İZMİR - 24 Kasım’ın “Öğretmen Günü” olarak kabul edildiği yıllarda TÖB-DER’in kapatıldığı ve üyesi olan öğretmenlerin işkencelerden geçirilip, ihraç edildiğini hatırlatan 37 yıllık öğretmen Hasan Kılıç, bugünün 24 Kasım’ında da ihraç edildiği için binlerce öğretmenin sınıflarında olmadığını söyledi.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) üyesi ve 15 Temmuz sonrası ihraç edilen 37 yıllık öğretmen Hasan Ali Kılıç, “24 Kasım Öğretmenler Günü”nün 12 Eylül Askeri Darbesi sonrası 1981 yılında gündeme getirildiği ve darbe yönetimi tarafından kabul edildiğini hatırlattı. 24 Kasım’ı kabul edildiği yıllarda, Tüm Öğretmenler Birleşme ve Dayanışma Derneği’nin (TÖB-DER) kapatıldığı, üyesi olan öğretmenlerin işkenceden geçirildiğini ve tutuklandığını belirten Kılıç, Öğretmenler Günü’nün tüm dünyada her yıl 5 Ekim’de kutlandığına işaret etti.
Kılıç, "Bizlerin Eğitim Enternasyonali’nden ve dünyadan kopuk hareket etmemiz, doğru değildir. Öğretmenin yılın 365 gününde de anılmasını, meslek sorunlarımızın konuşulmasını istiyoruz. Bunun mücadelesini zaten veriyoruz ve vermeliyiz" diye belirtti.
‘ÖĞRETMENDEN BİAAT İSTENİYOR’
AKP iktidarının, “bilimden, laiklikten, demokrasi ve barıştan uzak, ezberci ve asimilasyoncu” içerikle eğitimin sürdürülmesini istediğini vurgulayan Kılıç, "İktidar öğretmenden biat istiyor. İtiraz edene de bütün hukuksuzlukları yaşatıyor. Ceza veriyor, açığa alıyor, sürgün ediyor ya da hukuksuzca ihraç ediyor. Bugün binlerce eğitimci ihraç edildiği için sınıfta değil" dedi.
15 Temmuz Darbe Girişimi ardından 41 binden fazla öğretmenin ihraç edildiğini hatırlatan Kılıç, “Halen neden ihraç edildikleri bilinmiyor. Hepsinin işlerine geri dönmeleri gerekiyor. KESK üyesi de 4 bin 700 kişi ihraç edildi. Hukuksal gerekçe olmadan özel bir hukuk yaratıldı” diye konuştu.
‘İNSANCA YAŞAMAK İSTİYORUZ’
Kılıç, şöyle konuştu: “Kapitalist modernite, açlık ve işsizlikle, çarpık kentleşmeyle, kar hırsıyla, ihraçlarla ve tecritle yaşamlarımıza müdahale ediyor. Bunun karşısında toplumsal muhalefet güç olmalı. İktidar siyasal ve ekonomik krizin faturasını emekçilere ödetiyor. Bugün bazen gazeteciye, bazen hekime, bazen siyasetçiye, belediye başkanına, kadına, gence ve öğretmene yönelmelerinin nedeni budur. Birleşip güç olursak bütün saldırıları ve hukuksuz uygulamaları sonlandırabiliriz. Demokrasi ve toplumsal hakikatle birlikte insanca yaşamak istiyoruz.”