CENEVRE - Birleşmiş Milletler Suriye Bağımsız Soruşturma Komisyonu Efrîn’de savaş suçunun işlendiğine inandıklarını belirterek, hala Türk askerlerinin olduğu ifade edilen bölgede keyfi gözaltılar, taciz, rüşvet, yağmalama gibi birçok uygulamanın yoğun bir biçimde yaşandığını söyledi.
Birleşmiş Milletler (BM) bünyesinde kurulan Bağımsız Suriye Soruşturma Komisyonu, Suriye ile ilgili hazırlamış olduğu ve Temmuz 2018 ile 15 Ocak 2019 tarihleri arasındaki insan hakları ihlallerini içeren raporunu yayınladı. Rapor kapsamında 271 kişiyle birebir görüşme yapıldığını, uydu görüntüleri, fotoğraf, video ve medikal raporlar ile devletlerden ve sivil toplum kuruluşlardan gelen raporların dikkate alınarak hazırlandığı 20 sayfalık raporda, yaşanan hak ihlalleri sıralandıktan sonra çözüm önerilerine de yer veriliyor.
'TÜRKİYE VE DESTEK VERDİĞİ GRUPLAR İNSAN KAÇIRIP KEYFİ GÖZALTILAR YAPIYOR'
Türkiye tarafından Ocak 2018 tarihinde başlatılan “Zeytin Dalı” operasyonunun Efrîn’de yaşayan yurttaşlar açısından ağır sonuçları olduğuna dikkat çekilen raporda, “Türkiye tarafından yapılan Zeytin Dalı operasyonu ile beraber Afrin bölgesinde keyfi gözaltı, tutuklama ve kaçırmalar yaygınlaştı. Burada insanların yaşanan ihlallere karşı şikâyet edebileceği etkili mekanizmalar yok, etkili olmayan merkezi bir yargı sistemi var. Birçok bölgede çok sayıda farklı silahlı aktör bulunuyor ve bunlar arasında güç çatışmaları var. İdlib’de olduğu gibi buradaki silahlı gruplar ve suç çeteleri insanları kaçırıp fidye istiyor” ifadelerine yer verildi.
Efrîn’de sürekli olarak silahlı gruplar tarafından yağmaların yaşandığına vurgu yapılan raporda, bölgenin önemli geçim kaynaklarından olan Zeytin hasatlarının yağmalandığı belirtildi. Buradaki silahlı grupların halktan “vergi” adı altında zorla para aldıkları kaydedilen raporda, buradaki silahlı grupların kurulan kontrol noktalarını geçmek isteyen kadınları taciz ettiği veya insanlardan rüşvet aldıklarına dair raporların komisyona ulaştığına işaret edildi.
‘AFRİN’DE SAVAŞ SUÇU İŞLENDİ’
Komisyona her ne kadar Türk askerlerinin Efrîn ve Azaz’den çekildiğine dair bilgilendirilme yapılsa da buradaki vatandaşların Efrîn ve Azaz’da Türk askerlerinin varlığının devam ettiği yönünde tanıklık yaptığı belirtilen raporda, "Komisyon olarak Afrin’de silahlı gruplar tarafından savaş suçu işlendiğine inanıyoruz" denildi.
Raporda devamla şu ifadelere yer verildi: “Türk askerlerinin Afrin’deki okulları askeri üs olarak kullandığına dair bilgiler komisyona ulaşıyor. Türkiye Afrin’deki idari, yargı ve yürütme kurumlarını koordine ve finanse ediyor. Buradaki siviller Afrin içinde ve bitişik bölgelerde serbestçe hareket etmesinin ön şartı olarak Türkiye tarafından verilen kimlikleri taşımak zorundalar. Buradaki sivil memurlar Türkiye tarafından seçilip eğitiliyor."
‘BENZERİNİ REJİM VE TAHRİR EL-ŞAM DA YAPIYOR’
Raporda benzer uygulamaların Doğu Guta ve Dara gibi hükümete yakın bölgeler ile Heyet Tahrir El-Şam’ın kontrolündeki bölgelerde de yaşandığını ve buradaki insanların ilaç, sağlık hakkına erişim konularında büyük zorluklar yaşadığına dikkat çekildi.
