İZMİR - SES İzmir Şubesi Eşbaşkanı Nursel Yücesoy, pandemi nedeniyle büyük emek veren sağlık emekçilerinin depremle birlikte durumlarının daha kötüye gittiğini belirterek, hasar gören kurumlardaki sağlıkçıların rızaları dışında hastanelerde görevlendirildiklerini söyledi.
Koronavirüsün (Kovid-19) yeniden tırmanışa geçtiği şu günlerde sağlık çalışanları, çalışma koşulları her geçen gün zorlaşıyor. Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan genelge ile sağlıkçıların “izin, istifa, emeklilik ve tayin hakları” gibi temel hakları geçici olarak ertelendi. Pandemi sürecinde birçok sağlık çalışanının ölümle karşı karşıya kaldığını belirten Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası'nın (SES) İzmir Şubesi Eşbaşkanı Nursel Yücesoy, Türkiye genelinde son 4 günde 13 sağlık çalışanı hayatını kaybettiğini ve şuana kadar toplam 152 sağlık çalışanın yaşamını yitirdiğini söyledi.
'ACİL ÖNLEMLER ALINMALI'
Sahada çok acil bir istihdama ihtiyaç olduğunu vurgulayan Yücesoy, “Bizim de Kovid-19 hala meslek hastalığı olarak tanımlanmıyor ve biz bunu talep ediyoruz. Şuanda dünyada 130 ülke kovid-19’u meslek hastalığı olarak tanıyor ve gerekeni yapıyor. Türkiye'de ise siyasi otorite bunu görmezden geliyor ve bizim arkadaşlarımız bu hizmeti verirken ölmeye devam ediyor. Biran önce sağlık çalışanlarıyla ilgili önemli tedbirlerin alınması ve sahada gerekli istihdamın sağlanmasını istiyoruz” diye konuştu.
İZİN VE EMEKLİLİK HAKLARI GASP EDİLİYOR
27 Ekim tarihinde çıkan genelgeyle sağlık çalışanlarının yıllık izin ve emeklilik haklarının gasp edildiğini aktaran Yücesoy, şunları söyledi: “Şuanda emeklilik hakkı, istifa ve izinlerimiz durduruldu. Hiçbir şekilde şuan izin kullanamıyoruz. İstifa edemiyoruz ve emekli olamıyoruz. Bunlar bizi daha da tüketti. Bir an önce bizim izin haklarımız, özlük haklarımızın verilmesi, ek göstergenin ek ödemesi performansın normal maaşımıza yansıması emeklilik ikramiyesine yansımasını istiyoruz. Her fırsata taleplerimizi dile getirmemize rağmen görmemezlikten geliyorlar ve kendi istedikleri gibi çalıştırmaya devam ediyorlar.”
DEPREMLE BİRLİKTE İKİYE KATLANDI
Sağlık çalışanlarının koronavirüs ile mücadele sürecinde yaşadıkları problemlerin depremle birlikte ikiye katlandığını dile getiren Yücesoy, “Eğer birinci basamak sağlık hizmeti olan temizlik, hijyen, beslenme, aşılama, sağlıklı su temini ve besin gibi konular yerine getirilmiş olsaydı biz bu depremi daha kolay atlatırdık. Çünkü daha önce bu saydıklarımız birinci sağlık hizmetleri şeklinde yürütülüyordu. Daha sonra bunlar aile hekimliklerine dönüştü ve sağlıkta dönüşümle birlikte artık bu sistemin yürümediğini pandemi ve deprem sürecinde çok net anlamış olduk" diye belirtti.
Mezun olan binlerce sağlık çalışanına istihdam açılmadığına, haksız hukuksuz ihraç edilen sağlık çalışanlarının göreve hazır olmasına rağmen güvenlik soruşturmasından kaynaklı görevlerine başlamadığını kaydeden Yücesoy, “Salgının boyutu artarken sayısı azalan sağlık çalışanlarının yoğun tempodan dolayı tükeniyor. Mart ayından bu yana sağlık çalışanları olarak çok yorulduk, yıprandık ve artık tükendik. Uzayan mesai saatleri, belirsiz mesailer, nöbetler, ekstra çalışma zamanlaması bizi tamamen tüketti” dedi. İzmir’de depremden hasar gören yerlerde çalışan sağlık çalışanlarının tamamen rızaları dışınki yerlerde görevlendirildiklerini ifade eden Yücesoy, Buca Seyfi Demirsoy Hastanesi'nin depremden zarar gördüğünü ve tamamen boşaltıldığını hatırlattı. Orada çalışan sağlık çalışanlarının tamamen başka yerlere görevlendirildiğini kaydeden Yücesoy, “Arkadaşlarımızın hiçbirinin gönül rızası yoktu. Evlerinden çok daha uzak, ulaşımı çok daha sıkıntılı yerlere görevlendirildiler. Hiçbiri kendi branşıyla ilgili olmayan çalışma sahası olmayan yerlere görevlendirildiler” diye ifade etti.