Eşinin işi dolayısıyla sürekli şehir değiştirmek zorunda kalan Hatun Güder (40), 11 yıl sonra yerleştiği memleketi Dersim’de, evinin önünde açtığı küçük tezgâhta yaptığı reçel ve sepetleri satarak hem üretimde yer almanın mutluluğunu yaşıyor hem de ekonomik gelir elde ediyor. Üretmeyi, emek vermeyi sevdiğini belirten Güder, “Evde boş durunca canım sıkılıyor. Bir şeylerle uğraşmak hoşuma gidiyor. Birazda hırslıyım, evimin işini yaptıktan sonra oturmayı sevmiyorum. Trabzon’da sepet yapmak için kursa gittim. Öğrendikten sonra evimde yapmaya başladım. Sepet yapmak meşakkatli bir iştir. Sepet yapacağım sapları sıcak suyun içine katıp her 5 dakikada bir örmeye başlıyorum. Zorda olsa bir şeyler öğrendiğimde keyifle yapmaya başlıyorum. Şimdi de açtığım tezgahta satıyorum. Az da olsa 5 veya 10 lira da kazansan insan mutlu oluyor. Evimin önünde çocuğumla birlikte alıcılarımızı bekliyoruz” dedi.

 

‘ÜRETİMDEN KOPMAMALI’

 

Memleket özlemini her zaman yaşadığını söyleyen Güder, bu özlemini üretimde bulunarak, boş durmayarak giderdiğini dile getirdi. Emek vermenin güzel bir duygu olduğunu vurgulayan Güder, tüm kadınlarında kendi emeklerinin farkında olmasını istedi. Üretimde bulunan her kadının daha çok girişken olduğunu ve toplumda daha çok söz sahibi olduğunu dile getiren Güder, “Mesela ben sepet yapmayı öğrendiğimde başka şeylerde öğrenebilirim hissiyatına kapıldım. Bu yüzden oğlumla birlikte gitar kursuna da gittik. Bu anlamda kadınlarda ellerinden geldiğince üretimde bulunsunlar. Kendi ayaklarımızın üzerinde durmamız gerekiyor. Eşimizin getirdiği paraya bakmamalıyız. Bu durum bir yere kadar gider. Her kadın üretimde olmalıdır. Ben üretimde bulunduğumda özgüvenim daha çok artıyor. Yani hiçbir kadın üretimden kopmamalı, yavaş yavaş başarıya ulaşılıyor” diye konuştu.