İSTANBUL - Döviz kurundaki yükselişi durdurmayı amaçlayan MB’nin faiz artışı kararını “zamansız yapılmış bir doğru” diye yorumlayan ekonomist İzzettin Önder, “Ekonomik kriz için yapılan değişiklikler dikiş tutmaz. Evrensel hukuk normlarına uygun bir yönetim anlayışı şart” dedi.
Merkez Bankası (MB) Para Politikası Kurulu (PPK), yüzde 10,25 olan politika faizini yüzde 15'e çıkarmasının ardından dolar/TL 7,50'ye, euro/TL 8,90’e geriledi. Kısa süreli düşüş sonrası dolar tekrardan yükselişe geçerek, 7,62 TL’ye, euro ise 9 TL’ye çıktı. Ekonomist İzzettin Önder, üst üste alınan MB kararları ve ekonomi yönetimindeki değişiklikleri değerlendirdi.
Berat Albayrak’ın Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan istifa ve MB Başkanlığı’na Naci Ağbal’ın atanmasının faiz artışı beklentisi yarattığını söyleyen Önder, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “faiz artışı karşıtlığının” tabana yönelik olduğunu, faiz artışı kararının Erdoğan’ın emri sonrası alındığını söyledi. Önder, MB’nin faiz arttırmasıyla “İşte! MB serbest karar alabiliyor” algısının oluşturulmak istendiğini belirtti.
DÖVİZ NEDEN DÜŞMÜYOR?
Önder, “Faiz oranlarının bu kadar yüksek baz bandında artması piyasacıları korkuttu. Korku, ani satışlara neden oldu. 475 baz bandında artış yapmasına rağmen döviz kurunda bir düşüş oldu ama çok geçmeden döviz kuru da yükselişe geçti” diye belirtti.
Yüksek oranda faiz artışına rağmen döviz kurunda ciddi düşüş olmamasını “siyasal ve iktisadi alanında geçmişte yapılan yanlış politikalar” üzerinden açıklayan Önder, şöyle devam etti: “Bir kere cari açık çok fazla. Üretim durma seviyesinde. Saray’ın masrafları malum. Dış politikalardaki yanlış politikalardan dolayı yalnızlaşma yaşanıyor. En önemlisi içte yaşanan siyasi istikrarsızlık. Siyasi istikrarsızlıktan doğan güvensiz ortam. Mafyanın kalkıp tehditler savurduğu ve bir siyasi partinin de destek verdiği ortamda yatırımcı nasıl güvenir? Güvenmez! Tablo böyleyken döviz kuru inmez. Hatta günden güne artış gösterir.”
‘ERDOĞAN ÜSTÜ ÖRTÜLÜ YALVARDI’
Erdoğan’ın iki gün önce yaptığı “ülke dışındaki tasarrufları sorgusuz kayıt altına almalıyız” açıklamasını kötü tablonun itirafı olduğunu dile getiren Önder, bu açıklanın “üstü örtülü bir yalvarma” olduğunu söyledi. Önder, “Bu açıklama dışardan bu faiz oranlarına rağmen para bulamadıklarının itirafıydı. Devlet şu an dövizle borçlanmaya çalışıyor” dedi.
‘ARABANIN PARÇASI DEĞİL ARABA DEĞİŞMELİ’
Hükümetin ekonomi yönetiminde yaptığı değişimleri “Arabanın sadece bir parçasını değil kendisinin değişmesi gerekiyor” diyerek eleştiren Önder, tekçi rejimine dayanan sistemin ekonomik krizin kaynağını oluşturduğunu söyledi. “Sistem değişmeli” diyen Önder, ekledi: “Yani tek kişinin karar vermeyeceği parlamenter sistemin Anayasal güvenceyle sağlanması lazım. Ekonomik kriz için yapılan değişiklikler dikiş tutmaz. Sistem değişikliği şart. Evrensel hukuk normlarına uygun bir yönetim anlayışı şart. Sorunların AKP’yle düzeleceğine inanmıyorum. Mevcut sisteme karşı herkesi birleştirecek bir sistem ekonomideki kötü gidişatı engeller. Bir an önce kalkınamazsak, ekonomi batacak.”
ACI REÇETE
Faiz artışını “çok zamansız yapılmış bir doğru” olarak yorumlayan Önder, faiz artışının yurttaşlara yansımasının da çok kötü olacağını aktardı. Faiz artışının krizden dolayı borçlu olan yurttaşların borçlarının artması anlamı taşıdığını dile getiren Önder, “Faiz yurttaşlar için acı reçete demek. Pandemiyle birlikte bu acı reçete katlanamaz olacak. Yapılması gereken faizleri artırmak değil, Saray’ın masraflarında tasarruf etmektir. Söylemlerle reformalar olmaz” diye konuştu.
MA / Naci Kaya