İSTANBUL - Partisinin “Faiz Raporunu” açıklayan HDP’li Garo Paylan, 18 yılda 500 milyar doların faize aktarıldığına dikkat çekerek, “Erdoğan faiz lobisine teslim olmuştur. Tek adam rejimi sebep, faiz sonuçtur” dedi.
Hakların Demokratik Partisi’nin (HDP) Ekonomi Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Garo Paylan, partisinin “Faiz Raporu”nu İstanbul İl Örgütü binasında düzenlediği basın toplantısıyla açıkladı. Erdoğan’ın, 11 Ağustos 2020’de “faizin yüzde 8,25 bandına düştüğünü ve daha da düşeceğini” açıklamasını hatırlatan Paylan, “Bu sözlerden sadece 4 ay sonra faiz oranı yüzde 17’ye yükseldi. Erdoğan 12 Kasım 2020 tarihli açıklamasında, ‘faiz sebep, enflasyon sonuçtur’ diyerek ‘enflasyonu tek haneli rakamlara düşürmekte kararlıyız’ iddiasında bulunmuştu, fakat bundan sadece bir ay sonra faizler iki katına çıktı. Yıllarca, AKP’den önceki yönetimleri ‘ülkeyi faiz lobisine ve IMF’ye mahkûm etmekle’ suçlayan Erdoğan’ın geldiği nokta son derece nettir: Saray rejimi, faiz lobisinin önünde diz çökmüştür” dedi.
İMF’SİZ PROGRAM
“Erdoğan, faiz lobisine çalışan, ‘IMF’siz bir IMF programı’ uygulamaktadır” diyen Paylan, şöyle devam etti: “Erdoğan ve damadının, Merkez Bankası (MB) rezervlerinden 130 milyar doları iki yılda tüketti. Saray rejiminin olduğu bir ülkede parasının güvende olamayacağını görüp ülkeyi terk eden faiz lobisi, dünyanın en yüksek faizlerinden birini veren Erdoğan’a, yeniden kısa vadeli sıcak para getirmektedir. Erdoğan, tefecilerin eline düşmüştür. Almanya, eksi faizle borçlanıp faiz geliri elde ederken, Erdoğan rejimi yoksulların ödediği vergileri faiz lobisine aktarmaktadır. Yüksek faiz için gelen milyarlarca dolar sıcak para, iki ay içinde dolar bazında yüzde 12 para kazanmıştır. Bu para, ilk fırsatta yüksek getirisini alıp ülkeden çıkacaktır.”
FAİZ ŞAMPİYONU: TÜRKİYE
Paylan, “Tefeciye düşen iflah olmaz! Tefeciye düşen Erdoğan da iflah olmayacaktır” diyerek, Türkiye’nin, Avrupa’da ve OECD ülkeleri arasında “Faiz şampiyonu” olduğunu söyledi. Faizin yükünün halkın sırtına yüklendiğini dile getiren Paylan, “AKP ve saray rejimi, ‘kurt ile yiyen, çoban ile ağlayan’ pozisyonundan vazgeçmek niyetinde değildir. Güven vermeyen tek adam yönetimi, ciddi kaynak sorunu yaşamaya başlayıp bir de dövizin yükselişini durduramayınca, çareyi faizi artırmakta bulmuştur. Saray rejimi, faiz karşıtı söylemlerine karşılık, ülkeyi hem Avrupa’da hem de OECD ülkeleri içerisinde açık ara faiz şampiyonu haline getirmiştir” aktarımlarında bulundu.
TÜRKİYE FAİZDE İLK 10’DA
Paylan, siyasi ve ekonomik yapısı güçlü olmayan ülkelerin, sermayeyi kendilerine çekebilmek için fahiş faizlere razı olmak zorunda kaldığını belirterek, “Tek adam rejimi, Türkiye’yi dünyanın en büyük on ekonomisi arasına sokamadı ama Türkiye tek adam rejimiyle faiz liginde ilk 10’a girdi” dedi.
