HABER MERKEZİ- Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi raporunda, “Türkiye, ceza ve terörle mücadele yasalarını basın ve gazetecileri susturmak için suiistimal etmeye son versin” denildi.
İngiliz parlamenter George Foulkes tarafından hazırlanan ve Strasbourg’da düzenlenecek Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Genel Kurul oturumunda Salı günü tartışılarak oylanacak rapor ve buna bağlı karar tasarısında, Avrupa Konseyi içinde en fazla tutuklu gazetecinin Türkiye’de olduğu saptaması yapıldı.
Raporda, "2019’da dünya genelinde 49 gazeteci öldürüldü, Türkiye'de 25 gazeteci daha hapse girdi" hatırlatması yapıldı.
‘TÜRKİYE MEHKEME ÖNCESİ KEYFİ TUTUKLUYOR’
Türkiye’de gazetecilerin mahkeme öncesi keyfi bir biçimde aylar ve yıllarca tutuklu kaldığı ifade edilen raporda, bu durumun ifade ve düşünce özgürlüğüne aykırı bulunduğu için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından da alınan kararlarda eleştirildiği hatırlatıldı.
Raporda, AKPM’nin daha önce aldığı kararlara uygun olarak Türkiye’den, Türk Ceza Kanunu’nun “Cumhurbaşkanına hakaret” suçunu düzenleyen 299. maddesini, “devletin egemenlik alametlerine ve organlarının saygınlığına karşı suçlarla” ilgili 301. maddesini kaldırması veya değiştirmesi isteniyor.
“Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik” suçuyla ilgili 216. maddeyle, “Silahlı Örgüt üyeliği” ile 314. maddenin Venedik Komisyonu uyarıları doğrultusunda dikkatli bir şekilde yorumlanmasının güvence altına alınması tavsiyesi de raporda yer alıyor.
Radyo Televizyon Üst Kurulu’na (RTÜK) verilen internet medyasını denetim görevine de atıfta bulunan AKPM raporu, bu kurumun görevini AİHM içtihatlarına uygun yapılması çağrısında bulunuyor.
KEYFİ ENGEL
Raporda, ayrıca internet kullanımı yasasında “ulusal güvenlik” adına gereksiz bir şekilde internete erişimin engellenmesi için kullanımındaki engellerin kaldırılması da isteniyor. Türkiye’deki yeni Yargı Reform Stratejisi Paketi’ne de atıfta bulunan raporda, gazetecilerin güvenliğinin korunmasının garanti altına alınması istenirken, medya ve düşünce özgürlüğünün bağımsız bir yargı tarafından garanti edilmesine yönelik Avrupa Konseyi standartlarına uygun anlamlı adımlar atılması gerektiğine dikkat çekiliyor.