ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert, Suriye’ye ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Nauert, DAİŞ'in elinde tuttuğu son bölgelere operasyonlar başlattıklarını belirtti.

Nauert’in açıklamasında nihai operasyonların Türkiye’nin bilgisi dahilinde yürütüleceği mesajı verildi. Nauert, "ABD aralarında Sünni Arapların, Kürtlerin, Hıristiyanların, Türkmenlerin ve diğer azınlıkların bulunduğu tüm Suriyelilerin iradesine saygılı bir siyasi çözümün sağlanması hedefine bağlıdır" ifadelerini kullandı.

 

QSD İLE DEVAM MESAJI

 

Nauert, Suriye’de nihai operasyonların başladığına dair açıklamasında şunları dile getirdi:

 

“ABD, küresel koalisyon ve Demokratik Suriye Güçleri’nin (QSD) de aralarında bulunduğu yerel ortaklarla beraber Suriye’de kalan son DAİŞ mevkilerini kurtarmak için nihai operasyonlar başlıyor.

Çatışmalar zorlu olacak ancak biz ve ortaklarımız üstün geleceğiz. Saldırı olduğu takdirde ABD’yi, koalisyonu ve ortağımız olan güçleri müdafaa edeceğiz. DAİŞ'in Suriye’de toprak kontrol ettiği ve insanları terörize ettiği günlerin sonuna geliyoruz.

 

KALICI VE GÜÇLÜ BİR AYAK İZİ BIRAKILMASINI SAĞLAYACAĞIZ

 

NATO müttefikimiz Türkiye ve ortaklarımız İsrail, Ürdün, Irak ve Lübnan’la birlikte sınırlarının DAİŞ'ten korunmasına çalışacağız. DAİŞ'ten kurtarılan alanların istikrara kavuşturulması için müttefiklerimizin ve bölgesel ortaklarımızın askeri güçlerinden, malzemelerinden ve kaynaklarından adil bir biçimde daha fazla faydalanmanın arayışında olacağız.

 

Başkan Trump’ın Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’la birlikte yaptığı açıklamalarda söylediği gibi DAİŞ'in kurtarılan bölgelere yeniden dönmesini ve Esad rejimi ya da İran destekçilerinin istifade etmemesini önleyecek kalıcı ve güçlü bir ayak izi bırakılmasını sağlayacağız. 

 

ULUSLARARASI KAYNAKLARI SEFERBER EDECEĞİZ

 

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararı uyarınca Cenevre sürecini yeniden canlandıracağız ve Suriye’nin acil insani ve istikrar ihtiyacını karşılayacak uluslararası kaynakları seferber edeceğiz.

ABD aralarında Sünni Arapların, Kürtlerin, Hıristiyanların, Türkmenlerin ve diğer azınlıkların bulunduğu tüm Suriyelilerin iradesine saygılı bir siyasi çözümün sağlanması hedefine bağlıdır.”