ANKARA - Meclis’te görüşülmeye devam eden bütçenin denetimden ve halktan kaçırıldığını, ödeneklerin kime ve neye harcandığının gizlendiğini belirten HDP önceki dönem Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, “Üçüncü Yol siyasetinde, bütçe toplumsallaşacak” dedi.
Meclis’te görüşülen 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi’ni “savaş, rant ve talan” olarak değerlendiren muhalefet, bütçenin halktan ve denetimden kaçırıldığı eleştirisinde bulunuyor. Halkların Demokratik Partisi (HDP) önceki dönem Eş Genel Başkanı iktisatçı Sezai Temelli, kapitalist sistem içinde oluşturulan bütçelerin tamamıyla iktidarların neo-liberal politikaları doğrultusunda hazırlandığını söyledi.
‘FAŞİZM EKONOMİSİNİN BÜTÇESİ’
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin bütçe hakkını tamamen ortadan kaldırdığını vurgulayan Temelli, iktidarın en önemli yönteminin “birçok harcama kalemini görünmez kılan bütçede fonksiyonel sınıflandırmaya son verilmesi” olduğunu söyledi. Temelli, “Denetim mekanizması ortadan kaldırıldığı gibi bütçe ödeneklerinin alt kalemleri itibariyle kimlere ve nelere harcandığını artık göremiyoruz. Halk kendi kaynaklarının nereye gittiğinden haberdar değil. O yüzden bütçe kaynaklarının harcanmasından, saklanmasından tutun da bu kaynakların oluşturulmasına ve yönetilmesine kadar her şey başlı başına demokrasiye aykırı. Ben buna faşizm ekonomisinin bütçesi diyorum” diye belirtti.
‘DÖVİZ BORÇLANMA KRİZİ YAŞANIYOR’
Temelli, mevcut iktidarın ömrünü uzatmak için “borçlanma” ve “inşaat sektörünü canlandırma” dışında yolunun kalmadığının vurguladı.
Meclis’e getirilen torba yasasıyla borçlanma yetkisinin iki katına çıkarılmasını hatırlatan Temelli, yasa sonrası oluşan 307 milyar TL’lik borçlanmanın dahi iktidara yetmeyeceğini söyledi. Temelli, “Çünkü iktidar siyaseten olduğu gibi iktisadiden de tükendi. Kaynak kalmadı. Finans sermayeyi, müteahhit oligarşisini ve savaş baronlarını mutlu edecek bir kaynak kalmadı. Halkın elindekini vergilerle aldılar ve diğer taraftan önemli orana borçlandılar. Ve finansman krizinin en önemli ayaklarından biri olan ‘döviz borçlanma krizi’ yaşanıyor. Bankacılık krizi kapıda bekliyor” diye konuştu.
Temelli, Meclis’e sunulan bütçenin söz ettiği krize yanıt verebilecek, onun derinleşmesini engelleyebilecek ve toplumdaki büyük mağduriyetleri telefi edebilecek bir bütçe olmadığını aksine yangına körükle gittiğini ifade etti. Temelli, “Daha çok borçlanan, askeri harcamalarını arttıran, inşaat sektörü yatırımlarından vazgeçmeyen bir anlayışın bütçesini görüyoruz. Veriler bize kalıcı bir yoksulluk ve topyekûn çöküşü gösteriyor” dedi.
ÇÖZÜM ÜÇÜNCÜ YOL BÜTÇESİ
“Aynı siyasi tercihlerle sorunu çözmek mümkün değildir. Sorunlarla mücadele etmek adına farklı bir iktisadi anlayış olmalıdır” diyen Temelli, çözüm için HDP’nin izlediği üçüncü yol siyasetinin bütçesini önerdi.
Üçüncü yolun bütçesini “Toplumun kendi içinde var etmiş olduğu yönetim anlayışına bağlı olarak geliştirdiği katılımcı ve demokratik bütçe” şeklinde tanımlayan Temelli, şöyle devam etti: “Üçüncü Yol yönetimi, her şeyden önce yerinden yönetimdir. Yerelden demokrasi siyasetidir. Merkezi vesayete karşı başka bir siyaseti ve ona bağlı olarak başka bir ekonomi programını var eden siyasettir. Dolayısıyla bizim bütçe anlayışımız bugünkü anlayışın 180 derece zıddını ifade eder. İnsanların ihtiyaçların temelinde bir bütçe oluşturulması, bu ihtiyaçları giderirken toplumsal maliyetin en aza indirilerek karşılaması önceliğimizdir.”
