarına katılımı konusunda “Suriyeli farklı muhalif unsurlar, Kuzey ve Doğu Suriye'deki siyasi ve hükümet güçlerinin temsilcileri ile şu anda bu konuyu tartışıyor” dedi.
ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Büyükelçi James Jeffrey, Suriye'nin geleceği konusunda büyük önem taşıyan ve 24 Ağustos'ta Cenevre'de başlayacak anayasa görüşmeleri öncesinde önemli mesajlar verdi.
DW Türkçe’de yer alan habere göre, Jeffrey aralarında kanal muhabirinin de bulunduğu bir grup gazeteciye dün telekonferans aracılığıyla açıklamalarda bulundu. Jeffrey, ABD-Türkiye arasında anlaşmazlık yaşanan konulara dair yöneltilen soruları da yanıtladı.
Jeffrey, ilk olarak Suriye'nin kuzeyinde dün yaşanan çeşitli saldırılara atıfta bulunarak, farklı bölgelerde hem ABD, hem Türk, hem de Rus askerlerini hedef alan saldırıların bölgedeki tehlikeli durumu gösterdiğini, bunun siyasi çözümün önemini de bir kez daha gözler önüne serdiğini dile getirdi.
‘TOPLANTI KRİTİK ÖNEMDE’
Siyasi çözüm için uzun süredir toplanamayan Suriye Anayasa Komitesi'nin kritik önemde olduğuna işaret eden Jeffrey, 24 Ağustos'ta Cenevre'de başlayacak görüşmeler için kendisinin de İsviçre'ye gideceğini, burada uluslararası muhataplarıyla ve komite temsilcileriyle temaslarda bulunacağını anlattı.
Jeffrey, "BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen himayesi altında yapılacak komite toplantısına Suriye muhalefetinden 50, rejimi temsilen de 50 kişi katılacak. Yine toplantıda, Suriye sivil toplumunu temsilen, tarafsız olarak değerlendirilen 50 kişi de hazır bulunacak” dedi.
KUZEY VE DOĞRU SURİYE TEMSİLCİLERİ KATILACAK MI?
Cenevre'deki görüşmeler öncesinde yanıtı en çok merak edilen sorulardan biri, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi'nden temsilcilerin komite çalışmalarına katılıp katılmayacakları.
ABD'li Özel Temsilci James Jeffrey, geçen hafta yaptığı açıklamada, Suriye’nin kuzeydoğusunda yaşayanların iradesinin de Suriye Anayasa Komitesi toplantılarında temsil edilebilmesi için çalışmalar yaptıklarını söylemiş, bu sözleri büyük merak uyandırmıştı.
KONU TARTIŞILIYOR
Jeffrey gazetecilerle bir araya geldiği telekonferansta bu sözlerine açıklık getirirken, şunları söyledi: "Suriye Anayasa Komitesi'nde yer alanlar, müzakerelere katılanlar, tüm ülke genelinden seçiliyor. Katılım spesifik, örgütsel bir yapıya dayanmıyor. Kuzeydoğu Suriye'de yaşayanların temsili konusu dönem dönem gündeme geliyor. Size söyleyebileceğim şu, olması gerektiği gibi, bunu dış güçler değil, Suriyeli farklı muhalif unsurlar, Kuzeydoğu Suriye'deki siyasi ve hükümet güçlerinin temsilcileri ile şu anda bu konuyu tartışıyor.”
Ankara’yı rahatsız eden adımlardan biri ABD'li "Delta Crescent Energy LLC" adlı şirketin Özerk Yönetim ile petrol çıkarmak üzere anlaşma imzalaması.
Jeffrey, Türkiye'nin bu anlaşmaya "terörizmin finansmanı” suçlamasıyla tepki gösterdiğinin hatırlatılması üzerine, bunun özel bir durum olduğunu, amacın Esad rejimi üzerindeki baskının artırılması olduğunu, bu nedenle de ABD'li şirketin Suriye yaptırımlarından muaf tutulduğunu söyledi.
