İSTANBUL- Maaş ve tazminatlarını alabilmek için direnen BİMEKS işçileri, devletin işverenleri koruduğunu belirterek, bütün haksızlıklara karşı herkesi birlikte direnmeye çağırdı.
Türkiye’de en büyük teknoloji ürünleri mağazalarından birisi olan BİMEKS, 2016 yılının sonlarına doğru bünyesinde çalışan yüzlerce işçinin maaşlarını geç yatırmaya başladı. 2017 yılının başı ile birlikte ise maaşları tamamen kesilen işçiler, 2018 yılında krizden dolayı BİMEKS mağazalarının kapatılması sonucu işsiz kaldı. Tazminatları ödenmeyen ve işsiz kalan işçiler, bir yandan iş ararken diğer yandan da haklarını talep etmek için bir araya geldi. Her hafta işverenlerinin öğretim görevlisi olarak çalıştığı Özyeğin ve Boğaziçi üniversiteleri ile evlerinin önüne giderek, haklarının verilmesini istiyor. Yaptıkları eylemlerde çoğu zaman polis müdahalesiyle karşılaşan işçiler, haklarını almak konusunda son derece kararlı olduklarını ve mücadelelerinden vazgeçmeyeceklerini söyledi.
TAZMİNATINI ALAMADI
BİMEKS firmasında 2013 Ocak yılında işe giren ve bir çok mağazada satış personeli olarak çalışan Zeynel Çiftgöz, 2017 Ocak ayında ise çalıştığı mağazanın kapanması sonucunda işten çıkarıldı. İşten çıkarılmadan önce içeride kalan 2 maaşı ve tazminatını almadığını dile getiren Çiftgöz, bunun için mücadele ediyor.
MUHATAP BULAMIYORLAR
15 Temmuz 2016’daki darbe girişimine kadar BİMEKS’in işlerinin iyiye gittiğini hatta cirosunu her gün arttırdığını belirten Çiftgöz, darbe girişiminden sonra maaşlarında aksamalar olmaya başladığını söyledi. Çiftgöz, “Bir iki ay aksamadan sonda, 2 ay hiç maaşlarımız ödenmedi. 2017 Ocak’ta çalıştığım mağaza kapandığı için işten çıktım. Maaşların yatmadığı aylarda bizlere mailler üzerinde dini duygular ön plana koyularak, sürecin geçici olacağı yönünde mesajlar atıldı. İşçiler olarak bizlerde bu süreçte destek olmaya çalıştık. İşverenler ‘gerekirse ben evimi, arabamı satarım işçinin beş kuruşunu alacaklı bırakmam’ diyorlardı. Fakat şu an hepimiz mağduruz ve muhatap bile bulamıyoruz” dedi.
‘GÖRÜŞ BİLDİRMEKTEN KAÇINILMIŞ’
Şirketin mağazalarını kapattıktan sonra bağımsız denetçiler tarafından denetlendiğini ifade eden Çiftgöz, denetçilerin raporlarda, “Stoklar sayılamayacak durumda olduğundan sayamadık” ifadelerine yer verdiğini söyledi. Çiftgöz, “Bütün mağazalar kapanmış, stokları ve demirbaşları var. O kadar ürün bir anda nasıl yok ediliyor, çıkıp bunu açıklasınlar. Raporda bir başka durum ise yazılım denen şeyin stoğu olmamasına rağmen çok büyük bir meblağ ayrılmasıdır. Bu mantığa sığmıyor. Raporun sonunda ise ‘görüş bildirmekten kaçınma’ diye görüş bildirilmiş. Yani adamlar görüş bildirmekten kaçınmış. Yargı bu duruma sesini çıkartmıyor. Sanki gizli bir el Akgirayları kolluyor” diye belirtti.