‘DEMOKRASİNİN ÜÇAYAĞI İÇ İÇEDİR’
Temelli, üçüncü yolun bütçesini oluşmasında radikal demokrasinin 3 ayağının birlikte hareket edeceğini ifade ederek, şunları belirtti: “Birincisi; emeğin, eşit yurttaşlık temelinde hem siyasi katılım hem iktisadi yaşam biçimindeki kaynaklara erişim anlamında temel olanı karşılar. İkincisi, kadın mücadelemiz çerçevesinde toplumsal cinsiyet eşitsizliğini ortadan kaldıran, yaşamın her alanında eşitliği gözeten ve varsa mevcut eşitsizlikle mücadele eden bir bütçedir. Üçüncüsü de ekoloji mücadelesinin ve ekolojik tercihlerini önceleyen bir bütçedir. Doğayı tahrip eden değil, doğanın ritmiyle uyumlu bir yönetim anlayışının bütçesidir. Bunun için yerelden demokrasi ve ortaklaşma, bütçenin oluşumunda önceliğimizdir.”
Üçüncü yolun bütçesinin merkeze göre değil yerele göre bir bütçe anlayışı olduğunu sözlerine ekleyen Temelli, “Antikapitalist perspektifi barındıran, kapitalizmle mücadele eden, kapitalizmi gerileten bir bütçe anlayışı olacaktır” vurgusu yaptı.
İHTİYAÇLAR NEYE GÖRE ŞEKİLLENECEK?
Üçüncü yol siyaseti bütçesinin belirlenmesinde ihtiyaçların hangi temel üzerinde oluşturulacağa dair de konuşan Temelli, şunları ifade etti: “Öncelik emekçinin, kadının ve gençlerin temel ihtiyaçlarıdır. Eğitim, sağlık ve sanat gibi temel hakların yanında doğanın ritmiyle uyumlu, insana ve doğaya özgü bir bütçe olacak. Bunun mümkün olmadığını dayatan kapitalist sistem ve zorba devlet anlayışıdır. Başka seçeneklerimiz her zaman vardır, bunu görmemiz mümkün. Dayanışma ekonomileriyle, kooperatiflerle, yerelden yönetim toplumcu anlayışla bunların ne derece mümkün olduğunu görebiliriz. Bu yüzden belediyelerimize kayyım atıyorlar. Söylediklerimizin gerçekleşme olasılıklarını ortadan kaldırmak istiyorlar. Hatta daha çarpıcı bir örnek verelim; Neden herkes Rojava’ya saldırıyor? Çünkü ‘başka bir dünya mümkün’ diyebileceğimiz bir örnek. Açık şekilde söyleyebilirim ki, Üçüncü Yol siyasetinde, bütçe toplumsallaşacak.”
BÜTÇE DENETİMİNİ HALK YAPACAK
Temelli, üçüncü yol bütçesinde, denetlemenin tüm paydaşlarca yapılacağını belirterek, şunları dile getirdi: “Bugünkü bütçeye dair kimse bir şey bilmiyor. Hangi kaynağın nereye gittiğini insanlar bilmiyor. Bütçe telifini açıp halka gösterseniz dahi; o karmaşık hesapları kimse anlayamaz. İktisatçıların, ekonomistlerin birçoğu da anlayamıyor. Uzmanlar eliyle halktan kaçırılan bir bütçe. Ama bütçeyi bizzat halk yaptığında, zaten o denetimin içinde de bizzat halk oluyor. Halk bilgisi dahilinde var edilen bütçenin nereye harcanacağını herkes bilir. Tabii ki uzman denetim mekanizmaları da olacak.”
BÜTÇE HAKKI MÜCADELESİ BAŞLATILMALI
“Bütçe hakkına” sahip çıkmanın önemine dikkati çeken Temelli, sözlerini şöyle tamamladı: “Bütçe hakkına yabancılaşmış bir toplumun siyasi haklarından da vaz geçmiş demektir. Bütçe-siyaset ilişkisi, bütçe-ekonomi ilişkisi çok önemlidir. O yüzden toplumun bütün kesimleri bir araya gelerek bütçe hakkı hareketi başlatmalıdır. Kendi hakkına, kendine ait olana sahip çıkmalıdır.”
MA / Selman Güzelyüz