HABER MERKEZİ - Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Kati Piri, insan hakları ve düşünce özgürlüğü konusunda yaşanan olumsuzluklara rağmen Türkiye ile AB arasındaki görüşmelerin neden kesilmediğini anlayamadığını söyledi.
Türkiye ile AB arasında gerçekleşen Varna zirvesini değerlendiren Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Raportörü Kati Piri, Türkiye’nin üyelik sürecine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
İnsan hakları ve düşünce özgürlüğü konusunda yaşanan olumsuzluklara rağmen Türkiye ile AB arasındaki görüşmelerin neden kesilmediğini anlayamadığını söyleyen Hollandalı parlamenter, "Bu koşullarda hâlâ Türkiye'nin AB'ye üyelik seçeneği bulunduğu ilüzyonunu daha ne kadar sürdüreceğiz?" dedi.
Hollanda Televizyonu'na konuşan Kati Piri, Türkiye'de özgürlükler konusunda yaşanan sıkıntılara işaret ederek, halen parlamenterlerin, gazetecilerin, hatta bazı AB vatandaşlarının cezaevinde olduğunu hatırlattı.
AP Türkiye Raportörü, buna rağmen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın AB'ye üyelik hayali kurduğunu, AB Komisyonu'nun da Türkiye ile ilişkileri kesmeyerek bu hayali ayakta tuttuğunu savundu.
‘ERDOĞAN'IN YAPTIĞIYLA SÖYLEDİĞİ, FARKLI GERÇEKLİKLER’
Hollandalı parlamenter, "Cumhurbaşkanı Erdoğan'a söylediklerinin değil, yaptıklarının daha farklı bir gerçeklik gösterdiği anlatılmalı" dedi. Piri'ye göre, AB'nin Türkiye konusunda çıkarları bulunuyor. Bu nedenle Brüksel yönetimi müzakere sürecinin başından beri Türkiye'yi Avrupa'ya yakınlaştırmak için çaba harcadı.
Ancak bu çabaya rağmen Türkiye-AB müzakerelerinin başından beri zor ilerlediğini söyleyen Kati Piri, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şimdiki duruma bakın, benim 10 meslektaşım hapiste. Dünyada gazetecilerin en çok hapiste olduğu 6. ülke. Darbe girişimi sonrası 150 bin kişi işten atıldı, 50 bin kişi tutuklandı. 2 hafta önce son bağımsız medya grubu Erdoğan'ın arkadaşı tarafından satın alındı. Gelecek yıl anayasa değişikliği yürürlüğe girecek ve Erdoğan'ın yetkileri daha da artacak.
Benim sorum şu; bu koşullarda hala Türkiye'nin AB'ye üyelik seçeneği bulunduğu illüzyonunu daha ne kadar sürdüreceğiz?"