İDLİB’TEKİ DURUM
Suriye’nin Kuzey-Batı’sında görece iyileşen durumun Tahrir El-Şam ile diğer silahlı gruplar arasında yaşanan çatışmalardan kaynaklı tekrar hareketlendiğini ve yaşanan bu çatışmalardan sivillerin büyük ölçüde etkilendiği ifade edilen raporda, ülkenin Kuzey-Doğu’sunda da uluslararası koalisyon güçlerinin yaptığı bombardımanların büyük yıkımlara neden olduğu kaydedildi.
İdlib’de sivil insanların Tahrir El-Şam ile diğer silahlı gruplar tarafından oluşturulan iki ayrı yönetim arasında sıkışıp kaldıkları ifade edilen raporda, buradaki insanların birçok temel haklardan yoksun kaldığı ifade edildi. Raporda İdlib, Halep, Dêre Zor ve Suweyda gibi bölgelerde birçok sivilin farklı silahlı gruplar, rejime yakın gruplar ve DAİŞ tarafından öldürüldüğünün de rapor edildiği belirtildi.
Türkiye’nin kontrolü altında bulunan ve Rusya ile varılan anlaşma kapsamında silahsızlanması öngörülen İdlib’te yaşanan ihlallere geniş yer veriler raporda, Suriye rejim güçleri ile buradaki silahlı gruplardan kaynaklı aralarında çocuklarında olduğu ölüm, işkence ve keyfi gözaltı ve tutuklama gibi çok sayıda insan hakları ihlallerinin yaşandığına vurgu yapıldı.
ÜLKELER DAİŞ ÜYELERİNİN AİLELERİNİ GERİ ALMIYOR
Raporda Demokratik Suriye Güçleri (QSD) tarafından yürütülen operasyonlarda çok sayıda sivilin kurtarıldığına vurgu yapılırken, gözaltına alınan ve aralarında DAİŞ üyelerinin eş ve çocuklarının da olduğu çok sayıda kişinin geldikleri ülkelerin kendilerini göre almak istemediklerinden dolayı gözaltı merkezleri veya kamplarda yargılanmayı bekledikleri kaydedildi. ABD ve SDG güçlerinin elinde tutulan DAİŞ üyelerinin olabileceği belirtilen raporda bunların hukuka erişiminin garantiye alınması gerektiği belirtildi.
‘DAİŞ’E YÖNELİK OPERASYONLAR TÜRKİYE’NİN SALDIRILARI YÜZÜNDEN AKSIYOR’
Türkiye ile Rusya arasında varılan anlaşma gereği Kuzey Batı silahsızlandırılmış bir bölge yaratılmak istenmesine karşın buradaki silahlı grupların buna karşı çıktığı ve çatışmaların yaşandığına dikkat çekilen raporda, Demokratik Suriye Güçlerinin (QSD) ise ülkenin Kuzey Doğu’sunda DAİŞ'ten birçok yeri aldığını fakat Türkiye’nin YPG’ye yönelik saldırılarından kaynaklı operasyonlarını zaman zaman askıya almak zorunda kaldığına dikkat çekildi. Raporda ayrıca Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın Fırat’ın doğusundaki YPG kamplarına karşı yeni bir saldırı kampanyası başlattığı ifadelerine de yer verildi.
KOMİSYON BASIN TOPLANTISI DÜZENLEYECEK
Rapor ile ilgili BM Suriye Soruşturma Komisyonu Başkanı Paulo Pinheiro ile komisyon üyeleri Karen Abuzayd ve Hanny Megally BM Cenevre binasında bugün bir basın toplantısı düzenleyerek gazetecilerin sorularını yanıtlayacak. Rapor aynı zamanda 25 Şubat’a başlayıp 22 Mart’a kadar devam edecek olan İnsan Hakları Konseyi’nin 40. İnsan Hakları Oturumlarında da ele alınacak.
MA / Rüştü Demirkaya