OSAKA – G20 Zirvesi’nin ardından basın toplantısı düzenleyen ABD Başkanı Donald Trump, AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın Suriye'deki Kürtleri haritadan silmek istediğini ve “yapamazsın” dedikten sonra durduğunu söyledi.
ABD Başkanı Donald Trump, "çetin ceviz" olarak nitelendirdiği AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan'ın geçmişte sınırda 65 bin kişilik bir orduyu hazır tuttuğunu ve Suriye'deki Kürtleri "haritadan silmeye hazır olduğunu" söyledi. T-24’ün geçtiği haberde, G20 Liderler Zirvesi'ndeki temaslarının ardından Osaka'da basın toplantısı düzenleyen Trump, bir gazetecinin Türkiye'nin S-400 alımıyla ilgili sorusunun ardından şunları söyledi:
"Türkiye ilginç bir mesele. Başkan Erdoğan bir çetin ceviz ama ben onunla geçinebiliyorum. Belki bu kötü bir şey ama bence bu çok iyi bir şey. Çünkü işin açıkçası herkesin bildiği gibi Kürtlerle bir problemi var. Sınırda 65 bin kişilik bir ordusu vardı ve IŞİD'e karşı bize yardım eden Kürtleri haritadan silecekti. Onu aradım ve bunu yapmamasını rica ettim. Sanırım Kürtler onun veya Türkiye'nin doğal düşmanı. Ve o bunu yapmadı. Sınırda dizilmişlerdi ve bizimle birlikte IŞİD'i yenenleri haritadan sileceklerdi. Dedim ki 'bunu yapamazsın, bunu yapamazsın' ve o bunu yapmadı. O yüzden bir ilişkimiz var.
O gitmiş ve Obama döneminde bizim Patriot'larımızdan almak istemiş. Bir NATO ülkesi olmasına rağmen ona satmamışlar. Ve onun büyük bir ordusu var. Türkler savaşçıdır, Türkler büyük savaşçılardır. İdlib bölgesinde de beraber çalışıyoruz çünkü o da ben de Suriye'de 3 milyon insanın öldüğünü görmek istemiyoruz.
ÇOK İYİ GEÇİNİYORUZ
Çok iyi geçiniyoruz ve size neyin adil olduğunu neyin adil olmadığını söyleyeyim. Erdoğan Patriot'ları almak istedi ama Başkan Obama'nın grubu hayır dedi. Erdoğan talep etmeye, onlar da hayır demeye devam etti. Savunma için ihtiyacı vardı ama alamadı. O da gitti Rusya'yla anlaşıp S-400 almaya karar verdi çünkü Obama hükümeti almasına izin vermiyordu. O da gitti bizimki kadar iyi olmadığını düşündüğüm S-400'leri aldı. Çok para verdi. Almasıyla birlikte bizim ülkemizden insanlar gitti ve dedi ki 'Bu sistemi kullanmanı istemiyoruz çünkü bu NATO sistemi değil vs. vs. Bize bir iyilik yap ve sana Patriot'ları satalım'. O da cevap olarak 'Çok geç çünkü satın aldım' dedi. Yapabileceği hiçbir şey yoktu. Aynı zamanda yüz tane en iyi savaşçı jeti olan F35'lerden getirtti. Görünmezler, göremediğin bir şeyle savaşmak çok zordur. Sanırım 116 tane aldı ama 100 tanesini getirtti. Şimdi bunların hepsini ülkesine getirmek istiyor, parasını önceden verdiği uçakların. Ama bizim şirketimiz Lockheed diyor ki 'S-400 bizim sistemimizle uyumlu değil. Eğer S-400 kullanırsan Ruslar bizim dahice F-35'lerimizin sistemini görebilirler'.
Ben ülkemiz için her şeyi yaparım ama ona çok adaletsizce davranıldı. Bu eski bir sırdır; birine bir şey alamazsın dersen onlar da başka bir şey alır. İlk başta 'Sana satarız ama 4 yılda alırsın' dediler, sonra da 'anında getiririz'. O da dedi ki 'Ama yapamam, başka bir sistemi almak için bir servet harcadım. Problem şu, onlar zaten uçakları aldı. Uçaklar bizim açımızdan uyumsuz. Uyumsuzluk da değil daha çok ulusal güvenlik açısından. Bu büyük bir karışıklık. Ve açıkçası bu Erdoğan'ın suçu değil. Şimdi manşetler şöyle olur: Trump Türkiye'yi seviyor; Trump ABD yerine Türkiye'nin tarafında yer alıyor. Hayır almıyorum. Obama'nın geri alamadığı Rahip Brunson'u ben geri getirdim. O zorlu bir adam ama ben onunla geçinebiliyorum."