DİYARBAKIR - Asgari ücretle hayatta kalmayı mucize olarak gören Diyarbakırlılar, 2021 yılı için olması gereken rakamlar konusunda umutsuz.
Ekonomik krizin derinleştiği bir ortamda asgari ücrete yapılacak zamma ilişkin hükümet, işverenler ve işçi sendikaları arasında toplantılar devam ederken, siyasi partiler ve işçi sendikaları ise asgari ücretin ne kadar olması gerektiği yönündeki taleplerini seslendiriyor.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) asgari ücretin 4 bin, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) 3 bin 800, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ise 3 bin 100 TL olarak belirlenmesini istiyor. Siyasi partiler ve sendikalar asgari ücretin vergiden muaf tutulması talebini de her fırsatta dile getiriyor.
Ekonomik krizin altında her geçen gün ezilen ve yükselen döviz artışı ile ekonomik olarak eriyen işçiler, asgari ücret zammı konusunda umutsuz. Asgari ücretin bugünkü ülke şartlarında en az 3 bin 500 ile 5 bin TL arasında olması gerektiğini belirten Diyarbakır'daki işçi ve emekçiler, iktidarın bu şekilde bir yükseltmeye gitmeyeceğinden emin olduklarını belirterek, herhangi bir beklenti içerisinde olmadıklarını söyledi.
‘KENDİLERİNE YAPTIKLARI ZAMMI BİZE DE YAPSINLAR’
Bir fabrikada asgari ücretle çalışan Abdulrezak Memiş (32), ekonomik krizin derinleşmesiyle devletin enflasyon rakamlarını düşük gösterdiğini, fakat yurttaşların yaşanan kriz karşısında perişan bir durumda olduğunu dile getirdi. Tartışılan asgari ücretin 4 bin ila 4 bin 500 TL olması gerektiğini vurgulayan Memiş, “Ben soruyorum; 5 kişi, 2 bin 300 lirayla nasıl geçinelim? Devlet yetkililerine soruyorum. İktidarın istediğimiz oranda asgari ücreti yükselteceğini düşünmüyorum. Asgari ücreti 2 bin lira yapsınlar, enflasyonu sıfıra indirsinler. O zaman asgari ücretin zamlanmasına da gerek yoktur. 2013’te işe girdiğimde 813 lira asgari ücret alıyordum ve yine 5 nüfusa bakıyordum. Ancak o para bana o dönem yetiyordu. Şimdi 2 bin 300 lira alıyorum ve sürekli kredi kartından çekiyorum. Hükümet elini vicdanına koysun, kendilerine nasıl zam yapıyorlarsa, yani cumhurbaşkanı, milletvekili nasıl ki kendilerine zam yapıyorsa, asgari ücretliye de o oranda zam yapılsın” fadelerini kullandı.
‘HAYATTA KALMAK MUCİZE’
Üniversite mezunu ve işsiz olduğunu dile getiren Mustafa Okçu, şu anki koşullarda yurttaşların hayatta kalması mucize olduğunu belirterek, enflasyon rakamlarıyla beraber asgari ücretin 5 bin TL olması gerektiğini kaydetti. Okçu, “Gerekli şartlar gerçekleşmediği takdirde insanlar mutsuz ve huzursuz olur, sıkıntılar başlar, aile içi çatışmalar gün yüzüne çıkar. Alım gücü düştüğünde insanın maaşı artması gerekiyor ki önceki enflasyon dönemine göre harcamalarını tekrar yapabilsin. O yüzden ÜFE TÜFE’ye göre belli bir artış olduğunda maaşın da doğal olarak artması gerekiyor. Her yıl asgari ücret artıyor ancak asgari ücretle geçinen insanlar bu artıştan memnun değil” dedi.
‘KENDİLERİ GEÇİNEBİLİR Mİ?’
Esnaf Cumali Yıldırım, elektrik, su, doğalgaz, ev ve kira masraflarının şu anki asgari ücretle karşılanamayacağını dile getirdi. Yetkililere “Kendileri gelsin 3 bin TL’ye bir ay geçinebilirler mi?” diye soran Yıldırım, iktidarın asgari ücrete toplumun talepleri doğrultusunda bir artış yapmayacağını belirtti. Yıldırım, “Bir kira bin 500 TL olmuş. Yüzde 40 elektriğe zam geldi. 3 bin TL çok az. 5 binden aşağı kurtarmaz asgari ücret. İktidar bu talepleri yerine getirmez. Her şeye evet diyor ama hiçbir şey de yapmıyor. Halk yine aç kalacak, yine perişanlık olacak. Bir elektrik faturası 200 TL’den aşağı gelmiyor. Bunun kirasıdır doğalgazıdır, aidatıdır. Kıt kanat geçiniyorum. Alım gücü düştü” şeklinde konuştu.
‘ALIŞMIŞIZ KURU EKMEĞE’
Boyacılık yapan Seyithan Çapan, paranın değerinin kalmadığını ifade ederek, hayat pahalılığından dolayı asgari ücretin en az 3 bin 500 TL olması gerektiğini ifade etti. Çapan şunları söyledi: “İnsanlar doğru düzgün yemek bile yiyemiyor. Bir paket sigara 20 TL olmuş. 3 bin 500 TL yapmazlar inanmıyorum. Yahu bu insanlara yazıktır. Biz zaten alışmışız, kuru ekmek ve soğan yiyoruz. Midemiz özel yemekleri kaldırmıyor artık. Elektrik, su parası veremiyorum. Yani kalkıp caddenin ortasında kendimizi keselim mi, benzin döküp kendimizi yakalım mı?”
‘KİMSE GEÇİNEMEZ’
Özel bir şirkete güvenlik görevlisi olarak çalışan Barış Çetin ise asgari ücretin en az 3 bin 500 TL olması gerektiğini dile getirdi. Her şeyin iki katına çıktığını ve son dönemlerde eski birikimlerini de harcamak zorunda kaldığını belirten Çetin, “Bu dönemde asgari ücret en az 3 bin 500 TL olması lazım. Evliyim, 2 çocuğum var, geçinemiyoruz. Sağdan soldan borç ediyoruz. Bu şekilde geçinebiliyoruz. Hiç kimse asgari ücretle bir aileye bakamaz. Gelsin eğer bakan varsa bana da göstersin. 3 bin 500 TL olsun ki sadece kendini idame ettirebilsin. Yoksa zor. Bir pazarınızı giderdiğinizde en az 100 lirayla cüzi ihtiyaçlarını alıyorsanız, meyve almak artık lüks olmuş” dedi.
MA / Ergin Çağlar-Cahit Özbek