OYNAMALAR YAPILDI
2019’da Vedat Akgiray’ın özel bir davetle Sermaye Piyasa Kurulu’nun (SPK) başına geçtiğini anımsatan Çiftgöz, SPK başkanlarının görevlerini 5 yıl yapması gerektiğini fakat Akgiray’ın hakkında çıkan şaibe haberleri nedeniyle 2 yılda görevden alındığına işaret etti. BİMEKS şirketinin borsaya açılmadan önce bilançolarında oynama yapılarak değerinin 2-3 katına çıkartıldığını dile getiren Çiftgöz, bu olayın kayıtlarda mevcut olduğunu fakat kimsenin üzerine gitmediğini belirtti. “İnsanlardan parayı alıyor şirketi zengin gösteriyor” diyen Çifgöz, “Yeniden hisse senedi yayınlıyor, insanları kandırıyor. Tahvillerin kupon ödemelerini ise yapmıyorlar. BİMEKS hiçbir zaman öz kaynaklarıyla büyüyen bir şirket olmadı. Tahvil yayınlayarak şirketi büyütüyordu. Borsada da böyle bir sürü mağdur yarattılar” diye konuştu.
PATRONLAR KOLLANIYOR
İşveren Akgiray ailesi hakkında suç duyurusunda bulunduklarını fakat polisin olayın üzerine gitmediğini belirten Çiftgöz, “Biz elimizdeki yargı kararlarıyla savcıya gidiyoruz. Savcı ‘kovuşturmaya gerek yoktur’ diyor. Biz adaletli bir savcı aradık, fakat bulamadık. Ülkede patronlar açık açık kollanıyor. Biz yıllarca emek verdik ama hakkımızı alamadık. İnsanlar nasıl kendi kabuklarına çekilebiliyor. Neden bu devletin başındaki adamlar, muhalefet susuyor” ifadelerini kullandı.
‘HAKKIMIZA GELİNCE FETVA’
Çiftgöz, birçok çalışanın evini satmak ya da evliliklerini bitirmek zorunda kaldığını söyledi. Çiftgöz, haklarını istemek için gittiklerinde işverenden “Tazminat hak değildir, öyle fetva verildi” cevabını aldıklarını belirtti. Şirketler yönetilirken kanunlara göre yönetildiğini söyleyen Çiftgöz, “İşçilerin hakkını ödemeye geldiğinde yasaları tanımıyor, fetva alıyor. Baştan ‘tazminatı hak olarak görmüyoruz’ deseydiniz. Neden şimdi hak değil. Bu büyük bir saçmalık” dedi.
AKGİRAY AİLESİ KORUNUYOR
Alacakları için her türlü yargı yolunu denediklerini ifade eden Çiftgöz, “Elimizde alacağımıza dair mahkeme kararlarımız var. Biz yine de alacaklarımızı alamıyoruz. Sanki gizli bir el Akgiray ailesini koruyor. Ama sonuna kadar direneceğiz, hakkımızı almadan da geri dönmeyeceğiz” şeklinde konuştu.
‘BİZİMLE DALGA GEÇTİLER’
BİMEKS’te 9 yıl çalışan Dilek Aslan ise “Benim 3 aylık maaşım ve 17 günlük yıllık iznimin ücreti kaldı. Tazminatımı da alamadım. Patronlar sürekli aile olmak ve din kavramları üzerinden duygu sömürüsü yaptılar. İyi günlerinde yanındaydık, kötü günlerinde de yanlarında olalım istedik. Direk icra yoluna başvurmadım. Çok zor durumlara düştük, kredi çektiğimiz paralarla işe gitmeye devam ettik. Ev sahipleri kapımıza dayandı, kredi borçlarımızı geri ödeyemedik. Haklarımızı istediğimizde de bizimle dalga geçtiler ve ‘bu bizim borcumuz değil şirketin borcu’ dediler. Paralar akarken şirketteki paraları toplayanlar kimlerdi de şimdi ‘şirket bizim değil’ diyebiliyorlar” dedi.
'HEP BİRLİKTE DİRENELİM'
Haklarını alana kadar mücadelelerine devam edeceklerini sözlerine ekleyen Aslan, şunları söyledi: “Devlete, adalete ve hukuka güvenmiyoruz artık. Bu haksızlıkları kimler kolluyor bilmiyoruz. Ben çocuklarımın hakkını kimseye yedirmeyeceğim. Benim ev hayalimdi, çocuğumun rızkıydı, umudumdu. Yıllarca bana bayram yüzü göstermediler, çocuklarımla geçireceğim vakitlerimi çaldılar. 10 senedir çocuklarımla bayram yüzü görmedim. Onlara da bayram ettirmeyeceğim. Bütün işçilerin direnişimizi örnek almasını istiyorum, bütün haksızlıklara karşı birlikte direnelim. Hain patronlara hakkımızı bırakmayalım.”