‘REJİM SEBEP, FAİZ SONUÇTUR’
“Tek adam rejimi sebep, faiz sonuç” diyen Paylan, şunları söyledi: “Dünyada eksi faizde trilyonlarca dolarlık sermaye varken, yüzde 17 faiz oranı uygulamasına rağmen döviz sorunu yaşayan Türkiye’deki ekonomi yönetiminin, sermaye çekememesinin esas sebebi; AKP’nin ülkede demokrasi ve özgürlükleri askıya alması ve tek adam rejimini inşa etmesidir. Türkiye hukukun üstünlüğü, demokrasi, ifade özgürlüğü endekslerinde alt sıralara doğru geriledikçe, uluslararası yatırımları çekmek için ihtiyaç duyulan güveni kaybetmekte, ekonomik kriz derinleşmektedir. Tek adam rejimleri, tefeci faizlerine razı olmak zorunda kalırlar” dedi.
EKONOMİ FAİZ ÇUKURUNDA
Paylan, “Saray rejiminin hem içerde hem dışarıda savaşı tercih eden politikaları benimsemesi ve bu uğurda milliyetçilik pompalayıp, ulusalcı koalisyonlar kurmasının sonucunda, savaş bütçesi, bütçe açığını artırmış, bütçe açıkları yüksek faizle finanse edilmeye başlanmıştır” ifadelerini kullandı.
18 YILDA 500 MİLYAR DOLAR FAİZE
Çiftçiler, esnaflar, işçiler, emekliler, KOBİ’ler bankalardan tefeci faizleriyle borçlandığını söyleyen Paylan, Erdoğan’ın yurttaşları faiz lobisine çalıştırıldığının belirtti. Bankalardaki kredi faizi yüzdesinin yüzde 25’e yükseldiğinin altını çizen Paylan, “AKP’nin 18 yıllık iktidarı döneminde ödediği faiz 1 Trilyon 71 Milyar TL’dir. 2002-2020 yılları arasındaki son 18 yıllık süreçte faize ödenen bu tutarın dolar karşılığı, 500 Milyarı doları geçmiştir. Erdoğan’ın faiz lobisine ödediği 500 milyar dolar, ülkedeki yoksulluğun temel nedenlerinden biridir. Vatandaşlarımızın ödediği vergiler faiz lobisine aktarılmaktadır. AKP iktidarının halka yüklediği borcun büyüklüğü o kadar devasa boyutlara varmıştır ki 2020 yılında faize bir saatte ödenen tutar 16 milyon TL olurken, 2021 yılı için faize bir saate ödenecek tutar 20 milyon TL olacaktır. Türkiye halklarının bir saatte ödediği faiz miktarı, asgari ücret alan 7 bin 221 emekçinin maaşına denktir” diye belirtti.
CDS RİSK PRİMİNİN SEBEBİ
Paylan, Türkiye ekonomisinin kötü yönetimi sonucu ortaya çıkan kaynak ihtiyacının borçlanmayı zorunlu kıldığını, yüksek riskler barındıran bir ekonominin olmasının ise Türkiye’nin CDS risk priminin artmasına neden olduğuna işaret etti. Paylan, “ABD’de dolar faizi sıfırken, Türkiye Hazinesi CDS risk priminin çok yüksek olması nedeniyle, dolar bazında yüzde 7 gibi tefeci faizleriyle borçlanmak zorunda kalmıştır” dedi.
2021 yılında faiz lobisine bütçeden 180 milyar TL aktarılacağını belirten Paylan, faize aktarılmadığı takdirde 180 milyar TL ile neler yapılacağını sıraladı.
‘TÜRKİYE’Yİ FAİZ SARMALINDAN KURTARACAĞIZ’
Paylan, partisinin programında yer alan planlamaları şöyle sıraladı:
“* İşçileri, esnafları, çiftçileri faiz yükünden kurtaran ekonomi politikalarını hayata geçireceğiz.
* Yurttaşlarımızın 50.000 TL’ye kadar olan borçlarının faizlerini silip, anaparayı faizsiz ve uzun vadeli olarak yapılandıracağız. Böylece yurttaşlarımız borçsuz ve faizsiz yaşama geçireceğiz.
* Esnaf ve KOBİ’lerin faiz lobisinin insafına bırakılmadığı bir ekonomik düzeni hep birlikte inşa edeceğiz.
* Faiz lobisine akan kaynakları; gençlere, kadınlara, emekçilere, işsizlere aktaracağız.
* Türkiye’yi; enflasyon, faiz, kur sarmalından kurtaracağız.”