‘BU ÖZEL BİR OPERASYON’
"Biz Suriye'ye öngörülen yaptırımlara bu konuda muafiyet getirdik, çünkü bu bizden istendi ve bu konuda herhangi bir sorun görmemekte de son derece haklıyız. Çünkü bu aktivite Esad rejimine yarar sağlamıyor. Muafiyetin amacı da bu. Bu özel bir operasyon” diyen Jeffrey, şöyle devam etti:
"Biz sahiplikte herhangi bir değişiklik görmüyoruz. Bu petrol sahaları yıllardır, IŞİD'den bu bölgeleri geri aldıkları günden bu yana, Özerk Yönetim tarafından işletiliyor. Bu alanları, IŞİD'e karşı operasyonlarını sürdürmek için kullanıyorlar, hem kendi araçları için yakıt ihtiyaçlarını karşılıyorlar hem de ekonomilerinin önemli bir kaynağını oluşturuyor… Biz ve diğer koalisyon üyeleri, istikrar fonları ile onların ekonomisine destek sağladık, hem de yüzlerce milyon dolarla… İstikrarı sağlamayı ve IŞİD ile savaşmayı sürdürdükleri müddetçe, onların ekonomik açıdan iyi durumda olmalarını istememiz bir sürpriz değil.”
QSD, KOALİSYONUN PARTNERLERİNDEN BİRİ
Demokratik Suriye Güçleri’nin (QSD), IŞİD'le mücadele eden 82 üyeli uluslararası koalisyonun bir partneri olduğunu dile getiren Jeffrey, bu nedenle QSD güçlerine 2015 yılından bu yana eğitim verdiklerini hatırlattı.
ABD'li Özel Temsilci ayrıca, ABD Başkanı Donald Trump'ın kararı üzerine bu güce petrol sahalarının korunması görevinin de verildiğini aktararak, "Bu nedenle bunun için de onlara destek sağladık, eğitim, donanım ve danışmanlık misyonları yürüttük” dedi.
‘ATEŞKESTEN MEMNUNUZ’
Toplantıda Jeffrey'ye, Trump'ın geçen sene gündeme getirdiği QSD ile Ankara arasında diyalog beklentisi de hatırlatıldı.
Jeffrey, bu konuda yeni girişimlerinin olup olmadığı sorusuna şu yanıtı vermekle yetindi: "Biz, geçen sene 17 Ekim'de Türk tarafı ile müzakere ettiğimiz, kuzeydoğu Suriye'deki ateşkesten son derece memnunuz… Türkiye, kendisine yönelik bir dizi tehdit ile karşı karşıya, PKK çok önemli bir tehdit, bir diğeri DAEŞ. Bir üçüncü tehdit ise bölgedeki İran, Suriye, Rus güçleri. Türkiye ile hem Suriye'deki durum hem de genel olarak, her düzeyde çok yakın bir iletişim halindeyiz. Türkiye'nin İdlib'deki pozisyonunu çok güçlü bir şekilde destekliyoruz. Kuzeydoğu'ya ilişkin de görüşmelerimiz sürüyor.”
ABD Başkanı Trump'ın, Türkiye'nin 9 Ekim'de Serekaniye ve Girê Spî kentlerini hedef alan operasyonu sonrasında attığı adımlar hem Washington hem Ankara'da gündemi sarsmış, gerilim Başkan Yardımcısı Pence ve Dışişleri Bakanı Pompeo'nun Ankara'ya yaptıkları ziyaret sonrasında dinmişti.
Trump'ın o günlerde AKP’li,Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a gönderdiği mektup, kamuoyunda günlerce tartışılmıştı.
Erdoğan'ı, "Sert adam olma. Aptallık etme” gibi sözlerle askeri harekattan vazgeçirmeye çalışan Trump, ayrıca QSD lideri Mazlum Kobani için olumlu ifadeler kullanmış, Ankara'nın SDG ile diyalog kurması beklentisini iletmişti.