Türk-İş'e talepler kabul edilmezse 'greve gidin' çağrısı

img

İSTANBUL – Milyonlarca çalışanın gözü yarın son kez toplanacak olan Asgari Ücret Tespit Komisyonu’ndan çıkacak sonuçta. Umut-Sen Örgütlenme Koordinatörü Başaran Aksu, talepler kabul edilmemesi halinde masada yer alan Türk-İş'i "genel grev" çağrısı yapmaya çağırdı. 

Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda 2021'de geçerli olacak asgari ücreti belirlemek üzere 4 Aralık’ta başlanan görüşmeler yarın yapılacak dördüncü toplantının ardından belli olacak. Komisyonda işçi, işveren ve devlet adına 5’er üye bulunuyor. İşçi tarafını en fazla üyeye sahip konfederasyon olan Türk-İş temsil ediyor. İşveren tarafı adına ise, masada Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) var.
 
Derinleşen ekonomik krizle birlikte milyonlarca çalışanın gözünü diktiği Komisyon, yarınki toplantı sonucunda yeni asgari ücreti belirleyecek. 
 
Görüşmeler devam ederken taleplerini dile getiren işçi ve emekçiler, asgari ücretin yaşam standartlara göre yükseltilmesi ve vergi dışı tutulmasını istiyor.
 
‘AZINLIK DEĞİL, ÇOĞUNLUĞUZ’
 
Umut Sendikası (Umut-Sen) Örgütlenme Koordinatörü Başaran Aksu, işçiler adına masaya oturan Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu'nun (Türk-İş), azınlıkta kalındığı yönündeki söylemlerini eleştirip, bu durumu “sahtekarlık” olarak değerlendirdi.
 
Komisyon’da 14 işverene 1 işçi temsilcisi olsa da konfederasyonların istenen rakamları çıkarabilme olanağına sahip olduğunu söyleyen Aksu, “Çünkü toplumda çoğunluk ötesi bir güce sahibiz. Bu toplumun 3’te ikisi bu ücret belirleniminden etkileniyor. Önerilen ücret beğenilmiyorsa temsil ettiğiniz kesime çok rahat genel grev çağrısı yaparsınız. İstediğiniz ücretin o masada oluşmasını sağlayabilirsiniz. Fakat böyle bir noktadan uzaklar” diye belirtti.
 
SERMAYE ÜRKÜTÜLMEMEYE ÇALIŞILIYOR
 
Kimi sendikalar ve muhalefet bileşenlerinin ücret talep ederken bile sermayeyi ürkütmemeye çalıştığı eleştirisinde bulunan Aksu, “Sermaye her sene, ‘gerçekçi olalım’ çağrısı yapıyor. Oysa 40 yıldır sermaye her türlü besleniyor. Sermayenin bu çağrısının muhalefeti de baskıladığını ve muhalefetin de bu talep arkasına dizildiğini görüyoruz. Bu tutum da muhalefetin mevcut iktidarın zaman kazanmaya dönük hamlelerine dolaylı olarak bir destek olarak görüyorum” dedi.
 
SENDİKAL DÜZEN KONTROL ALTINDA
 
Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu'nun (TİSK) temsilcilerinin geçen 5 yılda Türkiye’deki sendikal düzenin ana temsilcileriyle yoğun görüşmeler yaptığını hatırlatan Aksu, bu görüşmelerle sendikal alanın ideolojik olarak yeniden düzenlendiği görüşünde.
 
Bu hamlenin bugünleri gören bir şekilde inşa edildiğini söyleyen Aksu, şöyle devam etti: “Sendikal düzeni kontrol altına aldılar. Asgari ücret görüşmelerinde konfederasyonlar açıklamalar yapar, rakamlar belirlerler, karşı çıkarlar fakat bir kırmızı çizgi tayin etmezler. İstedikleri rakamlar çıkmadı, ne yapacaksın? Şalteri mi indireceksin? ‘Şu rakamın altı genel grev nedenidir’ gibi bir söylemle görüşmeler üzerinde de baskı kuracak durumdan sendikalar uzak. Sermaye sendikal alanı düzenleme görevini yıllardır başarıyla yerine getiriyor. Bu tarz süreçleri de bu kontrol sayesinde başarıyla yönetiyorlar.”
 
‘ÖRGÜTLENİRSEN DEDİĞİNİ YAPARSIN’
 
İçinde bulunulan rejimle ücretin asgari yaşam koşullarına çekilmeyeceğini vurgulayan Aksu, muhalefetin geçmiş dönemlere ait sosyal hukuk devleti gibi argümanlarla muhalefet yaptığını söyledi. 
 
Bir taraftan da seçimlerde yüzde 60’ın geçilmesiyle emekçiler lehine iyi ücretler alınacağına dair ham hayaller satıldığını dile getiren Aksu, “Fakat bu mümkün değil. Tarih bize bunu gösterdi. Asgari ücreti yaşamsal bir düzeye çekmenin yolu işçilerin fiili meşru eylemleriyle olur. İşçiler lehine başka bir dönüşüm söz konusu değil. Bu bir güç savaşı, eğer senin gücün dağınık örgütsüzse asgari ücret yaşam şartlarının altında kalmaya devam edecektir. Sen örgütlenip gücünü gösterirsen, dediğini yapmak zorunda kalırlar” şeklinde konuştu.
 
 MA / Kadir Güney