İSTANBUL - Ekonomik krizin etkilerinin gözle görünür bir şekilde hissedildiği İkitelli’de bulunan Aymakoop Ayakkabıcılar Sitesi’nde birçok atölye ve işyeri ya kapanmış ya da satılığa çıkarılmış. Esnaf Uğurcan Alp, “Artık çekiç sesi yok, kuş sesi var” diyerek durgunluğu özetledi.
Her geçen gün derinleşen ekonomik krizin en çok etkilendiği İstanbul İkitelli’de bulunan Aymakoop Ayakkabıcılar Sitesi işveren ve işçiler, geleceğe dair belirsizlik içinde yaşamını idame ettiriyor. Sitede, koronavirüs (Kovid-19) süreciyle daha da derinleşen kriz nedeniyle çok sayıda işyeri ve atölyenin kapandığı, konkordato ilan ettiği ya da satıldığı ifade edilirken, işverenden işçisine herkes düşük kazançtan sitem ediyor.
KRİZİN ESAS NEDENİ AKP
20 yıldır ayakkabı malzemeleri satan Mehmet Mustafa İnan (47), masraflarını dahi karşılayamaz hale geldiklerini belirterek, ay sonunu zor getirdiklerini söyledi. Krizin esas nedeninin AKP’nin kötü politikaları olduğuna dikkat çeken İnan, sitede bulunan esnafların büyük bir bölümünün yüzlerce milyar lira zarara uğradıklarını ve borçlandıklarını ifade etti. İnan, son olarak pandemi sürecinde en az 100 bin TL zarara uğradıklarını dile getirerek, “Alacaklarımız var ama alamıyoruz. Kimse borcunu ödemiyor. Çeklerimiz ve senetlerimiz var ama kimse ödemiyor. Paraları olmadığını söylüyorlar. Doların yükselişi de işlerimizi olumsuz etkiledi. Piyasada hiç çek kalmadı. Çek ile çalışma olayı bitti. Mal almakta zorlanıyoruz, çünkü herkes nakit istiyor. Bizde sürekli nakit satış yapamıyoruz. Alan kişiler de söz veriyor ama ödemiyor. Çünkü o da parasını alamıyor. Herkes birbirinden parasını almanın peşinde” dedi.
Kötü gidişattan dolayı son süreçte bir çok esnafın kepenk kapattığını söyleyen İnan, “6 ay daha böyle giderse, daha çok esnaf kapatıp gider. Krizin nedeni yüzde 50 pandemiyse, yüzde 50’si de hükümetin yanlış politikalarıdır” diye konuştu.
SAYACILARIN KAZANÇLARI DÜŞTÜ
Saya atölyesi sahibi Ali Türkoğlu (48), sektörün gerilediğini ve düşük fiyata üretim yapmak zorunda kaldıklarını ifade etti. Türkoğlu, yaşadıkları sıkıntıları şöyle anlattı: “Her şeye zam geliyor ama ne yazık ki saya fiyatlarında herhangi bir zam yok. Sektörde küçük kıpırdanmalar oldu ancak yeterli değil. Bu sektöre ne yazık ki eleman yetişmiyor. Eleman sıkıntısı var. İşin istikrarı olmuyor. İstikrar olmadığı için düzenli eleman sıkıntısı yaşıyoruz. Bir de arz talep dengesi bozuldu. Bundan dolayı baya bir sıkıntı çekiyoruz. Eskiye nazaran talep de azaldı. Ama sayacı çoğaldı. Dışarıdan gelenlerin de bu işe girmesiyle, sıkıntılarımız daha da büyüdü. Esasında sayacılar olarak 7-8 senedir ekonomik sıkıntılar yaşıyoruz. Hele hele pandemi süreciyle baya sıkıntıya girdik. Kullandığımız malzemelerin bir kısmı dolara endeksli olduğu için fiyatları arttı. Ancak bizim üretimlerde ise zam alamıyoruz. Sürekli ezilen emekçi biz oluyoruz.”
DIŞ PAZAR OLUMSUZ ETKİLEDİ
Dış pazarların kapalı olmasının da işlerini olumsuz etkilediğine dikkat çeken Türkoğlu, “Benim çalıştığım firma İtalya’da fuara girecekti ama iptal edildi. Fuara giremiyor. Yani pazar daraldı. Sıkıntıyı hep emekçi çekiyor. Bu da firmanın ayağına sıkması gibi bir şey. Zamanla herkes mesleği terk ediyor” ifadelerini kullandı.
HER HAFTA ATÖLYE KAPANIYOR
İşlerin durgunluğundan yakınan esnaflardan Uğurcan Alp, sitede birçok firmanın konkordato ilan ettiğini, birçok atölyenin de ya kapattığını ya da satılığa çıkarıldığını ifade etti. Gidişatın kötü olduğunu ve bu nedenle sitede her hafta 10-15 atölyenin içindeki malzemelerle satılığa çıkarıldığını belirten Alp, “Normal şartlarda bir sezonda bin koli satıyorsak, şimdi bir sezonda 200-250 koli ya satıyoruz ya satmıyoruz. Baya kötü bir durum. Bin koli sattığımızda, daha üstünü hedefliyorduk ama şimdi 250 koli sattığımızdan dolayı herkes eli cebinde bekliyor. Bir de her sezon aynı geçecek diye bin koli yaptırıyor işyerleri, herkes kendi miktarını bildiği için yaptırıyor. Yarısı gidince, diğer yarısı da elde şişiyor. Alacak kimse de olmayınca, zor durumda kalıyorlar. Devam edebilmek için evlerini, arsalarını satıyorlar” diye belirtti.
