ANKARA - Tarım ve orman iş kolunda pandemi sürecinde yaşanan sorunlara ilişkin hazırlanan raporu açıklayan Tarım Orkam-Sen Genel Başkanı Ahmet Keleş,“Tarım ve Orman Bakanlığı’nda pandemiyle mücadelede alınan önlemlerin kapsam ve niteliği büyük bir eşitsizlik göstermektedir” dedi.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’na (KESK) bağlı Tarım ve Orman Hizmetleri Emekçileri Sendikası (Tarım Orkam-Sen) koronavirüs (Kovid-19) sürecinde tarım ve orman iş kolunda yaşanan sorunlara ilişkin hazırlandıkları “Tarım ve Orman Bakanlığı Pandemi İzleme Raporu”nu basın toplantısıyla açıkladı. Sendikanın Genel Merkezi'nde gerçekleştirilen toplantıya KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, Tarım Orkam-Sen Genel Başkanı Ahmet Keleş, Tarım Orkam-Sen Genel Sekreteri Gazi Düz ve KESK MYK üyesi İlhan Yiğit katıldı.
Açıklamada konuşan Tarım Orkam-Sen Genel Başkanı Ahmet Keleş, raporun sendikanın şubelerinden alınan bilgiler esas alınarak hazırlandığını belirtti. Vaka sayılarında yaşanan artış nedeniyle acil önlemlerin alınması gerektiğinin altını çizen Keleş, “Tarım ve Orman Bakanlığı’nda pandemiyle mücadelede alınan önlemler, bu önlemlerin kapsam ve niteliği büyük bir eşitsizlik göstermektedir. Bakanlık merkez teşkilatından ve ülkenin gelişmiş metropollerinden taşralara doğru gittikçe alınması gereken önlemler aşınmaya başlanmış, Bakanlığın asıl sayısal gücünü ve iş yükünü omuzlayan on binlerce çalışan, kayda değer hiçbir önlem alınmadan, kesintisiz biçimde çalışmak zorunda kalmışlardır” dedi.
‘TAŞRAYI DÜZELTEN BİR MERKEZ ANLAYIŞI’
Hazırlanan raporun amacının tarım ve orman iş kollarında çalışmak zorunda bırakılan emekçilerin durumuna dikkati çekmek olduğunu ifade eden Keleş, “Mevcut durum değerlendirmesi ve zorunluluklar temelinde çözüm önerimiz şudur: Pandemi ile mücadele yönetmenliği ve salgınla mücadele kuralları/kültürü, ek bütçe ve yeni bir istihdamla takviye edilmiş halde, dezavantajlı ve ihmal edilmiş ilçelerden ve illerden başlanarak merkezlere doğru hayata geçirilmelidir. Taşrayı düzelten bir merkez anlayışı ve yönelimi hem kendi kazanımlarını koruyacaktır hem de kendi yerleşkesini ve çalışma şartlarını daha olumlu seviyelere kendiliğinden taşıyacaktır” ifadelerinde bulundu.
‘RİSK GRUBUNDAKİLER İZİNLİ SAYILMALI’
Keleş, devamında sendikaya bağlı iş kollarından aldıkları bilgilerin derlemesi sonucu elde edilen çözüm önerilerini şu şekilde sıraladı:
“* Pandemi sürecinde esnek çalışma yöntemlerinin uygulanması pandeminin çalışanlar arasında bulaş riskini azaltacağı aşikârdır. Bu sebeple Bakanlığınız Merkez ve Taşra Kuruluşlarında bütünlüklü olarak kurumların özgün koşullarına göre uygulanmasının sağlanması gerekmektedir.
* Bu süreçte risk grubundaki çalışanların Covid-19 riski ile baş başa bırakılmaması önem arz etmektedir. Bakanlığınızca risk grubundaki çalışanların idari izinli sayılması veya uzaktan çalıştırılmasının sağlanması gerekmektedir.
* Maske ve el dezenfektanı ve işyerinin dezenfeksiyonu konusunda en üst hassasiyet sağlanmalıdır.
* Kurumlarımızın neredeyse bütününde çalışan personele dönük, ateş ölçümü ve HES kodu sorgulaması derhal yapılmalıdır.
* Personelin, Valilik ve Kaymakamlıklarca farklı işlerde (filyasyon, vefa çalışma grubu, gıda harici işyerleri ve Pazarlarda maske denetimleri, vb.) çalıştırılmaktadırlar. Çalışan personele Bakanlığımızca verilmiş görevlerin dışında görev verilmemesi gerekmektedir.
* Bulaş riskinin ortadan kaldırılması için başvuruların elektronik ortamda (E-Devlet kanalı ile) alınması bu sorunu büyük ölçekte çözecektir.”
BOZGEYİK: EMEKÇİDEN YANA TEDBİR ALINMALI
KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik ise şunları ifade etti:“Hem tarım hem orman iş kolunda iktidarın uygulamış olduğu politikayı arkadaşlarımız ifade ettiler. Genel anlamda Türkiye’de de salgının başlaması ile iktidarın şeffaf olmadığı ve süreci demokratik bir şekilde yürütmediği açığa çıktı.Yalan bozuk para gibidir uzun zaman insanı geçindirmez, bu iktidar da pandemi sürecinde uzun süre vaka sayılarını gizleyerek bir bütün olarak herkesin sağlığını riske atmıştır. Kamu emekçilerinin salgından korunması için uyarılarda bulunmamıza rağmen gerekli tedbirler alınmadı. Sağlık emekçilerinin ‘tükeniyoruz’ çığlığına sessiz kalınmıştır. Keyfi uygulamalar ile karşı karşıyayız. İktidar salgın başladığından bu yana sermayeden yana bir tavır almıştır, bu tutumu birçok yurttaşımızın yaşamını yitirmesine neden olmuştur. Emekçiden yana tedbirlerin alınması gerekir. Aşı çalışmaları şeffaf yürütülmeli, eşit adaletli bir süreç olması gerekli.”