İSTANBUL- DİSK-AR Uzmanı Deniz Beyazbulut, TÜİK’in ölçme yöntemlerinin, işsizlik sorunundaki gerçek tabloyu perdelediğini belirterek, “TÜİK gerçeği gizliyor. Salgının çalışma hayatına getirdiği vahim tabloyu ise gizliyor” dedi.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) , 2020 yılının Ağustos ayına kadar olan döneminde işsiz sayısını 4 milyon 194 bin kişi olarak açıkladı. Bu dönemde istihdam edilenlerin sayısı tarım sektöründe 314 bin, sanayi sektöründe 91 bin, hizmet sektöründe 717 bin azalırken, inşaat sektöründe 147 bin arttı. İstatistik kurumunun rakamları, son bir yılda çalışabilir nüfusun 1 milyon 139 bin artmasına rağmen işgücünün 33 milyon 180 binden, 31 milyon 749 bine düşerek 1 milyon 331 azaldığını, istihdamınsa 28 milyon 529 binden, 27 milyon 554 bine gerilemesiyle, istihdam piyasasındaki kaybın 975 bine ulaştığını gösteriyor.
Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi (DİSK-AR) Uzmanı Deniz Beyazbulut ise, TÜİK’in Kovid-19 öncesi yöntemlerle çıkarttığı istatistiklerin gerçek verileri yansıtmadığını söyledi.
İŞ KAYBI 2 MİLYON 159 BİN
TÜİK’in salgın döneminde gerçek işsizlik oranlarında salgın dönemi öncesinde kullandığı metodolojiyi kullanmaya devam ettiğini vurgulayarak Beyazbulut, “Bu yüzden DİSK-AR, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) bu dönemde önerdiği metodolojiyi kullanıyor. Buna göre, Kovid-19 nedeniyle meydana gelen eşdeğer iş kaybı 2 milyon 159 bin olarak gerçekleşti” dedi.
‘TABLO ÇOK DAHA VAHİM’
Ağustos 2020’de revize edilmiş¸ geniş¸ tanımlı işsiz ve iş kaybı sayısının Ağustos 2019’a göre 936 bin artarak 10 milyon 513 bine yükseldiğini aktaran Beyazbulut, “Bilindiği üzere pandemiyle birlikte kısa çalışma ve ücretsiz izin uygulamaları yaygınlaştı. Bu kişilerde işsiz sayılmadı. Dolayısıyla gerçek tablo TÜİK’in açıkladığı tablonun aksine oldukça vahim. Özellikle pandemiyle birlikte işsizlik artmaya, istihdam azalmaya devam ediyor” diye belirtti.
KADINLAR DAHA FAZLA ETKİLENİYOR
Kadınların salgından daha fazla etkilendiğine dikkati çeken Beyazbulut, kadınların Kovid-19 döneminde ücretli istihdamdan daha fazla çekilmek zorunda kaldıklarını söyledi. Beyazbulut, Salgının hızlanarak devam etmesi durumunda işsizlik ve istihdama kötü etkilerin de hızlıca devam edeceğine işaret etti.
‘İSTİHDAM KABUL EDİLİYOR’
TÜİK’in yöntemine göre, kısa çalışma ödeneği ve ücretsiz izin ödeneği alan işçilerin iş aramadıkları için işsiz sayılmadıklarını sözlerine ekleyen Beyazbulut, şöyle devam etti: “İŞKUR’a göre bugüne kadar yaklaşık 3 buçuk milyon işçi kısa çalışma ödeneği ve 2 milyon 45 bin işçi de ücretsiz izin ödeneği aldı. Ancak TÜİK bu işçileri istihdamda kabul ediyor. Öte yandan kısa çalışma ödeneği alamayan, kayıt dışı veya kendi hesabına çalışıp işsiz kalanların önemli bir bölümü ise Kovid-19 nedeniyle iş arama eğiliminde olmadığından işgücü piyasası dışına çıktılar. TÜİK onları da işsiz saymadı.”
Beyazbulut, TÜİK’in dar tanımlı işsizlik hesaplama yöntemi salgının çalışma hayatında yarattığı tahribatı ortaya koymaktan uzak olduğuna değinerek “TÜİK verilerle oynamıyor, salgın öncesi işsizlik hesaplama yöntemini kullanarak salgının çalışma hayatına getirdiği vahim tabloyu gizliyor” dedi.
‘İŞSİZLİK TOPLUMSAL BİR SORUN’
Beyazbulut, işsizliğin toplumsal bir sorun olduğunu ve işini kaybetme riskinin sosyal bir risk olduğunu hatırlatarak, şunları söyledi: “Salgın dönemiyle birlikte işsizlikle mücadele konusunda kamucu ve toplumcu yaklaşımla salgınla mücadele bu aşamaya kadar edilmedi. 2020 Mart ayından itibaren devasa işsizlik ve gelir kaybı yaşandı ve yaşanmaya devam ediyor. Böyle bir ortamı ‘iş beğenmemezlik’ olarak söylemek işsizliği bireysel bir sorun olarak açıklamaktır.”