ÇEKİŞ SESİ YERİNE KUŞ SESLERİ
Bir yandan dolar artışı, diğer yandan turistlerin olmamasının işleri olumsuz etkilediğine işaret eden Alp, “Şu an herkes zararda. Kimse kar etmiyor. Şu an herkes en düşük zararla atlatmaya çalışıyor. Eğer pandemiden önce buraya gelmiş olsaydınız, şu an Aymakoop’ta çekiç sesleri geliyordu. Şu an çekiç sesini duyabiliyor muyuz? Çekiç sesi yok; kuş sesi var, böcek sesleri var. O kadar durgun. Bu 6 ay daha devam ederse, özellikle küçük atölyeler başta olmak üzere birçok atölye zarardan dolayı kapanır” şeklinde konuştu.
SAYACIYA TL SATICIYA DOLAR
Cumali Can isimli Saya atölyesi işletmecisi de sayacılar olarak bir ayakkabının onlarca parçasını bir araya getirerek, 5 ile 12 TL arasında para kazanabildiklerini belirterek, “Bir insan 10 çift saya dikip, kazandığı 50 lira ile evini geçindiremez. Ama öbür tarafta dolar bazında olan ayakkabının fiyatı yüksek. Bize Türk Lirası olarak veriyorlar ama satarken dolar olarak satıyorlar. Yazık günahtır. Madem dolar bazında satılıyor, öyleyse bizim işçiliğimiz de dolar bazında olsun. Olsun ki biz de kazanalım. Öbür tarafta dolar bazında 100 TL kazanıyorsa, sen bir TL kazanıyorsun. Aradaki farkı böyle. İnsanlar nasıl geçinecek. Patron bir kişidir ama işçi bin kişidir, 2 bin kişidir, on bin kişidir. Bunu dikkate alan yok. Benim işim iyi olsun da Cumali Can ne yerse yesin. Öyle olmamalı. Bu sıkıntı böyle gitmez. Pandemi döneminde zaten çalışmadık. Herkes evindeydi. 5, 6 ay hiç çalışmadık. Büyük zararlara uğradık. Kimse halimizi sormadı. Burada adaletsizlik çok” dedi.
GÜVENCESİZ ÇALIŞMA
30 yıldır ayakkabı işçiliği yapan Yılmaz Budak, yoğun çalışmasına rağmen emeğinin karşılığını alamadığını ifade ederek, içinde bulundukları durumu şöyle anlattı: “Herhangi bir sosyal güvence olmadan çalışıyoruz. 2012’de Suriyelilerin de ayakkabıcılığa girmesiyle sorunlar daha da arttı. Aldığımız ücretler düştü. Yoğun bir Suriyeli çalışan var. Bunun üzerine pandemi de gelince sorunlar daha da ağırlaştı. Aylarca çalışamadık. Şu anda da pandemi yükselişte. Birçok kişinin hiçbir güvencesi yok. Sigortasız bir şekilde çalışıyoruz. Başka bir iş de yapamıyoruz. Parça başına ücret alıyoruz. Sezon aralarında durgunluk oluyor. Bu zamanlar pek iş olmuyor. Şimdi pandemi ve Suriyelilerin gelişiyle birlikte asgari ücretin altında bir ücrete çalışıyoruz.”
KİRASINI ÖDEYEMEDİ, EVDEN ÇIKARILDI
İhtiyaçlarını karşılayamadığını ve zor durumda olduğunu dile getiren Budak, 4 ay kira ve faturalarını ödeyemediğini, bu nedenle ev sahibiyle yaşadıkları problem sonucunda evini değiştirmek zorunda kaldığını söyledi. Budak, “Dünyanın birçok devletini pandemi sürecinde yurttaşlarına destek verirken, bizimki kredi verdi. 5 bin lira kredi çektim. Önümüzdeki aylarda ödemesi başlayacak. Böyle devam ederse her halde haciz falan da görürüz” dedi.
BAKAN ALBAYRAK’A TEPKİ
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın katıldığı bir programında sarf ettiği “Dolarla mı çalışıyorsunuz?” sözlerine tepki gösteren Budak, şunları söyledi: “Örneğin geçen sene 2 dolara yaptığımız ayakkabıyı, şimdi 1 dolara yapıyoruz. Ayakkabı fiyatında düşüş olmadı ama bizim kazancımız düştü. Bakan çıkmış bir de dalga geçer gibi ‘dolarla mı çalışıyorsunuz’ diyor. Evet, dolar ile çalışıyoruz. Bu ayakkabının derisi, boyası, çivisi, ipi, fermuarı, her şeyi dolarla alınıyor. Burada kullandığımız her malzeme dolarla alınıyor. Yerli milli üretim yok. Doların artışı da fiyat artışlarına neden oluyor. Bir televizyonu geçen sene 2 bin TL’ye alırken, şimdi 4 bin TL’ye alıyoruz. Buzdolabını 2 bin TL’ye alırken şimdi 4 bin TL’ye alıyoruz. Dolarla almıyoruz ama iki katı fiyata alıyoruz”
MA / İdris Sayılğan