DİYARBAKIR - Temel gıda maddelerindeki fiyat artışları yurttaşları olumsuz etkilerken, esnaflar ise “Asgari ücretli iki gün çalışıp evine ancak çay alabiliyor. Müşterilere fiyat verirken utanıyoruz, işlerimiz yarı yarıya düştü” diyor.
Temel yaşam gıdaları olan ve kış aylarının en çok tercih edileni nohut, mercimek, bulgur, fasulye, makarna ve yağ gibi ürünlerin fiyatları artıyor. Yurttaşlar, çoğu ürünün tezgâhına dahi yaklaşamıyor. Pazarlarda yüzde yüz artış ile mercimek rekor kırıyor. Sıvı yağ ise adeta cep yakıyor.
Diyarbakır’ın Yenişehir ilçesi Eski Hal civarında bakliyat satışı yapan esnaflar, ekonomik krizin etkilerini anlattı.
‘FİYAT VERİRKEN UTANIYORUM’
Abdülaziz Baran (35), döviz kurlarındaki artışlardan kaynaklı ürünlerinin fiyatlarında artışlar, zamların kendi tercihleri olmadığını söyledi. Fiyat artışının müşterileri zorladığını ifade eden Baran, pazarda yaşananları şöyle özetledi: “Müşteri gelip fiyat sorup gittiğinde ben utanıyorum. Müşteri gelip bizimle kavga ediyor, ‘siz yapıyorsunuz’ diyor. Fırsatçılar devreye giriyor, fiyatları yükseltiyor. Vatandaşta para varsa gelip alıyor yoksa da borç edinip yine almak zorunda kalıyor. Elimden gelen yardımı yapmaya çalışıyorum. Biz de aynı durumları yaşıyoruz. Eskiden paket paket alan insanlar artık kiloyla almak zorunda kalıyor. Fiyatlar geçen seneye göre çok yükseldi. Mercimeği geçen sene 5 liradan verirken, bu sene 10 liradan veriyorum. Yağ geçen sene 145 lira iken bu sene 210 lira oldu.”
‘ASGARİ ÜCRETLİ ALAMIYOR’
Ethem Caferoğulları (30) de, tüm ürünlerde en az yüzde 50 artış olduğunu özellikle yağ, pirinç ve mercimekteki artışın çok fazla olduğunu söyledi. Caferoğulları, “Asgari ücretle çalışan insanlar akşama kadar çalışıyor, 50-60 lira kazanıyor ama bu parayla evine bir çay bile alamıyor. İki gün çalışıp evine ancak çay alabiliyor. Fiyat yüksekliğinden kaynaklı işlerimizde büyük bir düşüş yaşanıyor. Ödemelerimizi yapamıyoruz, sattığımız ürünü yerine koyamıyoruz. Gıda sektörünün yüzde 50’si yurt dışından geliyor. Onun için dolar sektörü çok etkiliyor. Beklemekten başka çaremiz yok” dedi.
‘SAVAŞ POLİTİKASININ YANSIMASI’
Nazım Akan ise yaşadıklarını “kriz söylenti değil, gerçektir” diye ifade etti. İktidarın yürüttüğü savaş politikalarının bugün topluma yansıdığını aktaran Akan, şunları söyledi: “İnanılmaz bir durgunluk var. İnsanlar en standart şeyleri alıyor. Yaşamını devam ettirebileceği bulgur, pirinç gibi ürünlerin dışında bir şey alamıyor. Eskiden evinde 5 kilo kalınca gelip alışveriş yapıyorlardı, şimdi son kaşığına kadar bitince mecbur gelip alıyor. İşlerimizde de en az yarıdan fazla bir düşüş var. Müşteriler, asıl isyan etmesi gereken yerleri bilmediği için bize isyan ediyor. Bunun sebebi biz değiliz, biz de eskiden tonlarca ürün alırken, şimdi tane tane alıyoruz. Onlara gerçeği, isyan etmesi gereken yerleri söylüyoruz.”
MA / Ergin Çağlar -Tolga Güney